Türk askerlerinin “15 Kürt vatandaşı helikopterlerden köylerin üzerine attığı” gibi alçakça bir iftirayı televizyon programında ortaya atarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) hakaret eden CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’ya tepkiler sürüyor. Akit’e konuşan Diyarbakır annesi Ayşegül Biçer, şunları dile getirdi:

PKK’nın var oluş sebebi CHP

“Sezgin Tanrıkulu hem CHP’den hem de TBMM’den ihraç edilmelidir. Kendisi, CHP’nin içindeki PKK temsilcisi gibi çalışıyor. Kılıçdaroğlu’na tepki için Bolu’dan Ankara’ya yürüyen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, CHP’den ihraç edilmişti. Şimdi Türkiye’ye ve Türk Ordusu’na hakaret eden Sezgin Tanrıkulu’nu ihraç edebilecekler mi göreceğiz. Bizim için CHP demek, HDP/PKK demektir. Eğer CHP olmasaydı HDP/PKK bugüne kadar bitmiş olurdu. 50 yıldır Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki bu halk terör örgütünün zulmü altındayken CHP hiçbir zaman terörün karşısına çıkmadı. CHP, halkın yanında durmaz, devletin yanında durmaz, ordusunun yanında durmaz, polisinin yanında durmaz, mazlumun yanında durmaz. Hep karşı tarafta durmayı tercih ettiler. Diyarbakır annelerinin 5 yıldır yaptığı mücadele çok haklı bir mücadele. Bizim mücadelemize destek vermek yerine hep köstek olmayı tercih ettiler. Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP yöneticileri defalarca Diyarbakır’a geldiler. Ama bir kez olsun Diyarbakır annelerinin kapısını açmadılar. Sezgin Tanrıkulu da Diyarbakır milletvekili olarak bir kez olsun yanımıza gelmedi. Destek vermedi. Tam tersine her zaman terör örgütüne destek verdi. PKK’nın var oluş sebebi CHP’dir. Bugün CHP varsa PKK destekçileriyle birlikte var. Halk CHP’nin HDP/PKK’nın destekçisi olduğunun farkında. Apaçık ortada ki CHP terörün yanındadır. Tanrıkulu’nun ihraç edilmeyeceğini tahmin ediyoruz. Bu sonuca da şaşırmayız. İşte CHP bu yüzden iktidar yüzü göremiyor. Böyle giderlerse hiçbir zaman da göremeyecekler.”

İhraç edilmelidir

İç Anadolu Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Zeki Dilmen de, şunları söyledi: “Bu şahıs 5 dönemdir milletvekili. Bizim vergilerimizle maaş alıp bize hakaret ediyor. Utanmadan sıkılmadan Türk askerlerinin helikopterlerle insanları köylerin üzerine attığı iftirasını atıyor. Şehit aileleri ve gaziler olarak hakkımız ona haram zehir zıkkım olsun. Yazıklar olsun. Ben CHP yönetimini de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu da anlamıyorum. Sürekli terörü, terör örgütünü savunan, tam 5 dönemdir milletvekili olarak tüyü bitmemiş yetimlerin haklarıyla ödenen milletvekili maaşını alıp ülkemize, ordumuza, polisimize, halkımıza hakaret eden bir kişiyi nasıl hâlâ partide tutabiliyorlar? Böyle kişileri partide tutarak gidip halktan oy istiyor, cumhurbaşkanı adayı oluyor. Bu Tanrıkulu gibi isimleri partide tutarak nasıl halktan oy alabileceğini düşünebiliyor, anlamak mümkün değil. Bu tutumuna Türk halkı tepki göstermeyecek mi sanıyor? Sezgin Tanrıkulu, bugüne kadar sürekli Türk askerine hakaret ediyor. Ama teröre, terör örgütüne en ufak bir eleştiride bulunmuyor. Binlerce, on binlerce şehit yakını ve gaziden hiç mi utanmaz bu adam? Bu kişi CHP’den de TBMM’den de ihraç edilmelidir. TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’tan da istirham ediyoruz. Siyasi partilerimizden istirham ediyoruz, bu şahıs bir an önce TBMM çatısı altından uzaklaştırılmalıdır. Biz de kendisine suç duyurusunda bulunarak dava açacağız.”

FETÖ’nün takipçileri

Askeri Güvenlik Uzmanı Ersan Ergür ise, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu ifadeler kabul edilebilir, yenilir yutulur gibi değil. PKK söylemlerini Türkiye’nin kurucu partisi olmakla övünen CHP’nin milletvekili bir ismin kullanması kabul edilebilir değil. Sezgin Tanrıkulu, FETÖ gibi Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı uluslar arası alanda zan altında bırakmak ve Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılatma amacı taşıyor. FETÖ’nün kalkıştığı MİT tır’ları operasyonu ve Hakan Fidan’a yönelik operasyonların hedefi de buydu. Tanrıkulu bir anlamıyla, FETÖ’nün tamamlayamadığı operasyonu sürdürüyor gibi görünüyor. Demokratik olarak halkın teveccühünü kazanarak iktidara gelememenin verdiği ezikliği böylesine seviyesiz bir iftirayla örtmeye çalışıyorlar diye düşünüyorum. CHP Genel Başkanının böyle bir söylem karşısında kendisini sert şekilde ikaz etmemesi, parti içi disiplin mekanizmasını devreye sokmaması, partinin savrulduğu yeri göstermektedir. Demek ki CHP’nin üzerindeki gizli bir el, demokratik gelenekten, kuruluş değerlerinden uzaklaştırmıştır. Kendilerini kınıyoruz ve CHP’nin bu yanlıştan bir an evvel dönmesini tavsiye ediyoruz.”