Aktüel
Problem sistemde
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker “Çözüm Süreci” konusunda çok önemli mesajlar verdi... Akit’e konuşan Eker, “Bu milletin birbiri ile bir sorunu yok. Ankara’daki, İstanbul’daki, İzmir’deki, Samsun’daki Eskişehir’deki b
BERAT ERKÖK/ANKARA
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’le öncelikli faaliyet alanındaki çalışmalarından başlayarak öyle bir sohbet gerçekleştirdik ki... Tam manasıyla bir beyin fırtınası...
Gıda, Tarım, Hayvancılık gibi hayati meselelerin üzerine bir de güncel tartışma konusu olan “Çözüm Süreci” gelince söyleşi uzuyor... İyisi mi iki bölümde verelim dedik söyleşiyi... İlk bölümde, sadece güncel mesele...
“Çözüm süreci.”
BARIŞ OLURSA TÜM SORUNLAR ÇÖZÜLÜR
Bakan Mehdi Eker’e “Yürütülen sürece nasıl bir anlam yüklediğini ya da yüklemek gerektiğini” sorarak başladık söyleşiye…
“Türkiye’nin Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde bölgesel ve özel olarak; Türkiye’nin geneli ile de ilgili bütün sorunların anası tek bir sorundur.” diyerek söze giren Bakan Eker şöyle devam etti:
“Bu sorunu çözdüğünüz zaman diğer sorunları da çok rahat çözersiniz. Çünkü diğer sorunların hepsi ona bağlı. Sistem sorunun oluşturduğu PKK, PKK’nın ortaya koyduğu terör ve bu terörün ortamı zehirlemesi, bununla birlikte oluşan güvensizlik, huzursuzluk ve endişe ortamı Türkiye’nin kalkınma alanlarındaki çalışmalarını teşvik politikalarını, bölgeler arasında kalkınmıştık farkını gidermeye dönük yatırım teşviklerinin ve uygulamalarının o bölgeye gitmesini engelliyor. Bu sorunun sonuçlarının tezahürlerinin ve yansımalarının hissedilmediği yerlerde hızla kalkınma var. Ama sosyal ortamın zehirlendiği, tehdit algısının olduğu yerlerde hangi teşvikleri koyarsanız koyun kalkınma olmuyor.”
Bakan Mehdi Eker, “Sorunun Tüm Türkiye’ye etkilerini” ise şöyle dile getirdi:
“Bu olaylar seçim güvenliğini de etkiliyor. İnsanlar, bir soruna, ana soruna odaklandığı için diğer sorunların hiç birini görmez hale geliyor. Böyle olunca diğer sorunlar birikiyor, yığılıyor. Bu nedenle kalkınma olmuyor, gelişme olmuyor, işsizlik azalmıyor ve bu durum vücudun diğer yerlerini de zehirliyor. Solunan hava Türkiye’nin atmosferi… Bu sorun Türkiye’nin havasını kirletiyor. Bütün insanlar bu havayı soluyor. Çözüm süreci amacına ulaştığında ki inşallah öyle olur, Türkiye’nin Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri’ndeki diğer bütün sorunların çözümünü hızlandırır. Oradaki büyük ekonomik, tarım sektörü, hayvancılık potansiyelini açığa çıkarır. Sadece Türkiye için değil Kafkasya, Avrasya ve Afrika için çok büyük bir yine ufuk ve pazara imkan sağlar.”
BU SORUN YA ÇÖZÜLECEK YA ÇÖZÜLECEK!
“Türkiye bu sorunu çözmek mecburiyetindedir. Başka bir seçeneği yoktur. Sadece yüreklerin sızısının dinmesi değil, gözyaşının akmasının durması değil, ocakların tekrar tütmesi değil, sadece bu acil, ağrılı kanamalı yaranın tedavisinin yapılması değil… Bölgesel ve küresel barış için de çok önemli.”
TÜRKİYE KENDİ MESELESİNİ KENDİSİ ÇÖZECEK!
Bakan Eker şöyle devam etti:
“Kendi meselesini, 80 yıllık büyümüş sorununu, kendi iradesi ile çözebilme kudretini cesaretini güvenini ortaya koyabilen bir Türkiye, tarihi birikimine tecrübesine de yaslanarak model olur. O zaman Ortadoğu’daki barış süreci hızlanır. Dengeler yerli yerine oturur. Türkiye’deki aidiyet duygularının güçlendiği bir toplum müthiş bir hızla kalkınmayı tamamlar.”
VATANDAŞIN BİRBİRİ İLE PROBLEMİ YOK… SİSTEMİN VATANDAŞLA PROBLEMİ VAR!..
Bakan Eker, sohbetin devamında “sistem sorununa” dikkat çekti:
“AK Parti Türkiye için bir şans. AK Parti 150-160 yıllık bir beklentinin karşılığı. Yerli ama evrensel değerlere yaslanan bir tasavvurdur. Belki de 150 yıldır milletin düşündüğü belki düzgün cümlelerle ifade etmediği, edebilme imkanı bulamadığı bir hissiyat, bir tasavvur, bir idrak… AK Parti kadrolarının millet nezdinde 10 yıl içerisinde bu kadar büyük bir karşılık bulmasının altındaki temelsebep de budur. Her gün insanların daha büyük bir kısmı bunun farkına varıyor. 2002’de ortaya çıktığımızda insanların hepsi bunu anlamıyordu. 2007’ye kadarki süreçte büyük bir kısım anladı. 2011’de çok daha büyük bir kesim anladı. Bu gün bu idrak çok daha yaygın bir hale geldi. Aslında milletin tarihi dokusunda, kodlarında barış, evrensel değerler, hoşgörü, yardımlaşma gibi birçok ulvî değer zaten var. Milletin bir sorunu yok Ankara’daki, İstanbul’daki, İzmir’deki, Samsun’daki Eskişehir’deki bir apartmanda… Bugün Türkiye’nin coğrafi kökenleri, etnik mensubiyetleri farklı insanların bir arada yaşadığı apartmanlarımız var. Hiç kimsenin kimseyle bir sorunu yok. Diyelim ki Karadenizli bir vatandaşımızın Diyarbakır’daki apartmanda otururken karşılaştığı bir sorun yok. Bugün ülkenin herhangi bir yerindeki bir apartmanda yaşayan faklı insanların birbirleri ile hiçbir sorunu yok. Ne Diyarbakır’da böyle bir problem var ne Eskişehir’de… Vatandaşlar arasında en ufak bir sorun yok. Kimin kiminle sorunu var? Sistemin kendi vatandaşı ile sorunu var. Vatandaşlarında sistemle sorunu var. Dolayısı ile bu sistem sorunu çözüldükçe… İşte AK Parti’nin tarihsel misyonu bu; sistemi restore etmek, sivilleştirmek ve demokratikleştirmek yoluyla sistemle vatandaş arasındaki kırılan, dökülen bağları tamir ediyor, inşa ediyor. Vatandaşın benimseyebileceği, aidiyet duygusunun güçlendiği bir sistem haline getiriyor. Burası İmparatorluk bakiyesi bir ülke. Son derece de tabii olarak İmparatorlukta yaşayan bütün unsurlar burada var. O birikim, o tecrübe var, o değerler sistemi var. Farklılıklarla birlikte var, hiçbir problem yok. Ama sistem tarihin bir döneminde, travmatik bir vaziyetle sistem vatandaşları ile problemli hale geldi. Sürekli olarak bölen, dışlayan, vatandaşlarını tehdit olarak gören bir mekanizma oluşturdu. Sistem bunu aştığı an düze çıkar.
Sürekli bölen parçalayan bir mekanizma var… Bu etnik meselelerle böyle, başörtüsü meselesinde böyle, diğer meselelerde böyle… Bugün Türkiye bunu aşma sürecinde. Kürt meselesinin çözümünden sonra Türkiye’yi kimse tutamaz. Şimdi dua edeceğiz bazen konuşmamak suretiyle sürece katkı sağlayacağız. Bazen sadece susarak… Konuşacaksak hayırlı olanı konuşalım, yoksa susalım.”