İŞTE O YAZININ İLGİLİ BÖLÜMÜ:

(..) Baro Başkanı mı yoksa siyasetçi misin?..

Seni ne ilgilendiriyor siyasi gelişmeler?

Türkiye Barolar Birliği Başkanı seçildiğinde CHP’nin Parti Meclisi üyeliğinden istifa etmiştin…

Unuttun mu?

Sahi kimsin sen? Kendini nerede ve ne olarak görüyorsun?

“Hukukçuyum” diyorsan, hukukçu gibi davranmadığın açık. Sergilediğin tavırdan Danıştay bile rahatsız oldu. “Teamüllere aykırı davranıyor” dedi:

“Siyasi içerikli bir konuşma yaptı. İdari yargının konuları ile ilgisiz sözler söyledi. Sabır sınırlarını zorladı.”

Ayrıca pek çok baro başkanı da tepki gösterdi. Demek ki, “hukuk, mukuk” gibi lafların tamamı hikaye!

Hepimiz gördük ki, siyasi içerikli bir konuşma yaptın. Sabırları alabildiğine zorladın. Adeta insanları tahrik etmek için özellikle çırpındın. Bunu da Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı makamının sana sağladığı avantajla yaptın. Sırtında taşıdığın cüppe ile siyaset alanına girip siyasetçilere veryansın ettin.

Normal mi bu? Etik mi?

Tabii ki değil. Çünkü bu konuşmanın yeri Danıştay değil, siyaset kürsüsü! Söylenen sözler de bir baro başkanının değil, siyasetçinin dile getirmesi gereken ifadeler!

Durum bu olduğuna göre, Başbakan Erdoğan’ın sana yönelttiği “edepsiz” yakıştırmasından neden rahatsız oluyorsun?

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, bu göreve gelmeden önce CHP yöneticisiydi. CHP’nin en tepe noktasındaki Parti Meclisi’nde görevliydi. Üstüne üstlük, adı CHP Genel Başkanlığı için bile geçiyordu.

CHP Genel Başkanı değil, baro başkanı oldu.

Partideki görevinden istifa etti ama CHP’liler Metin Feyzioğlu’nu hep “kendilerinden biri” olarak gördüler.

Şimdi de adı CHP’nin “muhtemel Cumhurbaşkanı adayları” arasında geçiyor. (..)

Emin Pazarcı, AKŞAM
Akit ARŞİV Sayfasından...