Buğra Kardan  İstanbul

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret yağdırmayı, muhafazakârları ve milliyetçileri aşağılamayı adet eden sanatçı bozuntuları İsrail’in zulmüne kör kaldı. Kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerden CHP yanlısı Cem Yılmaz, Zafer Algöz, Gökhan Özoğuz ile Gezici Erdal Beşikçioğlu ve Nejat İşler Gazze’yi yakıp yıkan Tel Aviv yönetimine tek laf etmedi. Bu isimlerin umursamaz tavırları öfkeye neden olurken Yahudi şarkıcı Linet’in Netanyahu’nun yanında yer alması, tiyatrocu görünümlü Selahattin Taşdöğen’in “Filistin halkı başına gelenleri hak ediyor” ifadesini kullanması infiale yol açtı. Gazze’de devam eden katliamları görmezden gelen ünlüler için “İnsan değiller”, “Ahlaksızlar”, “Vicdansızlar” ifadeleri kullanıldı. Mütefekkirlerce “Erdoğan’a hakaret etmek için yarışan ünlülerin İsrail’e tek laf etmemeleri şaşırtıcı değil”, “Dindarları aşağılayanların Filistinlilere yüklenmeleri ve Siyonistleri aklamaya çalışmaları doğal” denildi.

Hollywood kadar olamadılar

Akit’e konuşan gazeteci-yazar Hasan Öztürk ise Siyonist saldırılara dünyaca ünlü sanatçılardan tepki geldiğini belirterek, şunları söyledi: “İsrail sermayesinin hakim olduğu Hollywood’da bile aktörler ve aktrisler ses çıkardılar. Dünyaya baktığımızda halklar Netanyahu’nun ordusu tarafından katledilen çocuklar ve bebekler için eylemler yaptı. Maalesef ki bizim sanatçılarımız, -ne kadarı sanatçı olarak tarif edilebilirse- gerekli adımları atmadılar. Tabii pek çok alanda Batı’ya bağımlılık var. Batıcılara dayanma var. Bağımlılık sanatçı ve aydın topluluğunda yani entelijansiyada daha baskın. Maalesef ki kendi değerlerine yabancılaştıkça daha makbul olduğunu sanan bir topluluk var karşımızda.

Bu topluluğun üyeleri milli ve manevi değerler konusunda cehaletlerini ortaya koyarak daha çok prim yapacakları kanısındaydılar. Bunu hep gördük. Maalesef ki Siyonistler tarafından kontrol edilen ekonomide, kontrol edilen alanlarda faaliyet yürütenler var. O ekonomiden, o alanlardan beslenenler ve işlerini yahut ‘prestijlerini’ kaybetmekten kaygılananlar Filistinlilerin katledilmesi karşısında sessizler.

Bunlarda kaygı hakim

Bu Türkiye’de kendilerini aydın olarak tanımlayanlar için de sanatçı olarak tarif edenler için de geçerli. Batı’ya bağımlılık bunların zulmü görmelerini önlüyor. ‘Konserim iptal olabilir mi’, ‘Projem devre dışı bırakılabilir mi’, ‘Çektiğim dizi rafa kaldırılabilir mi’ ‘Rolüm elimden alınabilir mi’ korkusuyla oportünist tutum takınılıyor. Oysaki insanlık dramının yaşandığı Gazze’de Filistinlilere karşı İsrail’in soykırım yaptığı hakikat. Bu hakikat dünyanın bağımsız gözle bakan her bireyi tarafından kabul ediliyor. Ama çıkarları gözlerini kör etmiş ‘sanatçılar’ suskunlar. Bu da ‘sanatçılar’ın Batılıları efendi, kendilerini köle olarak görmelerinden ileri geliyor. Fazıl Say’ın Cumhurbaşkanı’mızın tavrının adilane olduğunu ifade etmesi Fazıl Say’ın başına neler getirdi. Konserleri iptal edildi. Fazıl Say bunu göze aldı ya da almadı. Ama örnek bir hamle yaptı. Diğerleri Say gibi vicdanlı davranamıyorlar.”

Sessizlik yanlış

Gazeteci-yazar Abdülhamit Güler de sanatçıların Gazze sessizliğinin yanlışlığını vurguladı. Bu sessizliğin pek çok nedeni olduğunu dile getiren Güler, şöyle devam etti: “Sanatçıların kaygıları ayrı. Bir bölümü dünya kamuoyuna sunulduğu gibi ‘Hamas’ın eylemlerinden ötürü İsrail saldırıyor’ diyerek suskun kalıyordur. Bir bölümü ne olursa olsun Ortadoğu’da vuku bulan bir olaya dair görüş beyan etmekten kaçınıyordur. Bir bölümü de hükümetin durduğu yerde durmamak için ses etmiyordur. Tabii toplumuna, kültürüne, coğrafyasına yabancılaşan sanatçı çok. Bunlar pek çok konuya, Filistin meselesine de Anadolu yerine Batı’nın nazarıyla bakıyorlar. Ya Batı’nın diliyle fikir yürütüyor ya da laf etmiyorlar. Korkanları da görüyoruz. Disney’in Atatürk’ü konu alan yapımında bunu müşahede ettik. Şu muhakkak ki dünyanın en büyük yaygın organlarında Hollywood dahil Yahudi sermayesinin önemli payı var. Yani dışlanma korkusu sanatçıları Filistin meselesi için söz söylemelerini engelliyor. Zaten böyleleri, kendi mesleki kariyerlerini Batı’da ve Batılı yapılarda görenler bir şey demesinler. Frankfurt Kitap Fuarı’nda Filistinli yazarın ödül programından çıkarıldığı ortada. Sloven fikir adamının Filistin’le ilgili sözlerinden ötürü protesto edildiği açık. Ne yazık ki bütün bunlar Batılı yapının insan hakkı mevzuuna ne kadar yanlı baktığına işaret ediyor.”