UNCTAD'ın raporuna göre, siyasi sorunlar, İsrail'e bağımlılığın artması ve barış sürecinin durması, 2022'de Gazze'de ekonomiyi durma noktasına getirdi.

Toprak ve doğal kaynakların İsrailli yerleşimcilerin eline geçmesi, bölgedeki yoksulluk, daralan mali alan, dış yardımların azalması ve borçlar ekonomik durumu etkiledi.

Filistin gayrisafi milli hasılası 2022'de yüzde 3,9 büyümüş olmasına rağmen, kişi başına düşen milli gelir Kovid-19 salgını öncesi seviyenin yüzde 8,6 altında kaldı.

Abluka altındaki topraklarda işsizlik yüzde 24'lük seviyeyi korurken, bölgede nüfusun yüzde 40'ı insani yardıma muhtaç hale geldi.

Oslo Anlaşması'nın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, iki ülke arasında umulan yakınlaşma, işgal politikaları nedeniyle gerçekleşmedi ve Filistin'de kişi başına düşen milli gelir, İsraillilerin gelirinin yüzde 8'ine tekabül etti.

FİLİSTİN EKONOMİSİNİN İSRAİL'E "ZORUNLU BAĞIMLILIĞI"

Rapora göre, aşırı üretim, işlem maliyetleri ve ticari engeller Filistin ekonomisinde ticaret açığı yarattı ve ülke İsrail'e "zorunlu" olarak bağımlı hale geldi.

Filistin, 2022'de dış ticaretinin yüzde 72'sini İsrail'le yapmak zorunda kaldı.

Kısıtlamalar, operasyonlarda yaşanan tahribat ve teknolojik ürünlere getirilen ithalat yasakları Gazze ekonomisinin içini boşalttı.

Yıllardır süren abluka nedeniyle Gazze nüfusunun yüzde 80'inin uluslararası yardıma muhtaç olduğu belirtilen raporda, hareket kısıtlamaları, sağlık ve diğer temel hizmetlere erişimi de engelledi ifade edildi.

Raporda "2022'de dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden biri olan Gazze'de yaşamak, vaktin yarısında elektriksiz ve temiz suya ya da düzgün bir kanalizasyon sistemine yeterli erişim olmadan hapsolmak anlamına geliyordu." ifadesi yer aldı.