AKİT MENÜ

Siyaset

Batı, el-pençe-divan duran siyasetçilerimize alışmıştı!

“Swoboda-Erdoğan” diye başlık attığı yazıda Ahmet Taşgetiren, önceki günkü Hürriyet’e demeç veren AP Sosyalisti’nin söylediklerinin ne anlama geldiğini bir bir anlattı...

Güncelleme Tarihi:

Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, (..) Swoboda’ya göre, Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa, hükümeti de partiyi de yönetir, dolayısıyla bu onu “Otokrat” kılar, yönetimi de “Tek Parti yönetimi” haline getirir.

Çare?

Halk Erdoğan’ı seçecekse çare yok?

Swoboda’nın değerlendirmeleri, Avrupa’daki “Erdoğan imajı”na ilişkin ipuçları veriyor. Kendisine şu sorulmuş:

“- Başbakan Erdoğan’la en son ocakta Brüksel’e geldiğinde görüştünüz. İyimserlikten bu kadar uzak oluşunuz o görüşmeden çıkardığınız izlenimlerden mi kaynaklanıyor?”

Cevabı şöyle olmuş:

“- Biraz çelişkili bir görüşmeydi o. Diplomatik inceliklerin ötesine geçip açık ve dürüst bir tartışma yapmış olmamız çok iyiydi. Ancak Başbakan’ın bizim eleştiri ve önerilerimizi dikkate aldığını düşünmüyorum. Kendi çizgisi, kendi yolu var ve sadece o yolda yürümek istiyor. O yol da şöyle bir yol; Batı’yı bazı dış politika hamleleriyle memnun edip ülke içinde bildiğini okumak, siyasi sistemi o şekilde düzenlemek. Dolayısıyla da çok fazla buluşabileceğimiz nokta yok.” (..)

Erdoğan’ın İslam dünyasında farklı bir devlet adamı profili çizdiğinde kuşku yok. Batı’nın sorularının odağında “Farklı bir gündem peşinde mi?” sorusunun bulunduğu da açık. (..)

Tayyip Erdoğan açık konuşan bir insan.

Açık konuşmak demek, bir yerde “Batı’nın günahları”nı da dillendirmek anlamına geliyor.

Batı ise, yargılayarak gelmiş, kibirli bir dünya. Yargılanmak, hele yargılayageldiği ve küçümsediği bir dünyanın içinden çıkmış insanlarca yargılanmak onu öfkelendiriyor.

O tür liderler, Batı’nın formatının dışına çıkmış oluyor ve “Aykırı” kategorisine giriyor.

Erdoğan Avrupa Parlamentosu’nda “eli cebinde” konuştu. Oysa “ellerini önden kavuşturmuş” görüntülerine alışmıştı “şaklı liderler”in Avrupa.

Kıbrıs’ta yaptığınız yanlıştı, demeyeceksiniz. Suriye’de cinayetlere göz yumdunuz, demeyecektiniz, Mısır’da darbecilerin arkasında durdunuz, Filistin’de cinayetler karşısında sessizsiniz, demeyecektiniz. Parmağınızı gelişigüzel oynatmayacaktınız Obama ya da Swoboda karşısında. Bunların tamamı diplomatik nezakete aykırı işlerdi Avrupa nezdinde.

Ama Kıbrıs Rumlarının AB’ye tam üye olarak alınmasını, çok diplomatik bir eylem olarak içinize sindirecektiniz.

Tayyip Erdoğan “Olmaz böyle şey” diyor. Halkından destek görüyor.

Avrupa, genelde Batı kibri buna müsamaha etmez. Cezalandırmak ister. Swoboda’nın “Otokrat” suçlaması, o kibrin yansıması. Arkası gelir.

Bunları ciddiye almak gerekir ama bu kibri içselleştirmenin de onur zaafı taşıdığını bilmek gerekir.

Ahmet Taşgetiren, STAR
Akit ARŞİV Sayfasından...

Yorumlara Git

Her fırsatta inkar ediyorlar! Ortaylı’dan CHP’lileri çıldırtacak Osmanlı çıkışı

Ali Koç'tan Sadettin Saran yorumu! Adli kontrol kararı sonrası ilk açıklama

Petrol tankerine el konuldu! Haydut iş başında

Çin çalgı çengi işine de el attı! CHP’nin para akıttığı dansçılar kıskanacak

Babacan’dan basın özgürlüğü ve demokrasi itirafı! Avrupalılara sorunca yüzleri yere bakıyor