AKİT MENÜ

Gündem

4 bin 104’ü çocuk 10 bin 22 şehid! İsrail terör örgütünün ta kendisi

Terör devleti İsrail’in Gazze’ye yönelik 7 Ekim’de başlattığı soykırım bir aydır sürüyor. Siyonist katiller dünyanın en alçak terör örgütlerini dahi gölgede bıraktı. 10 binden fazla masumu katleden işgalci teröristler, 40 bin evi tamamen yıktı. Camileri, hastaneleri, okulları enkaza çeviren katiller; 4 bin 104’ü çocuk, 10 bin 22 kişi şehid ettiler.

Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı “Aksa Tufanı” operasyonunu bahane eden İsrail tam bir aydır Gazze’de soykırım suçu işliyor. Çocuk kadın demeden binlerce masum sivili katleden, sağlık çalışanlarını, yardım gönüllülerini şehit eden Siyonist haydutlar, hastaneleri, camileri, okulları, mülteci kamplarını ve kiliseleri hedef alarak dünyanın en alçak terör eylemine imza atıyor.

Bunlar devlet olamaz!

Haydut devlet İsrail’in Gazze’ye yönelik 7 Ekim’de başlattığı “Demir Kılıç” saldırısının üzerinden tam bir ay geçerken, Siyonist katiller tarihte benzeri görülmemiş bir soykırıma ve yıkıma imza attı. Dünyanın en alçak terör örgütlerini aratmayan eli kanlı İsrail, kadın çocuk demeden binlerce masum sivili katlederken, havadan ve karadan gece gündüz tonlarca bomba yağdırdığı Gazze’de taş üstünde taş bırakmadı. Terör devleti İsrail’in saldırılarında 40 bin konut, 88 Hükümet Binası ve Tesisi, 55 Cami, 3 Üniversite Binası ile Vakıflar Bakanlığına bağlı 3 bina tamamen yıkılırken, 220 bin konut, 220 okul, 112 cami, 16 hastane, 32 sağlık ocağı, 105 sağlık merkezi ve 3 kilise kullanılamaz hale geldi. Dünyanın gözleri önünde Gazze’yi yerle bir eden alçak Siyonistler, 4 bin 104’ü çocuk olmak üzere 10 bin 22 Filistinliyi katletti. Alçak saldırılarda 150 sağlık personeli, 46 gazeteci, 18 sivil savunma çalışanı ve 49 din görevlisi şehid oldu. Son bir ayda Gazze’de yaşanan dehşet verici yıkımı ve kanlı soykırımı gazetemize değerlendiren AK Parti İstanbul Milletvekili Nurettin Alan, şunları dile getirdi:

Savaş hukukuyla bağdaşmıyor

“Gazze’de yaşananlar ne savaş hukukuyla, ne insancıl hukukla ne de diğer uluslararası anlaşmalarla bağdaşmıyor. Zaten İsrail’in kurulduğu günden bugüne kadar gerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına, gerekse Birleş Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararlarına uymadığını biliyoruz. Şu anda orada bir savaş değil, bir soykırım suçu işleniyor. İsrail, askeri hedeflere veya silahlı hedeflere saldırmıyor. Tamamen okul, cami, su depoları, Birleşmiş Milletlere ait insani yardım depolarını hedef alıyor. Uluslararası yardım kuruluşlarının görevlilerini, dünyaya gerçeği, hakikati, doğru haberleri vermek için gayret eden basın mensuplarını öldürüyor. Bunların yanı sıra çocukların, kadınların katledildiğini, evlerinin hedef alındığını görüyoruz. Bakanları ise ‘Gazze’ye atom bombası atalım’ diyor. ‘Yerleşimci’ adı verilen hırsızlar, geliyor Filistinlilerin evlerini ellerinden alıyor. Orada uluslararası sözleşmelere uymayan bir katliam, soykırım yürüyor. İsrail kesinlikle bir terör örgütü anlayışıyla hareket ediyor. Çünkü devlet dediğiniz şey, belli anlaşmalarla, kurallarla ve kurumlarla hareket eder. Bunların yaptığı kesinlikle devlet aklı değil.”

Düzce Üniversitesi Akçakoca Bey Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akif Çarkçı ise şunları kaydetti:

En büyük yıkımlardan

“Maalesef insanlık tarihinin bu zamana kadar gördüğü en büyük yıkımlardan birisini yaşıyoruz. Bunu mesela Moğolların İslam dünyasını işgal edip Bağdat’ı talan etmeleriyle eş değer tutabiliriz. Veyahut da Haçlı Seferlerinin Anadolu’da ve Kudüs’te yaptığı tahribatla eşdeğer tutabiliriz. Tarih bugünleri muhakkak kayıt edecektir. Çünkü insanlık adına gerçekten orada çok büyük bir katliam ve soykırım yapılmaktadır. Ve işin kötü tarafı bütün uluslararası düzen ve hukuk da çökmüştür. Bu kurumların artık ciddi şekilde sorgulanmasının zamanı gelmiştir. Ayrıca, bu zamana kadar literatürde ‘Filistin sorunu’ olarak tarif edilen şey aslında özünde İsrail sorunudur. Bölgede şu an sorun olan Filistin’in kendisi değildir. Evet, Filistinlilerin sorunu vardır. Filistinlilerin sorunu soykırım, vahşet ve bir terör devleti karşısında yerlerinden, yurtlarından edilmeleridir. Can ve mal güvenliklerinin olmayışı sorunu vardır. Sorunun kaynağı da kesinlikle İsrail’dir. Dolayısıyla bizler, özellikle bilim ve akademi çevrelerinin İsrail meselesinde çok hassas olmaları gerekiyor. Bunları yazarken sorunu artık ‘Filistin sorunu’ olarak yazmaktan vazgeçmeliyiz.”

Yorumlara Git

Gerilim büyüyor! Ürdün ve Mısır da savaşa girebilir

Araç sahipleri dikkat! Zam geliyor

Cumhurbaşkanı imzaladı! Bu fakülteler kapatıldı

Emeklilerin banka hesapları inceleniyor mu? Cumhurbaşkanlığı'ndan açıklama geldi

Ne siber saldırısı? Resmen sivillere yönelik bir vahşet!