Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, İsrail ve Batı'yı eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından önemli başlıklar:

72 yıl sonra Almanya'yı Berlin'de yenen A Milli Takımımızı kutluyorum. Millilerimizin başarı çıtasını yukarı taşıyarak, Avrupa Şampiyonası'nda bize yeni zaferler tattıracağına inanıyorum. Gurbetçi kardeşlerimizin coşkuyla takımımızın yanında yer almaları da bizim için ayrıca anlamlıydı.

Kıbrıs'ta adil ve kalıcı çözüm irademizi muhafaza ediyoruz. Bunun yolunun da Kıbrıs Türklerinin eşit statüsünün teyit edilmesinden geçtiği kanaatindeyiz. Kıbrıs Türkü kardeşlerimize uygulanan tecridin kırılması yanında Türk dünyasının Kıbrıs halkına desteğini ortaya koymuştuk. KKTC'deki kardeşlerimizin 15 Kasım Cumhuriyet Bayramını tekrar tebrik ediyorum. Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş'ı bir kez daha rahmetle yâdediyorum.

Kimi Batılı güçler, Karabağ Savaşı'yla birlikte bölgemizde artık yepyeni bir dönemin başladığını halen idrak edemiyor. Ermeni halkı ve yöneticileri güvenliği binlerce kilometre ötede değil, komşularıyla barışta ve iş birliğinde aramalı. Ermenistan'ı kışkırtarak kendilerine rant devşirenler aslında en büyük zararı Ermenilere verdiler.

Buradan bir kez daha Ermenistan'a, Azerbaycanlı kardeşlerimizin uzattığı barış elini tutmaya davet ediyorum.

'Ermenileri istismar edip güvensizliğe mahkum ettiler'

Kıbrıs Türkü'nün ambargolarla haklı davalarla döndürmeye çalışanlar, Kafkasya'da başka emeller peşinde. Ermenistan'ı yıllarca kışkırtarak bu coğrafyada yaşayan insanların acıları üzerinden kendilerine rant devşirenler en büyük zararı Ermenilere verdiler. Ermenileri istismar edip güvensizliğe mahkum ettiler. Ermeni halkı ve yöneticilerinin güvenliği komşuları ile barışta aramaları daha doğru olacaktır. Batılı ülkeler tarafından gönderilen hiçbir silah, kalıcı barışın yerini tutamaz. Buradan bir kez daha Ermenistan'a Azerbaycan'ın uzattığı barış elini tutması çağrısında bulunuyorum.

Her yıl milli ağaçlandırma günü olarak kutladığımız 11 Kasım'ı yine ülkemiz genelinde bir ağaçlandırma seferberliğine dönüştürdük. 5 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Bu tablo küresel ısınma ve iklim değişikliğinin tüm insanlığın bekasını tehdit ettiği bir dönemde oldukça önemlidir.

Devletimizin şevkat şemsiyesi dışında hiçbir vatandaşımızın kalmaması için özel çaba harcadık

Ülkemizi yeni bir yaklaşım ile tanıştırdığımız alanlarda sosyal devlet olgusu geliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kerim devlet vasfına ilk kez bizim dönemimizde kavuştu. Kurucu kadronun hayalini süsleyen, kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyet özlemi 21 yılda bir idealden çıkıp gerçeğe dönüşmüştür. Devletimizin şevkat şemsiyesi dışında hiçbir vatandaşımızın kalmaması için özel çaba harcadık. Halkçılık maskesi altında yıllardır bu ülkede halk düşmanlığı yapanlar bilmese de, hizmetlerimizden yararlanan vatandaşlarımız bu gerçekleri bizzat görüyor, yaşıyor.

Türkiye olarak sadece sınırlarımız içinde değil,yur dışında da mağdurun, zulme uğrayanların yanındayız. AFAD'ımızla, Kızılayımızla ihtiyaç sahiplerinin imdadına koşuyoruz. Balkanlardan Afrika'ya nerede gözü yaşlı kimse varsa Türkiye'nin eli oradadır. Her kim Türkiye'yi soydaşlarının derdine sırtını dönmek ile suçluyorsa, yabancı güçler adına çalışan 5. kol faaliyeti yürütüyordur.

'Batılı ülkelerin vicdansızlığını yüzümüz kızararak izliyoruz'

Gazze'de 7 Ekim'den bu yana kelimenin tam anlamıyla bir vahşet, gaddarlık sergilenmektedir. İsrail yönetimini askeri ve silahlı sivilleriyle bir atışta 2 ölü diyerek hamile kadınları daha doğmamış bebekleriyle katletmekle övünen bir cinnet hali içindedir. Çocukları, ağzı süt kokan sabileri, onların anne ve babalarını uçaklarla, tanklarla, toplarla bombalayarak öldürmenin adı savaş değildir. Bunun adı barbarlıktır, eşkiyalıktır, devlet terörüdür. Netanyahu, İsrail halkı nezdinde tamamen yitirdiği itibarını hastaneleri, okulları, ibadethaneleri bombalayarak yeniden kazanmaya çalışmaktadır."

"Gazze'deki neredeyse tüm hastaneler ya yıkıldı, ya da kullanılamaz hale geldi. El-Ehli Baptist ve Şifa Hastaneleri'nde yaşanan vahşeti hepimiz takip ettik. Savaş hukukunu açık ihlali olan hastane saldırılarına İsrail'in kendi savunma hakkı olarak gören ülkeler gördük. Biz kalbimizle buğuz, elimizle de üzerimize düşenleri yapmanın gayreti içindeyiz. Gazze'deki kanser hastalarının ülkemize girişleriyle ilgili girişimlerimizi başlattık. Toplam 80 hastayı, 61 refakatçisiyle birlikte ülkemize getirdik. "

"Gazze'de akan kanın durması için seferber olmuşken, batılı ülkelerin vicdansızlığını yüzümüz kızararak izliyoruz. İsrail, çocuk, yaşlı, kadın demeden sivilleri katlediyor ama Avrupası'ndan, ABD'sine hiçbir ülkeden ses çıkmıyor. Modern savaş araçlarının tamamını kullanan İsrail ve onu destekleyen herkes sadece tarihte değil vicdanlarda da suçlanacaktır. İspanya gibi birkaç ülke hariç hepsi susmaktadır. Sadece yöneticiler değil, batılı entelektüeller, basın kuruluşları İsrail'İ aklamanın peşinde. İsrail yönetimin de holoskostu Filistinliler'e yürüttüğü soykırım saldırılarında aracı kullanıyor."

'Almanya ile diyalog içinde olmayı sürdüreceğiz'

"Her ne kadar İsrail konusunda ters düşsek de en büyük ticaret ortağımız olan Almanya ile her alanda iş birliğimizi güçlendirmekte kararlıyız. Steinmeier ve Olaf Scholz ile yaptığım görüşmelerde bu konularda mutabık kaldık. Almanya ile diyalog içinde olmayı sürdüreceğiz.

'Konuşurken rahatım'

"İsrail'in ne kadar uğraşırsa uğraşsın antisemitik ülke yaftası vuramayacağız tek ülke Türkiye'dir. Hak bildiklerimizi birilerini rahatsız etse de cesaretle dillendirmemizin sebebi işte budur. Konuşurken rahatım. Niye rahatım? Bizim borcumuz yok. Ama onlar borç ödüyorlar İsrail'e."

'İsrail'in nükleer silahları meselesinin unutulmasına izin vermeyeceğiz'

"İsrail nükleer silaha sahip olduğunu açıkça ikrar ediyor. Fakat hiçbir kurum herhangi bir inceleme başlatmıyor. Nükleer silah meselesi öyle sessiz kalacak bir konu değildir. Malumun ilamı olarak gördüğümüz İsrail'in nükleer silahları meselesinin unutulmasına ve unutturulmasına Türkiye olarak izin vermeyeceğiz."