Siyasi gündemi skandallarla meşgul eden İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in önce partinin eski Mali İşler Başkanı ve Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, ardından da Ankara Milletvekili Adnan Beker’i ima eden sözleriyle başlayan tartışmalar sürüyor. Hakkındaki ithamlar nedeniyle partiden istifa eden Beker, yaşananların perde arkasını Akit’e anlattı. Kendisine FETÖ’vari komplo kurulduğunu belirten Adnan Beker, şunları dile getirdi: “Bana 2012 yılında FETÖ operasyonu yapıldı. Bana bugün yapılanlar, o zaman yapılanlarla aynı. O davada da hiç bilmediğim suçlarla isnat edildim. Beraat ettim sonunda. O zaman uygulanan bütün FETÖ taktiklerini partimden kopmama neden olan olaylarda gördüm. O dava ile ilgili 17-25 Aralık operasyonu sonunda 2014 yılında bunlardan şikayetçi oldum. Benden ifade alınırken şüphe duydum, polislerle tartıştım. İfademi vermemi engellemeye çalıştılar. Bunlar da sonradan Bylockçu çıktı. Eğer 15 Temmuz başarıya ulaşsaydı cezaevindeydim. Çünkü ilk şikayetçi olan benim. O polislerin, savcılardan yarısı yurt dışına kaçtı, yarısı tutuklandı.”

SONU GÖRÜNCE İSTİFA ETTİM

Beker, istifasına giden süreci de şöyle aktardı: “Seçimi kaybetme nedeninin Kılıçdaroğlu ile HDP’lilerin Meclis’te el sıkışmasına olduğunu söyledim. Sonrasında bir televizyon programında ‘Allah bu memleketi korumuş, iyi ki kazanamamışız’ dedim. Ardından Genel Başkan ile aramıza bir soğukluk girdi. En son Dikbayır’ın meselesinde iftiraya uğradığını gördüm. Genel Başkan Yardımcısı Sedat Aksakallı’ya bu konuyu kapatmalarını, partinin zarar gördüğünü söyledim. Bunun üzerine kendisi ikinci bir taciz iddiasının olduğunu söyledi. Dikbayır hakkında banka hesaplarını incelettiği iddiası tutmayınca yeni iftiraya başvurulduğuna bizzat tanık oldum. İftiraların süreceğini görünce ‘bu iş kötüye gidiyor’ deyip partiden istifa ettim.”  İstifasının ardından kendisine yönelik bir itibarsızlaştırma kampanyası başlatıldığını vurgulayan Beker, şöyle devam etti:

TAM BİR FETÖ OPERASYONU

“Adnan Beker AK Parti’ye geçecek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak denilmeye başlandı. O gün PKK’lı ve FETÖ’cü hesaplar devreye girdi. ‘Mafya, yağmacı, tefeci’ gibi iftiralar atmaya başladılar. Bu şekilde beni linç ettiler. Ardından Dikbayır’ı tacizden disiplin kuruluna sevk ettiler. Oda TV bir haber yapmış. ‘İki tane kız çocuğuna tecavüz, dayak olayı’ diye ortaya attılar beni işaret ederek. Oysa ima ettikleri isimde bir oğlum yok. Haberin yalan bilgilerle dolu olduğunu söyleyince değiştirdiler. ‘Tecavüz yok, darp var’ dediler. Ben bu iftiraları 2012’de de gördüm. Bu, FETÖ’nün içinde bulunmuş, FETÖ ile çalışmış kişilerin operasyonundan başka bir şey değil. Yavuz Oğan diye biri çıktı Halk TV’de, ‘İyi Parti Genel Merkezinden emin kaynaklardan aldığımız bilgiye göre, adı bu otelle anılan kişinin Adnan Beker olduğu söylendi’ dedi.”

AKŞENER BANA SAHİP ÇIKMADI

Beker, “İddialara ilişkin Genel Başkan’dan herhangi bir mesaj aldınız mı?” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Hayır. Bu durumda ne yapması lazım Genel Başkanın? Düzeltmesi lazım. Herkes görüyor o görmüyor mu? Ben partiden ayrılabilirim. Ayrılırken kötü bir şey söylemedim. Bunun üzerine de, Genel Başkana en yakın iki kişiden biri Ümit Dikbayır’dır. Biri benimdir. Daha partiye üye olmadan. Aramızda abla-kardeş ilişkisi var. Oda TV’nin sahibi Soner Yalçın aradı, ‘haberin sizinle alakası yok’ dedi. Bu memleket bu kadar ucuz mu? Sayın Cumhurbaşkanı’ndan, İçişleri Bakanı’ndan bu tür iftiraları haber diye yazanların tutuklanmasını istedim. Genel Başkan’a da Çarşamba’ya kadar süre verdim. Bu iftira haberleri de bıçak gibi kesildi.

AK PARTİ’YE GEÇECEĞİM DİYE ÇIKTI

Bütün olay, AK Parti’ye geçeceğim diye çıkıyor, Ankara’daki gücümü bildikleri için rahatsızlar. Bütün gazeteciler AK Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağımı konuşuyorlar. Oysa ne ben görüştüm ne de onlardan bana bir teklif geldi. Hakkımızdaki iftiralara yönelik elliye yakın dava açtık, hepsiyle yargı önünde hesaplaşacağız. Bir sürü hesap var işin içinde. 30 Mart’tan sonra bu partide genel başkanlık peşinde olanlar var. Benim AK Parti’ye geçtiğim zaman kim zarar görecekse onların hesabı var. Ben adımın yazılmadığı anketlerde yüzde 7-8 çıkıyorum. Bu yüzde 5 de olsa seçimin kaderini belirler. Bunu bu taraf da görüyor, CHP tarafı, Mansur Yavaş tarafı da görüyor. Bana yapılan bir FETÖ taktiğidir. Dikbayır’a uygulanan da FETÖ taktiğidir. Ben açıkça Genel Başkanın etrafını saran, FETÖ taktiklerini bilen kişiler var diyorum. Bu ortaya çıkar. Mızrak çuvala sığmaz.”