Hamas-İsrail çatışmaları, katil devletin hedef gözetmeksizin saldırıları soykırıma dönüşürken, ABD eliyle Suriye’nin kuzeyine 200 bini aşkın tır dolusu silah teçhizat yığan Siyonistlerin asıl hedefinin “Vadedilmiş Topraklar” kapsamında Türkiye’nin 22 şehri olduğu belirtiliyor. Akit’e sınırımızdaki büyük tehlikeye ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (TÜRK DEGS) Başkanı Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, şunları dile getirdi:

Niye İran yok?

“Malum ‘Arzı Mevud yani Vadedilmiş Topraklar’ Nil Nehri ile Fırat ve Dicle Nehirleri arasında kalan topraklar yani ‘Verimli Hilal’ denilen alandır. Bu hedef ülkenin kuzeyinde 3 devlet vardır; Irak, Suriye ve Türkiye’dir. Irak ve Suriye iç çatışmalarla parçalanmış ve Büyük İsrail’e hazır hale getirilmiştir. Sırada Türkiye vardır. Burada peki niye İran yok diye düşünmeden edemiyoruz. Çünkü 1979’da İran devrimi Batı desteği ile yapılmış bir devrimdir. Ancak ne hikmetse İran İslam Cumhuriyeti Batı karşıtı bir devlet olarak kamufle edilmiştir. Şöyle ki; devrim olgunlaşınca Humeyni, Paris’ten Air France uçağıyla 1979’da Tahran Havaalanına inmiştir. İsrail’e sürekli tehditler savurmuştur. Yani Batı eliyle sözde İsrail’e ve Batı’ya düşman bir hükümet kurulmuştur. Peşinden Vadedilmiş Toprakların doğudaki Irak’a savaş açıp yıpratmıştır. İsrail ve ABD’den alınan silahlarla yapılmıştır. Akabinde 1. ve 2. Körfez Harekâtı ve Irak’ın yıkılması ile Barzanistan kurulması. 2011 yılında ise Vadedilmiş Toprakların diğer ülkesi Suriye’de iç savaş çıkarılması, Barzanistan ile PYD terör koridorunu Akdeniz’e uzatma çabaları. Planın adı Büyük Ortadoğu Projesi değil, Vadedilmiş Toprakların ele geçirilmesi yani ‘Büyük İsrail Projesi’dir. Türkiye’nin 22 vilayetini de kapsamaktadır.
Türkiye için tehlike şudur: PKK/YPG’nin kuzeyden güneye inerek, İsrail’in de ABD kontrolündeki bölgeye ulaşması durumunda İsrail ve PKK/YPG birleşir ve böyle bir durumda da İsrail Türkiye’ye komşu olur. Sevr Anlaşmasında yer alan harita aslında bir ‘Büyük İsrail’ haritasıdır.

Türkiye ateş çemberinde

Diğer yandan, ABD ve NATO bir süredir Doğu kanadını Türkiye’den Yunanistan’a kaydırıyor. Türkiye’nin etrafında özellikle Yunanistan’da konuşlandırılmış askeri üsler bulunmaktadır. Türkiye’nin NATO üyeliği Türkiye’yi Rusya’ya karşı koruduğu gibi ABD ve NATO’ya karşı da korumaktadır. Türkiye NATO’dan çıkarıldığı takdirde iki ülke direkt NATO’ya alınır. Bunlar; İsrail ve GKRY’dir. Bugün üye olmamalarını tek sebebi vetomuzdur. Bölgede iki adet ABD uçak gemisi görev grubu ve nükleer denizaltısı var. Bunlar Gazze için toplanmamıştır. Amerikan uçak gemisi rotasını değiştirerek kasten Abdülhamit Han sondaj gemisinin yanına gelip durmuştur. Türkiye bir ateş çemberi içerisindedir. Gelinen noktada miğferini sıkıca takmalı ve sınırlarını güven altına almalıdır. Bölgedeki bu açmazda Türkiye’nin Filistin’i girdaptan çıkarmaya yönelik atacağı stratejik adımlar çok büyük önem taşımaktadır.

Sınırda korkunç yığınak var

Güvenlik Uzmanı Ersan Ergür de, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’nin Güneydoğu’sunu Şırnak’tan Hatay’a kadar sınır bölgesini 2 tugay korur. ABD’nin güney sınırımızdaki terör örgütlerine 70-80 bin tır civarında silah teçhizat gönderdiğini varsayarsak, sınırımızda yapılan yığınağın korkunç boyutlarını anlarız. Türkiye’yi kuşatmış durumdalar. Bunların PYD’ye verildiğini sanmak saflık olur. Aslında bu yığınaklanmanın gerçek niyeti, bölgedeki terör örgütlerinin arkasında emperyalist ve Siyonist güçlerin bulunduğunu göz önüne getirince ortaya çıkıyor. Bugün İsrail’in Gazze ve Filistin bölgesi dışındaki bölgelere de savaşı taşıma ihtimaline karşı bu ülkeyi durdurabilecek yegane gücün Türkiye olduğunu düşünürsek, bu yığınaklanmanın amacını da anlarız.”