Sebahattin Ayan  İstanbul

Tuzla Piyade okulundaki Atatürkçülük maskesi altında namaz kılan teğmenlerin fişlenmesi ve darp edilmesi gündemdeki yerini koruyor. Utanmaz eski Türkiye artıkları, fonlu medyası ve postal heveslileri AK Parti’yi sözde zor durumda bırakmak adına Mustafa Kemal’in askerleri diye övündükleri genç teğmenlerin darp edilmesine göz yumup, darp eden zorbalara Mustafa Kemal’in askeri diyerek sahip çıkacak kadar yüzsüzleşti. Konu ile ilgili gazetemiz Akit’e konuşan emekli asker ve güvenlik uzmanları ise “Ülkemizde ne yapılırsa Atatürkçülük maskesi altında yapılıyor. Bunlar milleti bir asır geri götürmüştür” tepkisini gösterdi.

Darbelerin tümü Atatürk maskesi altında yapıldı

Emekli Kıdemli Hava Albay Mustafa Hacımustafaoğlulları, “Bu milletin bu sahte Atatürkçülerden daha çok çekeceği var. Bunlar tamamıyla sahtekâr. Bunlar din, iman düşmanlığını ve daha doğrusu milletin mukaddes değerlerine düşmanlık göstererek millet düşmanlıklarında Atatürkçülük maskesi arkasından gizleyerek icra etmektedirler. Türkiye’de on yılda bir yaşadığımız darbelerin hepsi Atatürkçülük maskesi altında bu millete yapılmıştır. Ve bu milleti bir asır geriye götürmüştür. Ve bugün işte ‘genç subaylar rahatsız’, bilmem ‘teğmenler rahatsız’ diye diye 1960 darbesini yedik, 1980 darbesini yedik, 28 Şubat darbesini yedik. Son olarak 15 Temmuz darbesini de Atatürkçülük maskesini gizlenerek yaptı bu FETÖ. Ama artık yeter diyoruz. Şimdi bu teğmenler nerede türedi? Bu teğmenler nerede yetişiyor? 15 Temmuz darbesinden sonra Savunma Üniversitesi kuruldu. Artık harp okulları darbeci yetiştirmesin, vatanını milletini seven, vatansever subaylar yetiştirsin diye. Ama gene görüyoruz ki harp okullarında darbeciler, sahte Atatürkçüler yetişmeye devam ediyor. Orada bir baskı var, orada bir darbe var, darbe girişimi var. Bugün o teğmene bu darbeyi yapan adam yarın vatana da yapacak. Bunun işareti budur. Görmezden gelemeyiz, gereğinin yapılması lazım” dedi.

Dindarlar çağdaş yaşama engel olarak görüldü

Atatürkçüler tarafından dindar insanların çağdaş seviyeye ulaşmakta engel olarak görüldüğüne dikkati çeken Güvenlik ve Strateji Uzmanı Ersan Ergür ise şunları söyledi: “Malumunuz geçtiğimiz ay 10 Kasım tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ü anma programında iğne bulamadığı için (iğne kalmadığı için) yakasına Atatürk fotoğrafını takamayan teğmene yönelik olarak organize bir şekilde darp girişiminde bulunulduğu basına çıkan haberler ile Türkiye kamuoyuna mal oldu. Elbette bu olay Atatürkçü olan ya da olmayan meselesi ile tarikatçı Atatürkçü çatışması kapsamında olmuş bir olay değildir. Tuzla Piyade Okulunda meydana gelen olay gerçekten bir talihsizlik olmakla beraber İsrail’in Gazze’ye yaptığı orantısız ve hayasızca saldırılar karşısında Türkiye’nin izlediği uluslararası diplomasinin ve İsveç’in NATO üyeliğinin ve ABD ile F-16 alım konusundaki diplomatik uyuşmazlığın olduğu bir dönemde meydana gelmesi akıllara acaba neden şimdi şeklinde bir soruyu getirmiyor değil. Türkiye’de Atatürkçülüğü gerçek anlamda benimseyenler ile dindar subaylar arasında bir çatışma yok. Atatürkçülüğü kendisine perde yapan ve Atatürkçülük kisvesine bürünerek Türkiye’mizin geleceğine çağdaş ve medeniyet seviyesine ulaşmasına engel olmak isteyen batılı müstemleke zihniyeti ile dindar subaylar ya da bireyler arasında çatışma var izlenimi veriliyor.”

Cuntacı zihniyetin terfi alma oyunu

“Bakınız üç tip Atatürkçü birey günümüz itibari ile sosyolojik anlamda varlık sürdürmektedir.

1. tip Atatürkçüler kendilerine bu söylemi perde yaparak kendi ideolojilerini gizleyen ve bu kisveyle nemalanarak mevki ve makam sahibi olmak isteyenler.

2. tip Atatürkçüler radikal bir söylem ile din ve İslam düşmanlığı yapanlardır.

3. olarak da samimi Atatürkçü olan kesimdir. Bu kesim kendisini ülkesine hizmete adamış vatandaşlarına saygılı dindar insanla başörtüsü ile sorun yaşamayan gerçek vatanperver Atatürkçülerdir. Diğer iki kesim bu anlamda ülkemizde kaos ve huzursuzluğu fırsat vermek isteyen vatan haini diyebileceğimiz sahtekarlardır. 

İşte Tuzla Piyade okulunda olan tam da budur. FETÖ’nün 15 temmuzda koyun postuna bürünmüş kurt misali dindarları fişleyerek ordudan atılmalarını sağlayıp kendilerine terfi için alan açmaya çalışan cuntacı zihniyetin tipik davranış modelidir.”