Sebahattin Ayan  İstanbul

Yılbaşı kutlamaları ve ‘Milli Piyango’ adı altında masumane gösterilmeye çalışılan kumar faaliyetleriyle ilgili gazetemize konuşan Memiş Hoca, ‘Milli Piyango’nun haram olduğunu ve yılbaşı kutlamalarının İslam’da yeri olmadığını söyledi. Memiş Hoca ayrıca, başta Gazze olmak üzere tüm dünyada Müslümanlar zulüm altındayken kültürümüzde yeri olmayan ve ahlaki yozlaşmayı ön plana çıkarmaya çalışan sapkın akımlara karşı uyanık olunması çağrısında bulundu.

Dinimizde de örfümüzde de yok

Yahudi ve Hristiyanların İslam ile uyuşmayan ahlak ve davranışlarının örnek alınmaması gerektiğini vurgulayan Memiş Hoca, şunları dile getirdi: “Dinimizde ve kültürümüzde yılbaşı kutlamaları yoktur. Bu tür kutlamalar içimize sonradan sokuldu. Bunlar Haçlı topluluğunun ülkemiz üzerindeki pis oyunudur. Masum gibi gösterilen doğum günü, yılbaşı kutlamaları aslında bizi, çaktırmadan milli ve manevi değerlerimizden uzaklaştırıyor. Üzülerek söylüyorum ki bugün muhafazakâr kesimde de bu tarz yaşamlar var. Dindar kesimde bile bu hassasiyet kayboluyor. Bilhassa Diyanet yetkililerinin bu konuda toplumu aydınlatması, hak ve hakikatleri anlatması gerekiyor.” Müslümanlara Hicri kutlamanın yakışacağını belirten Memiş Hoca, şöyle devam etti: “Müslümana Hristiyanların yılbaşını kutlamak yakışmaz. Bizim yeni yılımız Hicri Yılbaşıdır. Dünyanın görmediğim, gitmediğim ülkesi kalmadı neredeyse ne Amerika’da ne de Avrupa ülkelerinde böyle bir şey görmedim. Bir Hristiyan’ın ‘hadi Müslümanların Hicri Yılbaşısı gelmiş, kutlayalım’ dediğine şahit olmadım. Batı kendi adet ve geleneklerini yazılı ve görsel medya aracılıyla bize dayatıyor. Bizim içimizdeki özentiyle de birleşince, Hristiyanlardan daha fazla yılbaşı sevdalısı oluyoruz. Var mısınız bu yıldan itibaren Hicri takvimi takip edip Müslümana uygun bir yeni yıl kutlayalım. Kendi adet ve inancımızı terk ederek, İslam dininin kabul etmediği bir yaşama özenirsek gelecek nesillerimizi büyük tehlikeye düşürürüz. Gazze’de ağzı süt kokan bebekler zalim bir topluluk tarafından katledilirken, bu neyin eğlencesidir? Neyin kutlamasıdır? Düşmanımız savaşmadan, bir tek mermi atmadan medeniyetimizi işgal ediyor maalesef farkında değiliz.”

Piyangoyla cami yapılmaz

Milli Piyango’nun topluma zarar verdiğini de kaydeden Memiş Hoca, şunları söyledi: “Milli piyango, loto, toto gibi şans oyunlarının tamamı haramdır. Şans oyunlarından kazanılan parayla kesinlikle hayır hasenat yapılmaz. Bu tür oyunlardan elde edilen kazancı aklamak için, vicdanı rahatlatmak için ‘efendim çıkarsa cami yaptıracağım, fakire yardım edeceğim’ gibi türlü bahaneler sıralanıyor. Oradan gelecek parayla cami yapılmaz, hayır yapılmaz, haram helale dönüşmez. Çünkü haram olan kazançtan helal olmaz. Piyango ve şans oyunlarından para kazananların kendisine hayrı olmaz. Geçmişten bu günümüze kadar kim milli piyangodan para kazanmış ise o kişinin hayatı kararmıştır. Hatta ellerindeki varlığını da kaybetmiştir. Aklı başında olan herkes haram olan bu illetten uzak kalmalıdır. Ne yazık ki milletimizi, değişik isimler adı altında kumara alıştırıyorlar. Piyangonun başından kesinlikle milli kelimesini atmak lazım.”

Millet sevgisini aşılamalıyız

Şans oyunlarının devlet eliyle teşvik edilmesine karşı çıkan Memiş Hoca, sözlerini şöyle tamamladı: “Devletimiz kumar işlerinden elini ayağını çekmeli. İnsanlarımıza piyangodan veya değer şans oyunlarından para kazanma yollarını değil, helal yoldan çalışıp kazanmalarını öğretmelidir. Diyorlar ki ülkemizde işsizlik var. Kardeşim ülkemizde işsizlik filan yok. İş beğenmeyen, kısa yoldan köşeyi dönmek isteyenler var. Bugünümüzün gençleri sosyal medyanın etkisiyle köşeyi dönme peşinde, arzuladığı her şeye hemen ulaşmak istiyor.” Kolay yoldan zengin olma hayali kuranlara da tavsiyelerde bulunmayı ihmal etmeyen Memiş Hoca, “Ailelerimiz, öncelikle Kur’an’a göre yaşayıp, evlatlarını milli ve manevi değerlere yönlendirmeleri gerekir. Ardından dünya ve ahiret hayatları için temiz nesiller yetiştirmelidir. Çocuklarımıza küçüklükten itibaren helal ve haram kavramlarını, devlet ve millet sevgisini, insanlara nasıl hayırlı olmalarını, güzel ahlak sahibi olmalarını öğretmeliyiz. Aksi taktirde bu değerlere göre yetişmeyen gençler sosyal medyanın eline düşer. Dolayısıyla akıbetleri iyi olmaz.”