MUHAMMED KUTLU  Ankara

Gazze’de katliamlarını sürdüren İsrail, son bir hafta içinde Yemen, Irak, Suriye, Pakistan ve İran’da art arda yaşanan saldırılarla elini rahatlattı. Akit’e konuşan İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Mavi Vatan Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı emekli Tümamiral Cihat Yaycı, bölgede gerilimin tırmanmasının arkasında İsrail’i rahatlatma planının olduğunu söyledi.

İran bu füzeleri neden İsrail'e karşı kullanmadı?

Cihat Yaycı şunları söyledi: “PKK ve YPG terör gruplarının İran’ın sözde Suriye’deki etkisini kırmak bahanesiyle ABD tarafından hareketlendirileceğini, aynı zamanda, ülkemiz içerisinde PKK terör faaliyetleri olasılık ve risklerinin yükselebileceğini söylemiştim. Maalesef öyle oldu. Sonrasında İran öngördüğümüz şekilde hamlelerine başladı. İran Erbil’deki bazı hedeflere hava saldırıları düzenledi. Bu noktada sorulması ve cevapları aranması gereken sorular vardır. Mesela; ABD bu saldırıları bahane edip, bölgeye hava savunma sistemleri getirip PKK’ya hava savunma şemsiyesi sağlar mı? İran bu balistik füzelerini neden İsrail’e karşı kullanmadı da, tam da Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde PKK’ya hava harekatları yaptığı esnada bu saldırıları Irak’ın kuzeyine yaptı? ABD Suriye’de İran destekli gruplara operasyon bahanesi ile ‘PKK/YPG’yi kullanacağım’ deyip PKK/YPG’nin alanını İsrail’e doğru genişletmeye kalkarsa? Masanın üstünde sağ elleri ile bilek güreşi yapıyor görünenler, masanın altında sol elleri ile el sıkışıyor olabilir”

İran'ın amacı PKK/YPG’ye ve İsrail'e alan açmaktır

“Sorulması gereken daimi ve genel soru; Hacivat Karagöz perdesinin arkasında kim/kimler var?” diyen Yaycı şöyle devam etti: “Bu sorunun cevabı ise müteakip eylemlerde yazıyor. İran’ın Irak’ın kuzeyine saldırısını bahane eden İsrail yine Halep’i bombalıyor. Patlama sesleri Reyhanlı’dan duyuluyor. Halep ile Gazze’nin ne alakası var? Suriye’nin toprak bütünlüğünü sözde savunmak için Suriye’ye gelen ve Suriye Hava Sahasını kontrol eden Rusya niye Suriye hava sahasına İsrail uçaklarının girmesine göz yumuyor? Önce Yemen’de karşılıklı saldırılar, sonra İran’ın Irak’ın kuzeyine saldırısı, şimdi de İsrail’in sözde İran hedeflerini imha için Suriye’ye saldırısı. Bu olaylar arasındaki bağı ve ortak hedefi görmemek için jeopolitik kör olmak lazım. Üstelik İran bu kez de Türkiye’nin en önemli müttefiki Pakistan’a saldırdı. Resim çok net aslında. Zamanında hegemonik güçlerin Irak’a yaptıkları gibi İran vasıtasıyla Pakistan’ı yıpratmak, ABD müttefiki Hindistan’a alan açmak isteniyor.

Özetleyecek olursak, Yemen’de cereyan eden durum dünya kamuoyunda bir savaş dinamiği olarak algılansa da tam olarak “Cambaz’a bak” savaşıdır. Kasım Süleymani suikasti sonrası, ABD eski başkanı Trump, ‘İran bize saldırı öncesi bildirim yaptı, bize zarar ve sorun yok’ demişti. Bu açıkça ABD-İran danışıklı oyununun bir itirafı idi. İran’ın Irak’ın kuzeyine ve Suriye’ye yaptığı saldırılar bunun bir benzeri niteliğindedir.

Son süreçte gerçekleşen PKK saldırıları bu gelişmelerden bağımsız değildir. Burada İran’ın saldırılarının amacı, PKK/YPG’ye ve İsrail’e alan açmaktır. Yaşananlar, İsrail ve ABD’nin bölgede PKK/YPG dışında da örtülü faaliyet içinde bir tetikçiye daha sahip olduğuna işaret etmektedir. İran’ın eylemlerini gerekçe gösterecek olan ABD ve İsrail, Suriye’de güya İranlı grupları temizleme bahanesiyle YPG’yi kullanıp, YPG’nin Suriye’deki alanını İsrail’e doğru genişletebilir. İsrail de; ‘bana İranlı gruplar Lübnan ve Suriye’den saldırıyor’ bahanesi ile Lübnan ve Suriye’de PKK’nın kontrol ettiği alan ile birleşecek şekilde işgallere başlayabilir. Nihayetinde kurulacak bir ‘PKK/YPGİSTAN’ veya ‘Teröristan’ vasıtasıyla Türkiye’ye komşu olabilir. Bu durum beka ve güvenliği bakımından Türkiye tarafından kabul ve tahammül edilebilir bir durum değildir.”