Ekonomi
Fonlu felaket korosu, yine ekonomiyi kötüleme yarışı başlattı! Felaket tellalı mankurtlara kulak asmayın uyarısı
Türkiye’ye sermaye girişinin arttığını, borsa rekor üstüne rekor kırarken, MB’nin rezervlerini artırdığına dikkat çeken ekonomistler, her fırsatta “seçim sonrası dövizin ateşinin yükseleceği ve enflasyonun daha da artacağı” iddiasında bulunan kriz tellallarına vatandaşların prim vermemelerini istediler.
Buğra Kardan İstanbul
14-28 Mayıs seçimlerini takiben ülkenin rayından çıkacağı iddia eden çakma ekonomistlir 31 Mart seçimleri arefesinde de aynı nakaratı mırıldanmaya başladı.
CHP’nin yemlediği kanalların müdavimlerinden çakma ekonomist Murat Muratoğlu ve Devrim Akyıl, ülkenin yakında devalüasyonla karşı karşıya kalacağını iddia ederken Turgay Bozoğlu da sık sık dolar kurunun alıp başına gideceğini dile getiriyor. Sosyal ağlarda hep yalan yanlış tahminleriyle bilinen Selçuk Geçer ise kurun yıl içinde 50 lirayı göreceğini hatta geçeceği öngörüsünde bulunuyor.
Manipülatörlere tepki
Türkiye ekonomisinin büyüdüğüne, iç ve dış şoklara karşı korunaklı olduğuna kör kalarak dolar manipülasyonuna kalkışan kriz seviciler büyük tepki çekiyor. Kriz severlerin manipülasyonlarına itibar etmeyen yatırımcılar ise makro ve mikro verilere bakıyor. Veriler Türkiye’ye sermaye girişinin hızlandığına işaret ediyor. Kredi risk primi 300’e düşerken, borsa rekor üzerine rekor kırıyor. Merkez Bankası döviz rezervi ise 140 milyar dolar civarında.
Muteber ekonomistler ise Türkiye’nin artık güvenli liman olduğuna dikkat çekerek felaket tellallarının sözlerine aldanılmaması uyarısı yapıyor.
Hazine ve rezerv dolu
Akit’e konuşan iktisatçı İsmail Çapak, şu görüşleri paylaştı: “Ne yazık ki ‘Kurda volatilite olacak’, ‘Dolar 50 ya da 60 liraya varacak’ diyen zavallılarla karşı karşıyayız. Bunları tanıyoruz, biliyoruz. Bunlar ‘Ülkede kaos olsun da nerede olursa olsun’ mantalitesiyle ilerliyorlar. Şu anda kurun volatil olmasını gerektirecek bir durum yok. İhracatımız artarak devam ediyor. Ürünlerimiz dünyanın dört bir yanında. Hazine’miz dolu. Merkez Banka’mızın rezervleri yeterli. Ne yazık ki ülkesini sevmeyenler, 85 milyonla aynı gemide bulunmayanlar yine bir algı operasyonu peşinde. Bunların operasyonları yine tutmayacak. Seçimlerde bunları fonlayan muhalefetle yine yenilecek. Seçimlerin ardından fiyatların makul oranda yükseltilecek olması bir sır değil. Çünkü 6 Şubat depremlerinden ötürü merkezi bütçede sıkıntılar var. Bu sıkıntıları gidermek için belli başlı adımlar atılacak ama korkulan olmayacak. Seçimlerle ekonomimiz sıkıntıya girmeyecek ama tüccarın, yatırımcının dikkatli olmasında yarar var. Faiz oranları yüksek, yatırımcı kredi kullanmadan yatırım yapmalı.”
Halk dolar alıp beklemesin
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Dinç de Türkiye ekonomisinin temellerinin güçlü olduğuna dikkati çekerek orada burada yapılan yalan yanlış kur tahminlerine aldırış etmemek gerektiği uyarısında bulundu. Dinç, şunları kaydetti: “Kur, 2 yıldır çokça speküle ediliyor. Zaman zaman matematik de göz ardı edilerek uçuk tahminler yapılıyor. Kur hesaplamalarının finansal karşılıkları olmadığı anlaşılıyor. Tabii politika tercihlerinin kura etkisinin hissedileceği bir periyot başlıyor. Faiz artırım döngüsünün sonuna gelindiğinin bildirilmesi büyük oranda kurda yukarı yönlü hareket olacağı beklentisi oluşturdu. Fakat daha sıkılaştırıcı adımlar atarak enflasyonla mücadele etmeye dönük yaklaşım bir kenara bırakılmamalı. Faiz artırımları muhtemelen kuru baskılayacaktır. İhtiyaç olursa bu yola başvurulacağını ekonomi yönetimi de ifade etti. Ancak buradan yola koyularak kurda seçim odaklı bir tartışma zemini yapılması çok yanlış. Belli kanallarda ya da sosyal ağlarda çıkıp yorum yapanlar, hep Türkiye’ye sermaye girişinin olmayacağı üzerine bu tür spekülasyonlara imza atıyor. Ama ya sermaye girişi artarsa? Bunu hesaplamıyor. Bir de halkımız Dolar alıp beklememeli, dolar yatırım aracı değildir yatırımın aracıdır.”