yeniakit.com.tr 

Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, özellikle kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması gereken İstanbul’a çare bulmak için tarihe geçecek projelerini peş peşe açıklıyor. Geçtiğimiz 5 yılda İstanbul’un sorunlarına odaklanmak yerine CHP’nin iç işleriyle ilgilenen ve cumhurbaşkanı adayı olmak için kırk takla atan CHP’li Ekrem İmamoğlu ise şimdiden seçimi kaybetti. Tüm anketlerde geride çıkan İmamoğlu için CHP seçmeni bile aday olmaması çağrısı yapıyor. Öyle ki CHP içinden başını Gürsel Tekin’in çektiği bir kadro, İBB için bağımsız aday çıkarmayı düşünüyor.

Muhalifler tutuştu

CHP’nin İstanbul’u kaybedeceği garanti olunca, kemalistler Murat Kurum’u lekelemek için ellerinden geleni yapmaya başladı. Akılalmaz iftiralarda Kurum hakkında karalama kampanyası başlatan CHP ve saz arkadaşları, son olarak Erzincan, İliç’teki maden faciasının ardından Kurum’u suçlamaya kalkıştı. Muhaliflerin ortaya attığı iddiaya göre Murat Kurum, Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğu dönemde, geçtiğimiz günlerde facianın yaşandığı maden ocağına genişleme yetkisi vermişti ve facia bu genişleme kararı nedeniyle yaşanmıştı.

Halbuki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkileri arasında maden ocaklarına genişleme yetkisi vermek bulunmuyor!..

Komik hamle: Suç duyurusunda bulundular!

Bu iftiranın ardından rezil rüsva olan muhalifler geri adım atmak yerine akıllarınca hukuki yollara başvurup Murat Kurum’u yıpratmak için yeniden harekete geçti. İstanbul 1 Nolu Barosu’ndan gelen son adım bu kadarına da pes dedirtti.

İstanbul Barosu, Erzincan’daki maden faciasının ardından maden şirketi Anagold Madencilik ve eski Çevre ve Şehircilik Bakanı olan Cumhur İttifakı’nın İBB Adayı Murat Kurum hakkında suç duyurusunda bulundu.

Öldürme, çevrenin kasten kirletilmesi, zehirli madde katma, eko kırım ve tespit edilecek sair suçlar kapsamında şikayette bulunan İstanbul Barosu, Başkan Filiz Saraç imzasıyla verdiği şikayet dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:

“Yaşanan maden faciasında; karar alma ve uygulama kademesindeki tüm yetkililerin sorumluluğu olduğu açıktır. Güvenli ve sağlıklı çevreden yararlanma yurttaşların anayasal hakkıdır. Hukuka aykırı davranan bilirkişiler, yargıçlar, savcılar, bürokratlar, en az maden şirketi kadar sorumludurlar. Çevre suçlarında gözlemediğimiz ‘cezasızlık’ alışkanlığının artık terk edilmesi, kasten veya ihmal ile zarar veren tüm sorumluların tespiti ve yargılanmaları gerekir. Bu yaşanan olayla ilgili derhal delillerin tespiti gerekmektedir.

Bu nedenle İstanbul Barosu Başkanlığı olarak bahse konu olay nedeni ile gerekli soruşturmanın yürütülmesi ve sorumluların tespiti ile cezalandırılmaları için haklarında kamu davası açılması için iş bu dilekçenin sunulması gerekmiştir.

Tüm eksiklik ve risklere rağmen görevini kötüye kullanarak aykırılıklara göz yuman, faaliyetin devamı için her türlü izin ruhsat süreçlerini devam ettirerek onaylayan kademedeki her sorumlunun tespiti ile haklarında dava açılması talebinde bulunmak zorunluluğu doğmuştur.”