HABER MERKEZİ

Türk milletinin manevi değerleri ile kavgalı olan ve sürekli skandallarla anılan CHP şimdi de kara para iddialarıyla çalkalanıyor. Geçmişte 28 Şubat döneminde Refah Partisi’nin düzenlediği parti pikniklerinde tüketilen sucuk ve peynir fişlerini bahane ederek “paranın sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği” iddiasıyla “Kayıp trilyon” davası açılmasını destekleyen ve Erbakan Hoca’yı “sahtekârlık” ile itham eden CHP zihniyeti, o iftiraların gerçeğini kendileri yapıyor.

Kara paranın merkezi oldu

Hendekçilere sahip çıkan sözde akademisyenleri semirtmek için CHP’li belediyelerden kayıtdışı para toplayan, partinin 650 milyon lirasını hayali yandaş anket şirketlerine aktaran, İşadamlarından rüşvet isteyen ve Alman vakıflarından fonlanan CHP’liler, şimdi de nereden geldiği belli olmayan deste deste paralarla kule dikiyor. Hazine yardımı alan ve şahıs bazında ancak belli bir miktarda bağışı kabul edebilen CHP’nin bavullar dolusu paralarla gündeme gelmesi ve düzmece belgelerle “il binası satın alıyorduk” şeklinde bahaneler üretmesi, “Bu kirli para trafiği hem Anayasa’ya göre hem de Siyasi Partiler Yasası’na göre CHP’nin kapatılmasını gerektirir” yorumlarına sebep oluyor.

Parti kapattıracak skandallar

CHP’nin kapısında kilit vurduracak kara para iddialarından bazıları şöyle:

Ekrem İmamoğlu’nun kara kutusu ve gizli kasası olarak bilinen İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş ile bazı CHP’lilerin 4 saat boyunca saydığı bavullar dolusu paranın kaynağı ve harcaması gizemini koruyor.

Temizlikçiler, CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun’un TBMM’deki odasında poşet içerisinde 250 bin dolar nakit para bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukat Mustafa Kemal Çiçek, yandaş medya organlarına ve ısmarlama istatistik yayınlayan anket firmalarına 650 milyon lira ödendiğini söyleyerek partiden istifa etti.

Ümraniye Belediye Başkan Adayı Aykut Erdoğdu, PKK destekçisi imzacı akademisyenlere, aylık 5 bin lira ücret ödemesi yapıldığını ve bu paranın Şişli Belediyesi başta olmak üzere birçok belediyede kurulan gayri resmi fonda toplandığını itiraf etti.

Alman Dışişleri Bakanlığı’nın Friedrich Ebert Vakfı’na gönderdiği 03.12.2005 tarihli resmi yazıda, CHP ile ilişkileri genişletmek amacıyla bu partiye finansal yardım yapıldığı ve Bank Für Sozialwirtschaft üzerinden 85 bin Euro gönderildiği öne sürüldü.

Bülent Ecevit’e 1974-1982 yılları arasında, CHP Genel Başkanı olduğu dönemde, Alman Gizli Servisi’nden demokratik-laik düzeni korumak için 14 milyar Şilling (50 trilyon lira) para yardımı verildiği iddia edildi. Ecevit iddiaları yalanlamakla yetindi.

CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden bazı görevlilerin Mansur Yavaş’ın bilgisi dâhilinde Sinan Aygün’den “ne vereceksin abi” diyerek 25 milyon lira rüşvet istediği söylemleri ayyuka çıkmıştı.

Yargı CHP'ye el atmalı

Konuyla ilgili Akit’e konuşan Avukat Hüsnü Tuna ise, şunları söyledi: “Erbakan Hoca’ya haksızlık yapıldı. Lekelenmeye çalışıldı. Aynısı 17-25 Aralık sürecinde FETÖ tarafından AK Parti’ye yapılarak ayakkabı kutuları ile algı oluşturulmaya çalıştı. Tabii bu iftiralar böylece gitti. Şimdi bu İmamoğlu ve şurekası daha doğrusu CHP’nin kahir ekseriyeti aslında bu işlerin içerisinde, yolsuzluğun merkezindeler. Bu yaşananlar buz dağının görünen yüzü. Masa üstünde paket paket paralarla ilgili bu görüntüler suç duyurusu kabul edilmeli. Yargı gerekeni yapmalı. Burada tabii kişilerin şahsi sorumlulukları var. Eğer şahısları aşmışsa ve parti yolsuzluk odağı haline gelmişse elbette ki partinin kapatılması ya da partiyle ilgili bir işlem yapılmasına da sebep olur. Ancak öncelikle bu yolsuzluğu yapanlarla ilgili soruşturma yapılmalı diye düşünüyorum.”