AKİT MENÜ

Gündem

Yazarımız Mehmet Koçak seçmenin nabzını tuttu! İstanbul’da değişim yakın

Mevcut siyasi iklim, yaklaşan yerel seçimlere farklı bir tablo sunuyor. Farklı siyasi partiler iddialı adaylarıyla meydanlarda boy gösterse de, yazarımız Mehmet Koçak, Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum’la İstanbul’un genel durumunu sordu.

Farklı siyasi partiler iddialı adaylarıyla meydanlarda boy gösterse de Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum ile mevcut İBB başkanı Ekrem İmamoğlu arasında devam eden yarışın sonucu İstanbul’da kimin başkan olacağını belirleyeceğini ifade eden yazarımız Koçak, ‘Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum ile bir araya gelerek projeleri ile vaatlerinin seçmen davranışlarını nasıl etkileyeceğini, son derece tartışmalı ve de iddialı devam eden İstanbul’daki seçimlerin genel durumu hakkındaki görüşlerini sordu.

31 Mart’taki ‘Mahalli İdareler Seçimleri’ yakın tarihin en önemli seçimlerinden biri olması hasebiyle hiç şüphesiz bu seçimin Türk siyasi tarihi için olduğu kadar İstanbul için de özel bir anlam ihtiva ettiğini, son anketlerde Murat Kurum’un birkaç puan öne geçtiği görülse de iki aday arasında “başa baş” bir yarışın devam ettiğini belirten yazar Koçak, İstanbul seçimleri için hazırladığı yazısında, röportajının yanında, devam eden seçim kampanyalarının seçmene nasıl yansıyacağını, tarafların projelerinin seçmendeki karşılığı ile yapılan vaatlerin inandırıcılığı konularındaki tespit ve kanaatlerini ihtiva eden şu görüşlere yer verdi:

Vaatler ve projeler yarışın en etkili enstrümanlarıdır

Yaklaşan yerel seçimler için tüm siyasi partiler ve adayları, Siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan fırtınalı bir ortamda birbiriyle yarışıyor. Vaatler ve projeler, yarışın en etkili enstrümanlarıdır.

Adaylar, önce sorunları sıralıyor sonra devamında sorunlara çözüm olacak ve kendileri tarafından hazırlanan projeler takdim ediliyor. Elbette seçmeni etkileyen birçok etken var ancak hiç şüphesiz, başkan adayları ve birlikte çalışacak kadroda yer alan kişiler seçimlerinde önemli bir yere sahip. Kişilik, liyakat, deneyim, tecrübe ve yerel yönetimler konusundaki birikim gibi vasıflar seçmen tercihinde önemli etkenlerdir. Seçimler, hiç şüphesiz seçmenin davranış bicimi ve tercihi belirleyeceği bir gerçektir. Ancak, 2024 yerel seçimlerinin sonucu, seçmenin adaylarda aradığı özellikler ile siyasal partilerin ortaya koyduğu stratejiler etrafında şekilleneceği ise bir diğer gerçektir. 31 Mart seçimleri her ne kadar bir hükümet değişimini getirmeyecek olsa bile hem iktidar hem de muhalefetin geleceği acısından büyük bir önem taşımaktadır. Zira bu seçim sonrasında Türk siyasi hayatının geleceği adına birçok partide değişim ve dönüşümlere sebep olabilecek potansiyele sahiptir.

Bu seçim İstanbul için ayrı bir önem ihtiva etmektedir

İster yerel, ister genel seçimler olsun Türkiye’de seçimler söz konusu olduğunda ilk akla gelen ve üzerinde derin hesapların yapıldığı şehirlerin başında hiç şüphesiz İstanbul gelmektedir.

Çünkü İstanbul, yoğun nüfusla birlikte gelişen kapsamlı bir iş gücüne sahip, stratejik konumu sayesinde gelişmiş deniz, kara ve demiryolları sistemi sayesinde uluslararası ekonomi ve iş sektörünün idare merkezine dönüşen bir ticaret merkezi. Ayrıca, artan nüfusa paralel olarak günlük ve sosyal ve kültürel alanlarda da hızla artış gösteren İstanbul, Türkiye’de sosyal yaşamın, eğlencenin, hizmet sektörünün yanında Türk siyasetini de etkileyen yönlendiren ve şekillenmesinde önemli bir güce sahiptir.

Bu gerçekten hareketle, bir dünya şehri olan bu büyük metropolün yönetimine sahip olmak, Türk siyasetinde etkili ve ülke iktidarının meşru sahibi olmak isteyen her siyasi hareketin ve siyasetçinin en büyük arzusudur.

Çünkü bu şehrin yönetimine sahip olan siyasi hareket, güçlü oy potansiyeli sebebiyle ülke yönetiminde de güçlü bir konumu elde etmiş olur. Yani İstanbul, birçok siyasi hareketi hem iktidara taşımış hem de iktidarına son vermiş bir şehirdir. Yine İstanbul bu ülkeyi yönetin çok sayıda bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı yetiştirmiş bir şehirdir.

Bu değişmeyen gerçeği dikkate alan siyasiler, yaklaşan 31 Mart yerel seçimleri nedeniyle iktidar ve muhalefet cephelerinde sonuç odaklı son kozlar oynanıyor.
Bu gerçekten hareketle hem yaşadığı şehir olması hem de Türk siyasetinin yönünü belirleyen etkisi bakımından bende ağırlıklı olarak İstanbul’a zaman ayırdım. İstanbul için her siyasi parti ve aday elbette iddialı olabilir ancak şu bir gerçek ki, İstanbul’un yönetimini almaya yakın iki aday Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum ve halen İBB başkanı olan ve görünürde CHP’nin ancak gerçekte ise tüm Erdoğan ve Cumhur İttifakının karşıtlarının adayı kabul edilen Ekrem İmamoğlu ön plana çıkmaktadır.

Kazanma ihtimali sıfır olan İYİ Parti, DEM, Yeniden Refah Partisi, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA gibi partiler ideolojik olarak yakın oldukları her iki adaya kaybettiren veya kazandıran olacaklar. Bendeniz, her iki adayı yakından tanıyan ve yıllardır her ikisini de takip eden biriyim. Biri Trabzonlu hemşerim ve Beylikdüzü’nden hem komşum hem de önceki Belediye Başkanım. Siyasi kanaatlerimiz farklı olsa da insan ilişkilerimizde hiçbir sorun yaşamadık. Yani o beni tanır ve bilir ben de onu hem tanır hem bilirim.

Murat Kurum ile ilk defa 2006 yılında Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nda (TOKİ) uzman olarak görevde iken, ben de Hadımköy Belediye Başkan Danışmanı olduğum sırada ‘TOKİ Hadımköy projesi’ sebebiyle tanışmıştık.

TOKİ’deki görevleri ve sonrasındaki bakanlık dönemlerindeki başarılarını takdir ettiğim bir politikacıdır.

Kurum ve İmamoğlu arasındaki derin farklılıklar

Kimileri polemikler içinde popülist eylem ve girişimleriyle politikada giderek ön plana çıkarken, birileri de polemik ve popülist davranışlardan uzak akılcı, plan ve projeler ile strateji belirleme becerisini göstererek politik arenada kendini göstererek yükselir.

Her iki adayı değerlendirirken, bu farklılıkların öne çıktığını söyleyebilirim. Bu görüş ve değerlendirmemi destekleyen birkaç örnek sanırım yeterli olacaktır.
Şöyle ki: Mesela Murat Kurum, şehircilik konusunda uzman. Ekrem İmamoğlu ise inşaat şirketi sahibi.

Mesela Murat Kurum, önemli bir devlet kurumu olan TOKİ’de Uygulama Daire Başkanlığı Avrupa Yakası Uygulama Şube Müdürü ayrıca Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı İştiraki Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ’nin Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu görevlerinde başarılı bir yönetici.
Ekrem İmamoğlu, İBB başkanlığı öncesi sadece bir dönem Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptı. Mesela M. Kurum, Siyasi cepheleşmenin aktörü olmadı ve siyasi polemiklere girmekten kaçındı. Hatta polemikler içinde ve siyasi kavgaların içinde adı dahi geçmedi.

Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı, bakanlar ile siyasi muhalefetin yanında kendi partisi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve parti içi muhalefet grupları hatta spor kulüpleri yöneticileriyle de sürekli polemikler yaşayan ve bitmeyen kavgaların içinde aktif rol alan oldu. Halen taşların yerine oturmadığı CHP içinde Genel Başkanlık ve parti kadrolarını ele geçirme niyetindeki İmamoğlu sorunu devam ediyor. Mesela Murat Kurum, projeci ve hizmet odaklı bir siyasetçi olarak geçmişinde birden fazla başarı öyküsü var. Ekrem İmamoğlu’nun en büyük başarısı şansının yaverliği ve şans eseri elde ettiği Büyükşehir Belediye Başkanlığıdır. (Kemal Kılıçdaroğlu’nun sayesinde) Mesela Murat Kurum, sakin tavırlı, etkili konuşması daha inandırıcı ve meramını anlatırken, bilgi donanımlı cümleler kuran bir kişiliğe sahip.

“İstanbul ve İstanbullulara hizmet için plan ve projelerim hazır”

Hedefiniz nedir?

“İçi boş projeler ve yerine getirilemeyen sözler ile karşılığı olmayan vaatlerle İstanbul’a ve İstanbullulara hem maddi hem de manevi kayıplar yaşatılmıştır. İstanbul ve İstanbullulara hizmet yerine kendi siyasi gelecekleri için uğraştılar, İstanbul’u basamak kullanarak siyasi ihtiraslar uğruna yapılacak birçok hizmet ve kazanımlar heba edildi. İlk hedefimiz, dünyada eşi benzeri olmayan bu güzel şehri ve bu şehrin sakinlerini ehliyetsiz ve liyakatsiz ellerden kurtarıp, her yaşta insanların yaşamaktan keyif alabileceği harika bir şehir inşa etmektir.

İstanbullulara siz nasıl bir İstanbul vadediyorsunuz?

“Bizim yönetimimizde inşallah İstanbul, Mimar Sinan’ın ufkundaki, estetiğindeki, tasavvurundaki bir İstanbul olarak Türkiye Yüzyılı’nın öncü şehri olacaktır. İnşallah 28 Mayıs’ı 31 Mart’la birleştireceğiz, ‘merkezden yerele istikrar’ diyeceğiz. Uzaktan değil yerinden yönetimi İstanbul’la, İstanbullularla yeniden buluşturacağız. ‘Türkiye Yüzyılı Vizyonu’ndan kopmuş olan İstanbul’umuzun yönetimini yeniden devralacak ve aziz İstanbulluların hizmetkarı olacağız. Bana göre herhangi bir şehrin yönetimine talip olan başkan adayları ve yönetici kadroları, hizmet için hazırlanacak plan ve projelerinde şu üç ana faktörü temel esas almalıdır. Birinci faktör kültür, düşünce ve eğitim. İkincisi iş, refah ve geçim fırsatları yani üretim ile kontrollü sanayileşme ve üçüncüsü ise fiziksel ve zihinsel sağlık. Biz göreve bu üç önemli faktörü dikkate alarak yaşam kalitesinin daha yükseltilmesine katkıda bulunmayı öngören adımları cesaretle ve hızlı bir şekilde atmakta kararlıyız.” “İstanbul’un sorunlarını çok iyi biliyorum. Sorunları çözüme kavuşturacak deneyim, tecrübe ve konularında uzman kadrolarla uzun zaman harcayarak akıllı şehircilik adına bilimsel teknolojiden de yararlanarak kalıcı ve kaliteli projelerimizi hazırladık. Ayrıca bu mega projelerin lafta kalmaması hızlı bir şekilde uygulanabilmesine imkan tanıyacak finans kaynaklarını bulduk. Çalışmalarımız ve kadrolarınızı hazırladıktan sonra ‘Sadece İstanbul’ diyerek, yola çıktık. Hedefimiz çok yönlü plan ve projelerimizle İstanbul’un sorunlarına, İstanbul’un meselelerine odaklanmak ve İstanbullularla birlikte çalışmak suretiyle hem İstanbul’umuza hem de İstanbul’a hizmet etmektir. Yeni bir hizmet anlayışıyla inşallah 1 Nisan sabahı başlıyoruz.

İşe nereden başlayacaksınız?

“Önceliklerimizin başında İstanbul’daki trafik çilesi olacak. Çünkü hem zaman hem de büyük bir israfa sebep olan, ayrıca İstanbulluları yoran, bıktıran en büyük sorunlardan biri trafiktir. Trafik çilesini gidermek için şu anki mevcut 340 kilometrelik metro hattını ilk 5 yıl içerisinde 650 kilometreye çıkaracağız. İstiyoruz ki İstanbul’un her bir ilçesine metro gitsin. Metro yatırımlarımızla, altyapı yatırımlarımızla, kavşak düzenlemelerimizle, tünel yatırımlarımızla İstanbul’un ulaşımını çile olmaktan çıkarmak istiyoruz. Bir diğer önceliğimiz ise kentsel dönüşümdür. İstanbul’umuz bir deprem şehri, bunu bütün bilim insanlarımız söylüyor. Dolayısıyla burada depremle mücadele etmek ve şehrimizi hazır hale getirmek zorundayız. Önceliğimiz hastanelerimiz, kamu binalarımız, okullarımız, üniversitelerimiz. Ardından okullarımızdaki o bilinçlendirme. Depremle beraber yaşama anlayışıyla birlikte depremle ilgili dönüşümü de gerçekleştirmek zorundayız.

İstanbul’da tek bir riskli yapı kalmamalı. Tek bir riskli yapı kalmasın ki biz aynı acıları bir daha yaşamayalım istiyoruz.”

Yorumlara Git

‘Futbola rahatlık getirir’ diyerek duyurdular! Devrim olacak futbolda devrim… Dünya bu olayı konuşuyor!

Türkiye ile yapılan anlaşma Yunanistan'a bayram ettirdi! 'Ülkeye huzur getirdi' diyerek duyurdular

CHP ve yavrularının tek amacı! Darbe anayasasına dokundurtmayız!

Acun Ilıcalı’yı çileden çıkarttı! Bakalım cevabı ne olacak? Derbi öncesi kılıçlar çekildi…

Barbar İsrail’i her alanda boykot edelim