Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, Ekrem tarafından İBB Şehir Hatları Genel Müdürü yapıldığı dönemde kayınpederinin şirketine kıyak geçmiş.

Sosyal medyada sürekli parlatılan CHP'nin Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş hakkında ortaya atılan iddia yenilir yutulur cinsten değil.

Sol'da Ege Galip'in yazısında Dedetaş'la ilgili çok önemli bir yolsuzluk iddiası ortaya atıldı.

Galip'in yazısı şöyle:

Üsküdar’ın yeni belediye başkanı, CHP’li Sinem Dedetaş sosyal medyada çok ilgi çekiyor.

Sinem Dedetaş, önceki dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Şehir Hatları’nın Genel Müdürü’ydü.

Eşiyle fakültede tanışmışlardı, eşi de aynı sektörde. Çünkü eşinin babası da aynı sektörde. Kayınpeder Nurkal Dedetaş, Dentur Avrasya’nın sahiplerinden.

İstanbul’u bilmeyenler için belirtelim: İstanbul Boğazı, tüm dünyada deniz yolcu taşımacılığının en yoğun olduğu yer. İstanbullular vızır vızır gemilerle seyahat eder. Dentur 2002’de kuruldu. Aldığı motorlarla belediyeye rakip oldu. Bazı hatlarda yolcu taşıyor. Bir de yine özel şirket rakibi var, Turyol.

2020’ye, korona günlerine dönelim. Sosyal teması azaltmak için yöntemler aranıyordu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehir içi ulaşımda yoğunluğu azaltmak için vapur ücretlerini bir süreliğine 5 kuruşa indirmeye karar verdi.

Kararın altındaki imza, Genel Müdür Sinem Dedetaş’ındı.

Yalnız, kararda bir ayrıntı vardı. Tüm hatları içermiyordu indirim. Üsküdar-Beşiktaş-Kabataş hatlarında 5 kuruş geçerli değildi. Tesadüf o ya, bu hatlarda belediye şirketi dışında Dentur Avrasya çalışıyordu.

İndirim olsa, insanlar Dentur’u değil kamuyu tercih edecekti. Nitekim, indirim olan hatlarda Turyol zarar etti, Turyol’da teknesi olanlar isyan etti. Kayınpederin şirketi Dentur sıyrık almadan süreci atlatacaktı. Gelen tepkiler üzerine sonradan Dentur'un çalıştığı hatlar da indirim paketine eklenmek zorunda kaldı.

Üsküdar’ın AK Parti’den alınması, bir de başına Sinem Dedetaş gibi bir kadının geçmesi birçoklarının yüzünü güldürmüş olabilir. Duygulara diyeceğimiz yok.

Ama, akıl, asırlardır bize bir şey söylüyor: Kurda kuzu emanet edilmez.

Kendimizden örnek verelim: Bir gazetecinin maden şirketi olsa… Sonra da “ÇED raporları abartılıyor, madenlerin hiçbir zararı yok” diye haber yazsa… Ne düşünürsünüz?

Gazetecilikte (artık pek tavsamış olsa da) ilkedir: Gazetecinin başka işlerde maddi çıkarı olmaz. Ki gerçeği yazsın.

Kamu hizmetinde, hele belediye yönetiminde bu ilke daha da önemli değil mi?

Bu koltuklara patronlar, patronların çocukları, gelinleri, damatları, yeğenleri amcaları oturdukça, hep kamu zararlı çıkar.