PKK’nın siyasi uzantısı olan partilerin sözcüleri sürekli yerli ve milli savunma sanayisine saldırırken, CHP'nin 24. Dönem Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, “Sezgin Tanrıkulu, TR 705 koduyla çalışan CIA ajanıdır” dediği CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, başta SİHA’lar olmak üzere hep Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayi ürünlerine yönelik akıl almaz iddialarıyla gündeme geliyor. Tanrıkulu, 2022 iktidara gelirlerse milli İHA ve SİHA’ların mimarı Selçuk Bayraktar’ı yargılayacaklarını ima ederek, “Bayraktar Siha üretimi durduruldu. Dışişleri bakanı Sezgin Tanrıkulu Türkiye'nin savaş suçu işleyen bu ölümcül silahlara ihtiyacı olmadığını söyledi. Siha üretim merkezini yurt dışına taşıması için Selçuk Bayraktar'a iki hafta süre tanındı” şeklinde Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandıkları takdirde basında çıkacak tuhaf icraatlarını sıralamıştı.

Bayraktar: Bu tavır bizi üzüyor

Bayraktar’ın devlet imkanlarından yararlandığına ilişkin CHP ve DEM Parti kaynaklarından ileri sürülen iddialar ise daha dün Savunma Sanayi Başkanlığı ve BAYKAR tarafından yapılan ayrıntılı açıklamalarla yalanlanmıştı.

BAYKAR Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar’ın geçtiğimiz yıl düzenlenen TEKNOFEST’te yaptığı açıklamalar da CHP ve DEM’in SİHA düşmanlığını ortaya koymuştu. Bayraktar “Maalesef silahlı kuvvetlerimiz tarafından kullanılan SİHA'larımız ilk defa operasyonlarda kullanıldıklarında ilk cevabı teröristlerden değil de Meclis'ten gelmişti. HDP ve CHP'den bazı milletvekillerinin ne kadar rahatsızlandıklarını gördük ve anlam veremedik. Dünyanın her yerinden takdir gelirken, kullanıldığı ülkelerden madalya verilirken kendi ülkemizde bunları duymak açıkçası bizi üzüyor” sözleriyle işin vahametini ortaya koymuştu.

Akit’e değerlendirmede bulunan TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Başkanı AK Parti Kocaeli Milletvekili Veysal Tipioğlu, “Ülkemizin coğrafi konumu nedeniyle savunma sanayimizi geliştirmek ekmek su gibi kaçınılmazdır. 20 yıllık AK Parti iktidarlarında çok büyük projeler hayata geçirilmiş, savunma sanayisinde yerlilik oranımız yüzde 20’lerden yüzde 80’lerin üzerine çıkmıştır. Almak için dünya tarafından sıraya girilen çeşitli savaş sistemleri, askeri taktik araç ve gereçlerimizi ürettik. Halkımızın büyük çoğunluğu da yerli ve milli silahlarımızla gurur duymaktadır. Bu ülkeye, bu bayrağa bağlı insanların ürettiğimiz yerli ve milli silahlardan rahatsız olması mümkün değil. Rahatsız olanlar Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürmeye çalışanlardır” dedi.

İran silahlarını test etti

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Keser ise şunları söyledi: “Özellikle uzun menzilli füze gibi silahlarda bazı handikaplar var. İran’ın gerçekleştirdiği saldırıda bazı füze ve dronların kendi topraklarına düştüğünü de gördük. Bu tür silah sistemlerini başka ülkelerden almanın getirdiği sakıncalar var. Özellikle yazılımının ve teknolojisinin kendiniz tarafından üretilmesi ve bütün kontrolün kendinizde olması dış müdaheleden korunmak için çok önemli. Bir de bunları gerçek ortamda test etmek var. İran saldırısında bir test durumu da var fakat İsrail’in demir kubbesini delemediğini de gördük.”