AKİT MENÜ

Medya

Türkiye’den, enerji bağımsızlığı yolunda dev adım! Şimdi de bu hamle geldi

Türkiye, enerji bağımlılığını azaltma çabası içinde, Karadeniz'deki doğal gaz ve Gabar'daki petrol kuyuları gibi yerli kaynaklara önemli yatırımlar yaparak dışa bağımlılığı azaltmaya çalışıyor. Yenilenebilir enerji alanında da önemli adımlar atan Türkiye, güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesini artırarak enerji ithalatı için ödenen yıllık 70 milyar dolarlık faturayı düşürmeyi hedefliyor. Devletin, yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik etmek amacıyla 83 bin megavatlık lisans vermiş olmasına rağmen, bu lisansların kullanımında yavaş ilerlemenin, enerji stratejisindeki büyük potansiyeli tam olarak harekete geçiremediğine vurgu yapan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, “Bugün çevremizi kuşatan, küresel dünyanın yörüngesini değiştiren çatışmalar da siyasi hesaplaşmalarda enerji ve enerji koridorları üzerinden yürüyor. Bu savaşın merkezinde de Türkiye var. ‘İç enerjimizi’ güçlendirmeden bu savaşta ayakta kalmak hiç kolay değil” diyor. İşte Övür’ün o yazısı:

2024-05-14 12:20:00

Türkiye, enerji bağımlılığını azaltma çabası içinde, Karadeniz'deki doğal gaz ve Gabar'daki petrol kuyuları gibi yerli kaynaklara önemli yatırımlar yaparak dışa bağımlılığı azaltmaya çalışıyor. Yenilenebilir enerji alanında da önemli adımlar atan Türkiye, güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesini artırarak enerji ithalatı için ödenen yıllık 70 milyar dolarlık faturayı düşürmeyi hedefliyor. Devletin, yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik etmek amacıyla 83 bin megavatlık lisans vermiş olmasına rağmen, bu lisansların kullanımında yavaş ilerlemenin, enerji stratejisindeki büyük potansiyeli tam olarak harekete geçiremediğine vurgu yapan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, “Bugün çevremizi kuşatan, küresel dünyanın yörüngesini değiştiren çatışmalar da siyasi hesaplaşmalarda enerji ve enerji koridorları üzerinden yürüyor. Bu savaşın merkezinde de Türkiye var. ‘İç enerjimizi’ güçlendirmeden bu savaşta ayakta kalmak hiç kolay değil” diyor. İşte Övür’ün o yazısı:

“Türkiye uzun zamandır enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yoğun çaba harcıyor. Bölgesel savaşlar, ülkenin yüksek kalkınma ihtiyacı bunu zorlasa da Karadeniz'deki doğal gazla, Gabar'daki yeni petrol kuyularıyla ve bölgesel yeni petrol boru hatlarıyla bu dışa bağımlılığı azaltmaya çalışıyor. Sadece bunlar da değil, son yıllarda güneş ve rüzgar enerjisi alanında da önemli hamleler de var.

Öyle ki bugün Avrupa'da 35 ülke içinde elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların en fazla olduğu ülkeler sıralamasında Norveç birinci sırada yer alırken Türkiye 14'ncü sırada yer alıyor.

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre son yıllardaki hamlelerle 2024 yılı mart ayı sonu itibarıyla Türkiye'nin kurulu enerji gücü 107.959 MW'a ulaşmış durumda.

Bunun kaynaklara göre dağılımı da şöyle; Yüzde 29,6'sı hidrolik enerji, yüzde 23,2'si doğal gaz, yüzde 20,2'si kömür, yüzde 11,2'si rüzgâr, yüzde 11,7'si güneş, yüzde 1,6'sı jeotermal ve yüzde 2,5'i ise diğer kaynaklar.

Ancak bu değişime rağmen Türkiye'nin yıllık enerji ithalatına ödediği miktar hala 70 milyar dolar civarında. Bu çok büyük rakam ve bütçe açığının en önemli kalemi.

Peki bunu aşağı çekmek mümkün değil mi?

Mümkün tabii, hem de fazlasıyla... Bırakın kendi petrol ve doğal gaz rezervlerini değerlendirmeyi Türkiye çok ciddi bir güneş ve rüzgar enerjisi potansiyeline sahip. Dahası bu iki alanda geçmişle kıyaslanmayacak kadar yerli teknoloji imkanları da gelişmiş durumda.

Peki neden enerji ihtiyacının önemli bir kısmı yenilenebilir enerjiden karşılamıyor?

Geçmişte devlet ve devlet bürokrasinin ilgisizliği, direnci söz konusu olabilir. Hatta "ithal ikameci" sermayenin lobi gücü de bu işin önünü tıkamış olabilir. Ancak bugün durum çok farklı.

Hem Başkan Erdoğan bu konuda çok hassas hem de Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü açmak için her şeyi yapıyor.

Öyle ki, bugüne kadar güneş, rüzgar ve diğer yenilenebilir enerji alanında tam 83 bin megavatlık lisans verilmiş. Yani devlet iş adamının önünü açmış. Bazı bürokratik engeller hala olabilir ama asıl vahim olan iş adamlarının lisansı ellerinde tutup yatırım yapmamaları.

"Bu nasılı olur?" doğrusu anlaşılır gibi değil.

Şunu da anlamış değilim, bir iş adamı aldığı lisansın gereğini yerine getirmiyorsa devletin bir yaptırımı yok mu? O yapmıyorsa yapana versin...

Bu önemli çünkü enerji uzmanı Mehmet Öğütçü'nün dediği gibi "Enerji, hayatımızın şahdamarı. Onsuz hiçbir şey olmuyor."

Bugün çevremizi kuşatan, küresel dünyanın yörüngesini değiştiren çatışmalar da siyasi hesaplaşmalarda enerji ve enerji koridorları üzerinden yürüyor. Bu savaşın merkezinde de Türkiye var. "İç enerjimizi" güçlendirmeden bu savaşta ayakta kalmak hiç kolay değil.”

 

 

 

 

Yorumlara Git

20 Eylül 2024: Günün Âyet ve Hadisi

Bu köpeklere hala dur diyen yok! Saldırı anı kamerada

20 Eylül 1238: Mahmûd B. Ahmed Nâsîrî'nin vefatı (Alim)

İsrail’den skandal talimat! Savaş kuzeyde resmen başladı

Amerikalılar Trump’ın mitinginde dehşeti yaşadı! Gizli Servis bilerek müdahale etmemiş