Seçimlerin ardından ilk iş olarak vatandaşın içme suyuna yüzde 53 zam yapan, 2 gün önce “finansal düzenleme” adı altında BELTUR fiyatlarını şişiren CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun beraberinde 45 fondaş gazeteciyi götürdüğü skandal Roma gezisini İBB’ye fatura ettiği ortaya çıktı.

Nevşin’den itiraf

Bir günlük maliyeti 20 milyonu aşan geziye katılan yandaş gazeteci Nevşin Mengü, “Bizim parayı cebimizden ödemek boyumuzu aşar” diyerek, masrafların belediye kasasından karşılandığını doğruladı. 2027 Avrupa Oyunları imza töreni için İtalya’nın başkenti Roma’ya, kiraladığı 300 yolcu kapasiteli özel uçakla 45 yandaş gazeteciyi götüren İmamoğlu’nun, masrafları belediye kasasından ödediği ortaya çıktı. Geceliği 50 bin ile 98 bin TL arasında değişen şehrin en lüks otellerinden Parco Dei Principi Grande Hotel & Spa’da konaklayan kafilenin günlük maliyeti 20 milyon lirayı aşıyor.

İki gezi arasındaki fark

Katıldıkları Erdoğan’ın gezilerinde tüm masrafları kendi cebinden karşıladıklarını belirten Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk, İBB’nin ballı gezisini şöyle yorumladı: “Eskiden tarifeli uçaklarla gittiğimiz için biletleri de kendi cebimizden alıyorduk. Konaklama, yemek ve taksi hepsini cebimizden ödüyoruz. Şimdi Cumhurbaşkanının uçağı olduğu için sadece bilet masrafımız yok. Buna rağmen sürekli bize ‘ballı gezi’ iftirası attılar. Bizimkiler ‘ballı’ değil ‘zorlu’ gezi. Çünkü Erdoğan’ın olağanüstü bir programı oluyor. Hatta ‘sizin peşinizden koşturmaktan yoruluyoruz’ diye de şikâyet ettim. Bir Amerika gezisi sırasında kendi cebimizden akşam yemeği yemiştik. Diğerleri et yiyordu. Hatta ben peynir yiyordum. Nevşin Mengü de fotoğrafa bakıp, ‘Yiyin efendiler yiyin, aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyin’ diyerek bizi hedef almıştı. Şimdi kendisi, içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan İBB bütçesiyle gezdiğini itiraf ediyor. Kul hakkı yemek bizim değil onların işidir. Roma gezisiyle bu gerçek tescillenmiştir.”

Vur patlasın gezisi

İmamoğlu’nun gezisine katılan “Boeing 737” medyasının suçüstü olduğunu belirten Gazeteci Yazar Murat Özer ise şunları söyledi: “Ben dâhil bütün gazeteciler Cumhurbaşkanlığı gezisine bir gazetecilik faaliyeti olarak katılırlar ve gazetecilik yaparlar. Zaten gezide gündemle alakalı olarak ve gezide yapılan temaslarla ilgili olarak Cumhurbaşkanı ile uçakta bir basın toplantısı gerçekleşir. Gezi bir gazetecinin gazetecilik faaliyeti olduğu için tüm masrafları kendi cebinden veya çalıştığı kurum tarafından karşılanır. Buna rağmen yıllardır bunun diline dolayanlar, basit bir imza töreni için İmamoğlu ile gittikleri İtalya’da vur patlasın çal oynasın yaparken yakalandı. Kentin en pahalı ve en lüks otellerinde konaklayıp, en lüks lokantalarında yenilmiş, içilmiş. Ne kadar masraf yapıldığı, belediye kasasından ne kadar para ödendiği bile belli değil.

Hırsız var diyen hırsız!

“Bir kere Nevşin Mengü’nün ‘boyumuzu aşar’ demesi bile aslında burada ne kadar büyük bir israfın olduğunun çok açık kanıtı. Almanya tarafından fonlanan bir fondaş medya mensubu bile bu kadar büyük bir para olduğunu itiraf ettiğine göre burada bir geziden öte İstanbullunun parasına çökmek var. Açık bir şekilde, gözlerimizin önünde milletin malını yemek var. ‘Devletin malı deniz, yemeyen domuz’ düşüncesi açık ve net bir şekilde görülüyor. Bunun adı gazetecilik değil hırsızlık. Bunların hepsi suçüstü oldu ama umurlarında değil. Bize sürekli iftira attılar ama ilk fırsatta hırsızlığı kendileri yaptılar. Çünkü aslında en çok ‘hırsız var’ diye bağıran hırsızın kendisidir.”