yeniakit.com.tr 

Yeni Akit Gazetesi Yazarı Ali Karahasanoğlu, CHP ve uzantılarının dönemin dindar siyasetçilerini ortadan kaldırmak ve gelecekteki mütedeyyin siyasetçilere de gözdağı vermek için organize ettiği 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümü münasebetiyle Akit TV’de değerlendirmelerde bulundu.

Darbe öncesine çeşitli senaryoların hayata geçirildiğini söyleyen Karahasanoğlu, kamuyounda ordunun göreve gelmesi için algı oluşturulduğunu belirtti. CHP’nin sandıktan çıkan sonuçları kabul edemediğini söyleyen tecrübeli gazeteci, o dönemde darbeyi meşru göstermeye çalışan CHP kayığındaki hukukçuların ve gazetecilerin de kınanması gerektiğini ifade etti. Kendisi de hukukçu olan Karahasanoğlu, Menderes’in bağımsız mahkemeler tarafından değil, CHP’nin özel mahkemelerinde yargılandığını, bu yüzden suçlu kabul edilemeyeceğini vurguladı.

Ali Karahasanoğlu şunları söyledi:

Senaryolar tekrar edildi

“27 Mayıs net bir askeri darbe. Tabii ki o darbe için bir hazırlık süreci söz konusu. Medya ve elemanları ne yazık ki Adnan Menderes ve ekibinin, dindar insanların, dindar siyasetçilerin ülke yönetiminde olmaması için o ortamı oluşturdular. Ne vardı o hazırlık sürecinde? Üniversiteli gençlerin öldürülüp cesetleri ortaya çıkmasın diye kıyma makinelerinden geçirildiklerine dair yalanlar, iftiralar ve daha aklınıza gelmeyecek şekilde onlarca senaryolar…

Halkta oluşturulan tedirginlik sonrasında, ‘askerler artık gelsin ve bu işleri düzeltsin’ beklentisi oluşturuldu. 27 Mayıs’taki hazırlık ortamı, sonraki yıllarda, hakeza 28 Şubat’ta hayata geçirilmeye çalışıldı. ‘Dindarlar silahlanıyor, şu partinin elemanları silahlanıyor ve ülke kan gölü olacak’ şeklinde medyada yalanlar, iftiralar uyduruldu.

Yine 2007 yılında AK Parti tek başına iktidar olduğu dönemde, MHP’nin de desteğiyle Meclis’te başörtüsü için özgürlük değişikliği yapıldıktan sonra yine medya organları, “411 el kaosa kalkacak” şeklindeki başlıklarıyla neyi hazırladılar, aslında 28 Şubat ve 27 Mayıs benzeri bir darbe ortamı hazırladılar. Ama 2007’de verilen muhtıraya rağmen askeri yönetimi başa getirmek isteyenler başarılı olamadılar.”

Meşruiyet kazandıranlar da kınanmalı

Karahasanoğlu, çoğulcu demokrasiye geçişle birlikte CHP’nin tekrar iktidara gelemeyeceğinin bilincince olduğunu, bürokraside ve ordudaki CHP uzantılarının da bunu fark ettiğini, o yüzden 1960 darbesinin gerçekleştiğini söyledi. Karahasanoğlu, “Darbeden daha önemlisi, darbeye meşruiyet kazandırmak isteyen hukukçulardır. Ben de bir hukukçu olarak bundan utanç duyuyorum” diye konuştu ve hukukçular ile gazetecilerin darbeyi meşru gösterme çabalarının da kınanması gerektiğini vurguladı.

Aynı zamanda Karahasanoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a CHP’li Oktay Ekşi’nin, “Sonun Adnan Menderes gibi olur” tehdidini de hatırlattı.

CHP sandığı kabullenmiyor

Karahasanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de sandığın verdiği neticeyi kabullenmeyen bir Cumhuriyet Halk Partisi gerçeği var. Kendileri tek parti döneminde kendi başına seçime girmiş ve halk sanki kendi iradesiyle onları seçmiş gibi yorumlamışlar. 1950’den sonra diğer partilerin de siyasete girmesiyle birlikte artık Cumhuriyet Halk Partisi sandıktan çıkmamaya başladı. Bugüne kadar da Cumhuriyet Halk Partisi tek başına seçimden başarıyla çıkmamıştır.

CHP neyi amaçladı, başarılı şekilde devam eden Demokrat Parti’yi görevden uzaklaştırmak ve sonraki dindar siyasetçilerin, sandıktan çıkma ihtimallerine karşı, ‘Sizi de indiririz’ algısını empoze etmek için 27 Mayıs darbesi yapıldı. Aslında mesaj sadece Menderes ve Demokrat Parti’ye değildi, sonraki süreçlerde yine sandıktan çıkabilecek dindar siyasetçilereydi.”

Menderes suçlu muydu?

Karahasanoğlu, Menderes’in bağımsız mahkemeler tarafından suçlu bulunmadığını, CHP’nin onu özel mahkemelerde yargıladığını, bu yüzden suçlu kabul edilemeyeceğini vurguladı.