Dün Resmî Gazete’de yayınlanan ilanla Türkiye ile Ruanda Cumhuriyeti arasında yapılan turizm iş birliği anlaşması yürürlüğe girdi.

Anlaşmaya göre, iki ülke turizm sektöründe yatırım ve girişimleri teşvik etmek amacıyla turizm alanında faaliyet gösteren profesyonellerin ve diğer kurumların faaliyetlerini geliştirip destekleyecek. Ayrıca iki ülke de ülkelerindeki yatırımcıları turizm yatırım olanakları konusunda bilgilendirecek.

Anlaşmaya göre Türkiye ve Ruanda, turizm alanında bilgi ve istatiksel veri paylaşımdan bulunacak ve turizm tesislerinin niteliğinin geliştirilmesi ve standardizasyonu konusunda deneyimlerini paylaşacak.

Patronlar Dünyası'nda yer alan habere göre, anlaşmanın ardından sosyal medya kullanıcıları akıldışı yorumlar yaparken, anlaşmanın İngiltere'nin Ruanda'ya göçmenleri göndermesiyle ilgili olduğunu ileri süren yorumlar yapıldı:

Özgür Demirtaş da balıklama atlayanlardan oldu

Ekonomist Özgür Demirtaş da sosyal medya hesabından paylaşım yaparak anlaşmanın neden imzalandığını sordu:

"Türkiye Ruanda ile niye Turizm anlaşması imzalıyor? Ciddi ciddi soruyorum. Yetkili ve konu hakkında bilgisi olan insanlar Türkiye'ye yararının ne olduğunu yazabilirler mi? Eğer yararı yok ise anlaşma niye imzalanıyor?"

Hemen geri adım attı

Demirtaş’ın bu paylaşımının ardından Turizm Bakanlığı’ndan telefon aldığı ve bilgi verildiğini açıkladı:

“Şimdi beni Turizm Bakanlığı Başdanışmanı Tayfun Topal arayıp bilgilendirdi. Ruanda ile yapılan anlaşma Turist çekme amacı taşımıyor. Daha çok Soft Power dediğimiz, ABD ve Avrupa ülkelerinin sıklıkla kullandığı bir yöntemi içeriyor. Türkiye’nin turizm konusunda sahip olduğu deneyim paylaşımı ve verilecek eğitimleri yani Türkiye’nin bölgedeki etkisinin (şimdi olmasa bile ileride) artırılması amaçlanıyor”

İngiltere-Ruanda anlaşması

1 Mayıs'ta İngiltere düzensiz göçmenleri Ruanda'ya göndermeye başladı haberleri Avrupa basınında yer almıştı.

İngiltere, düzensiz göçmenlerin Ruanda'ya sınır dışı edilmesine imkân tanıyan tartışmalı yasanın kabul edilmesinden bir hafta sonra, Doğu Afrika ülkesine ilk sığınmacıyı gönderdi. İlk sınır dışı işlemi "gönüllü sınır dışı programı" kapsamında gerçekleşti. Gönüllü program, Londra'nın birkaç ay içinde başlatacağı zorunlu sınır dışı programından farklı bir uygulama.

Sınır dışı adımı, iktidardaki Muhafazakârların, İşçi Partisi karşısında ağır kayıp yaşamasının beklendiği yerel seçimlerden sadece iki gün önce gerçekleşti. Birleşmiş Milletler'in yanı sıra insan hakları örgütlerinin sert tepkisine neden olan tartışmalı yasa, Londra'nın belgesiz göçmenleri Ruanda'ya sınır dışı etmesi ve sığınma başvurularının kabul edilmesi halinde dahi Ruanda'da kalmalarına imkân tanıyor.

Bu kişilerin İngiltere'ye dönmelerine izin verilmeyecek. Sunak hükümeti, zoraki sınır dışı işlemlerine temmuz ayında başlamayı planlıyor. Times gazetesinin aktardığı hükümet kaynaklarına göre de İngiltere'den ayrılmayı kabul etmesi karşılığında 3,000 sterlin (3 bin 750 dolar) kadar para alacak.