Buğra Kardan  İstanbul

Komplo ve kavga siyasetinden beslenen CHP zihniyeti, ülkede huzur yerine gerilimin hakim olması için hummalı çalışma yürütüyor. Özgür Özel ve medyası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yumuşama siyasetini baltalamak için çırpınıyor. Özel ve medya tetikçileri, Erdoğan’la buluşan siyasilere yükleniyor. 2019’da “Külliye’ye giden CHP’li” iddiasıyla olmayan görüşme üzerinden Muharrem İnce’ye hakaret yağdıran, 28 Mayıs seçimlerinin arefesinde Erdoğan’la görüşen Sinan Oğan’ı itibarsızlaştırmaya yönelen CHP ve medyası son olarak da Beştepe’ye çıkan İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener’i yerden yere vurdu.

Tahammülleri yok

Toplumun kahir ekseriyetince “Siyasilerin tokalaşmalarına dahi tahammül edemeyen CHP ve medyası halkı karşı karşıya getiren, toplumu kutuplaştıran yegâne unsurdur” görüşü paylaşıldı. Siyasiler ile gazeteciler de Erdoğan’ın konuk ettiği muhalif figürlerin CHP ve medya tetikçilerinin itibar suikastlarına maruz kaldıklarından yakındılar. Özel ve kalemşorlarının yumuşamadan değil, gerilimden medet umduklarından şikâyet ettiler. “CHP cenahından gelen yaygaralara aldırış edilmemeli ve siyasilerle diyaloga devam edilmeli” ifadesini kullandılar.

Şımarık tavır

Bir dönem BBP Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütmüş olan Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, akit’e yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: “Öyle anlaşılıyor ki CHP ve medyası, yumuşamaya karşı. Bunu Erdoğan’a konuk olan Akşener’e edilen laflar dışa vuruyor. Mutabık olmasalar da siyasilerin tokalaşmaları, merhabalaşmaları ülke adına faydalı. Ülke adına faydalı olan durumun CHP’yi tedirgin etmesi ise doğal. Neden? Çünkü gerilimden yararlanıyor. Gerilimin dindiği yerde başarılı olamayacağını biliyor. Onun için fonlu kalemler Erdoğan’la görüşen Oğan, Akşener gibi aktörleri hedef alıyor. Erdoğan, yumuşamayı başlatarak anlamlı hamle yaptı. Bu ülkeye olumlu sirayet edecek. Önlemeye kalkanlar ya gaflet ya da ihanet içinde. Tabii DEM’den kuvvet alan CHP, şımarık tavır ortaya koyuyor. Toplumu kamplara bölmeye devam ediyor. Yanlıştan dönmüyor. Dönmeyecek de. Çünkü DEM’e güveniyor. 31 Mart’ta bileğinin hakkıyla muvaffak olmadığını biliyor ve DEM’e diyet ödeme gereği duyuyor. Kanımca CHP, oy oranı aşağı geldiği takdirde bu şımarık tavırdan kaçınacaktır. ‘Oy oranımız geriliyor, yumuşamaya gidelim’ diyecektir. Çünkü halk her şeyi takip ediyor. CHP ve medyasının iftiralarına, yalanlarına, linç girişimlerine itibar etmiyor. Her şeyden haberdar. CHP’nin halkın olanları tüm detaylarıyla ele aldığını unutmaması gerek. Kargaşadan medet umduğu takdirde seçimlerde yine hüsrana uğrayacağını aklından çıkarmaması gerek.”

Yumuşama battı

Gazeteci-yazar Murat Özer de şunları söyledi: “CHP ve medyası kamplaşmadan, kutuplaşmadan faydalanıyor. Karşımızda çok tehlikeli bir yapı var. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasının, Alevi kimliğini ön plana çıkarmasının ardından bu medya tarafından kutuplaşma körüklendi. Sünni oyu alamayacağını savunanlar oldu. Muhalifleri dahi Kılıçdaroğlu’nun CHP medyası eliyle dışlandığına işaret ettiler. Yazık ki medyasında bu vaziyet devam ediyor. CHP’de kümelenen kimi kanatlarca fonlanan bu medya ülkede müşterek kararlar alınması, adımlar atılmasını arzu etmiyor. Bu medya kavgadan, kargaşadan besleniyor. Ülkede anlaşma, uyuşma olması bu medyanın varlığı için tehdit. Yani net ki CHP ve medyasına yön verenlerin gayeleri yalanlara, iftiralara, komplolara dayalı bir iklimin hakim olması. Meral Akşener’e yapılanlar ortada. Akşener’in 3 Mart 2023’te kirli koalisyondan kopma kararının akabinde fonlu medyanın hışmına uğradığını gördük. Gelinen aşamada Akşener de CHP ve medyasının ne olduğunu, kutuplaşmanın ülkeye faydası olmadığını anladı.

Romacılar kaostan yana

“Sağın bölünmesine mahal veren Meral Akşener’in hatasını fark ederek Cumhurbaşkanı’yla görüştüğü kanısındayım. Pişmanlığın ardından vuku bulan görüşmenin ardından CHP ve medyasının Akşener’e yüklenmesi ibretlik. Bu, CHP ve medyasının yumuşama siyasetine darbe vurmak için didindiğini kanıtlıyor. Bu, CHP ve medyasının Akşener ya da Oğan ya da bir başkasının Erdoğan’la bir araya gelinmesine, tokalaşmasına katlanamadığını belgeliyor. Hülâsa CHP ve medyasının ülkede iklimin ılımanlaşmasını dilemediği belli. İmamoğlu’nun Roma’ya götürdüğüne isimlere bakın, konsolosluklar adına faaliyet yürüten gazeteci görünümlülere bakarsanız kaostan yana olduklarını anlarsınız.”