Sebahattin Ayan  İstanbul

Tacikistan son günlerde gayri İslami kararlara imza atıyor. Nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan Tacikistan'da başörtüsü yasağı dahil 35 yasa tasarısı geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı İmamali Rahman tarafından imzalandı. Kararla birlikte hali hazırda 2007 yılından beri devam eden İslami sembollerin bulunduğu her türlü kıyafetin kullanımı dahil çocukların bayramlarda kapı kapı gezerek harçlık topladığı, Tacikistan'da "iydgardak" diye bilinen yüzlerce yıllık gelenek yasaklandı.

Bahane: Batıl inanç ve aşırılığın önlenmesi!

Hükümet ise yasaklar için "milli kültürel değerlerin korunması" "batıl inanç ve aşırıcılığın önlenmesi" bahanelerini gösterdi. Bir taraftan Çin Halk Cumhuriyeti diğer taraftan Rusya’nın yayılmacı politikası arasında sıkışan Tacikistan halkı ise 1997 yılından beri ülkeyi yöneten İmamali Rahman’ın bu politikalarından rahatsızlık duyuyor.

Tacikistan’da başörtüsüne yönelik ilk baskılar 2007 yılında başladı. İlk etapta İslami kıyafetler başta olmak üzere tesettür giyim, erkeklerin sakal bırakması tüm kamu kurumlarını kapsayacak şekilde yasaklanmıştı. Tacikistanlı yetkililer, 2017'de kadınları Tacik kıyafetleri giymeye çağırmış, 2018'de önerilen kıyafetler hakkında 376 sayfalık bir kılavuz yayınlanmıştı.

Gazetemize konuşan uzmanlar ise Tacikistan’ın aldığı gayri milli ve gayri İslami kararların kültürel işgale kapı aralayacağı uyarısında bulundu.

Toplum zayıflar

Dış Politika Uzmanı Mehmet Beyhan, dünyanın 3. Dünya Savaşı'na doğru adım adım gittiği böyle bir durumda ülkelerin kendi iç bütünlüğünü sağlaması gerektiğini, ülkelerin ancak ve ancak milli ve manevi değerlerine sahip çıkarak üçüncü dünya savaşı koşullarında kendi haklarını ve menfaatlerini koruyabileceğine dikkati çekti.

Aynı süreçleri 27 yıl önce biz yaşadık

Beyhan şunları söyledi: “Tacikistan niçin böyle bir dönemde böyle gayri milli ve gayri İslam’i kararlar alıyor? Tacikistan bir tarafta doğuda Çin batıda Rusya'nın etkisi altında. Bu ülkeler, Tacikistan yönetimini milli ve manevi değerlerden uzaklaşmaya teşvik ediyor. Çünkü bir toplum milli ve manevi değerlerinden koptukça dış etkilere karşı mukavemeti zayıflar. Toplumları güçlü kılan sadece sahip olduğu silahlar değil aynı zamanda moral motivasyondur. Milli ve manevi değerler de o moral motivasyonu en yüksekte tutan önemli özelliklerdir. Dolayısıyla bu değerlerin korunması bir toplumun güçlü olması için çok önemlidir. Kendinizi savunmak için silaha ve ekonomik güce ihtiyacınız varsa aynı şekilde milli ve manevi değerlere de ihtiyacınız olacaktır. Tacikistan yönetiminin bu uygulamaları, kendi toplumunu, kendi geleceğini büyük bir tehlikeye atıyor.

Müslüman Tacik halkı da bu durumdan oldukça rahatsız. Tacikistan kendi bindiği dalı kesiyor.”

Tacikistan’da yaşanan uygulamaların benzerinin Türkiye’de 28 Şubat sürecinde yaşandığına dikkati çeken Beyhan, şöyle devam etti: “Ne yazık ki biz de, 28 Şubat döneminde benzer bir durumu yaşadık. Çok şükür ki Türkiye şu anda onları aştı. Türkiye’de 28 Şubat yaşanırken ekonomik ve siyasi olarak büyük bedeller ödendi. Aynı bedellerle şu anda ne yazık ki Tacikistan karşı karşıya. 28 Şubat bu memlekete nasıl zarardan başka bir şey getirmediyse aynı şekilde Tacikistan’a da bir şey kazandırmayacak, zarar verecektir. Tacikistan kendi 28 Şubat’ını yaşıyor. Dünya farklı bir yere doğru giderken büyük bir savaşa doğru koşar adım ilerlerken Tacikistan'ın bu tutumu en çok ülkesine zarar verecektir. Umarız Tacikistan yönetimi aklı selime geri döner. Tacikistan büyük bir zihinsel ve ruhsal işgalin altındadır. Toplum zihinsel olarak işgal olduğu zaman kendi haklarını ve topraklarını savunamaz.”