AKİT MENÜ

Kadın - Aile

Öğlen bilinçsiz güneşlenmek, yüzde lekelere davetiye çıkarıyor

Güneş lekelerinden korunma yollarından bahseden Dermatoloji Uzmanı Dr. Hasan Alakbarov, “Güneş lekelerinden korunmak için hayat boyu güneş kremi kullanmak, çok güneşli havalarda dışarıda uzun süre kalmamak, öğle saatlerinde bilinçsizce güneşlenmemek, gerekli durumlarda koruyucu giysi ve geniş kenarlı şapka kullanmak gibi önlemler alınmalıdır. Bu önlemlere önem vermeyenlerde ise erken yaşlarda ve çok sayıda güneş lekeleri görülebilir” dedi.

2024-06-29 21:35:35

VM Medical Park Florya Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Hasan Alakbarov, güneş lekesi hakkında açıklamalarda bulundu. Güneş lekesinin tanımını yapan Uzm. Dr. Alakbarov, “Güneş lekesi veya diğer adıyla solar lentigo; özellikle yüz ve ellerde görülen açık-koyu kahverengi deriyle aynı seviyede olan lekelerdir. Güneş lekeleri, deriyle aynı seviyede olan yuvarlak, oval veya düzensiz pigmentasyon artışıyla kendini gösteriyor” diye konuştu.

Güneş lekesinin nedenlerinden bahseden Uzm. Dr. Alakbarov, “Güneş lekeleri, çocukluktan itibaren güneşe uzun süreli maruz kalma sonrası derinin melanosit dediğimiz renk hücrelerinden kaynaklanarak oluşuyor. Genellikle 30'lu yaşlardan sonra görülmeye başlar. Yaş arttıkça kişide güneş lekelerinin sayısı artabiliyor. Ama bu lekelere 'yaşlılık lekesi' denilmesi doğru değil, çünkü hayatı boyunca güneşten iyi korunmuş kişilerde hiç güneş lekesi de görülmeyebilir. Koyu deri tipi olanlara kıyasla açık derili kişilerde daha erken yaşta ve çok sayıda ortaya çıkma riski vardır” ifadelerini kullandı.

Tanı sürecini anlatan Uzm. Dr. Alakbarov, “Güneş lekelerine inspeksiyon ve klinik muayene ile tanı konulabilir ama derinin diğer renk artışı ile giden, bazıları kötü huylu olabilecek hastalıklarından ayırt edebilmek için dermatoskop denilen cihazla bakılması daha uygun olur” dedi. Güneş lekelerinin, iyi huylu (non-kanseröz) lezyonlar olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Alakbarov, “Ama çok sayıda güneş lekesi ve çilleri bulunan kişiler deri kanserleri açısından normal popülasyona göre daha riskli olarak kabul edilir. Ayrıca güneş lekeleri, derinin 'melanom' denilen kanser türüyle bazen benzerlik gösterebileceği için kuşkulu lezyonlarda ayırıcı tanı için mutlaka dermatoloji uzmanına başvurulması gerekir. Güneş lekelerinin tedavisine dermatoloji uzmanı tarafından kesin tanı konulduktan sonra başlanması önemlidir” diye konuştu.
Güneş lekelerinden korunma yollarını kaydeden Uzm. Dr. Alakbarov, “Güneş lekelerinden korunmak için hayat boyu güneş kremi kullanmak, çok güneşli havalarda dışarıda uzun süre bulunmamak, güneşin çok yoğun olduğu öğle saatlerinde bilinçsizce güneşlenmemek, gerekli durumlarda koruyucu giysi ve geniş kenarlı şapka kullanmak gibi önlemler alınabilir. Güneşten iyi korunan kişilerde hiç güneş lekesi oluşmayabileceği gibi bu hususlara yeterince dikkat etmeyenlerde daha erken yaşlarda ve çok sayıda güneş lekeleri görülebilir” dedi. Tedavi yollarından bahseden Uzm. Dr. Alakbarov, “Güneş lekelerinin tedavisi, genellikle kozmetik amaçlarla yapılır. Tedaviye mutlaka lezyonların kesin tanısı konulduktan sonra başlanmalıdır. Çünkü yanlışlıkla güneş lekesi gibi görünen deri kanseri türlerine uygun olmayan tedavilerin uygulanması, hastanın sağlığı ve hayatı açısından büyük risk oluşturur. Bu yüzden bu tedavilerin dermatoloji uzmanı tarafından düzenlenmesi ve yapılması önerilir. Tedavide soğuk azotla dondurma (kriyoterapi) ve leke açıcı çeşitli lazer sistemleri kullanılıyor. Güneş lekelerinde topikal krem tedavileri ise genellikle başarısız sonuç verdiğinden önerilmiyor” ifadelerini kullandı.

Cilt bakım ürünlerinin doğrudan güneş lekesi yapmayacağını ifade eden Uzm. Dr. Alakbarov, “Cilt bakım ürünleri direkt güneş lekesi yapmasa da, bu ürünlerle birlikte uygun olmayan ürünlerin özellikle yaz aylarında kullanılması ciltte farklı lekelere neden olabilir. Bu lekeler güneş lekesi olarak değerlendirilmemekle beraber görüntü açısından kişinin hayat kalitesini bozabilir. Bu yüzden cilt bakım ürünlerini seçerken mutlaka öncesinde bir dermatoloji uzmanına danışılması ve onun önerileri doğrultusunda uygun ürünleri kullanmak hem cilt kalitenizi arttıracak hem de leke oluşumu gibi yan etkilerin önüne geçilecektir” dedi. Son olarak güneş koruyucu kullanırken dikkat edilmesi gerekenlere dikkat çeken Uzm. Dr. Alakbarov, şu bilgileri paylaştı:“Güneş kremi kullanmak güneşin kanserojenik zararlı etkilerinden korunmak, güneş yanıklarının önüne geçmek ve güneşin deriyi yaşlandırıcı etkilerini azaltmak açısından çok önemlidir. Güneş kremi seçerken ürünün hem UVA hem de UVB filtreleri içermesine, suya ve terlemeye karşı dayanıklı olmasına, etki süresinin uzun olmasına, zararlı maddeler içermemesine dikkat edilmelidir. Bunun dışında her deri tipine göre (yağlı, hassas, kuru ve s.) özel güneş kremleri kullanmak güneşten korunmanın yanı sıra ek faydalar da sağlayacaktır. Güneş kremlerinde 'SPF' adı verilen koruma faktörü numaraları mevcuttur. Tercihen 'SPF' değerinin 30 ve daha üzerinde olması önerilir. Güneş kremi güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmelidir. Soğuk mevsimlerde günde 2 kez yeterli olurken, sıcak mevsimlerde ve kayak aktivitelerinde ise 2-3 saatte bir yenilenmelidir. Ayrıca, bilinenin aksine güneş kremleri deride D vitamini yapımına da çok engel olmamaktadır. Ne kadar yüksek koruma faktörü olursa olsun, belli miktarda güneş ışığı derimize geçerek bize yetecek kadar D vitamini yapımını uyarmaktadır.”

Peki E vitaminin önemi nedir? E vitamin nedir, faydaları nelerdir? Örnek liste

Cilt Yumuşatma ve Nemlendirme: E vitamini, ciltte nem tutma yeteneğini artırır, böylece cildin daha yumuşak ve nemli kalmasına yardımcı olur. Yara İyileşmesi: E vitamini, ciltteki yaraların iyileşme sürecini destekler. Anti-enflamatuar etkisi sayesinde yara izlerinin azalmasına yardımcı olur.

E Vitamini Nedir?
E vitamini , dördü tokoferol ve dördü tocotrienol olmak üzere yağda çözünen sekiz farklı bileşiğin oluşan bir gruba verilen isimdir. E vitamini, beyin, cilt, göz, ve dolaşım sistemi sağlığının yanı sıra görme için de önemli bir besin bileşiğidir.

E Vitamininin Faydaları Nelerdir?
E vitamini , insan vücudundaki hücre zarlarını çeşitli reaktif oksijen tiplerinden koruyan ve yağda çözünen bir antioksidandır.

Antioksidanlar, bireyin vücudundaki sağlıklı hücreleri yani vücut yiyecekleri parçaladığında, ya da tütün dumanı veya radyasyona maruz kaldığında üretilen zararlı moleküller serbest radikallerin etkilerine karşı koruyabilen maddelerdir.

Serbest radikaller kalp hastalığı, kanser ve diğer hastalıkların gelişiminde rol oynayabilir. E vitaminini takviye olarak alan kişiler, E vitamininin antioksidan özellikleri nedeniyle gıdalardan doğal olarak bulunan antioksidanlarla aynı faydaları her zaman sağlamadığını unutmamalıdır.

Hem doğal hem de sentetik tokoferoller oksidasyona tabidir. Bu nedenle diyet takviyelerinde esterleştirilir ve stabilite amacıyla tokoferil asetat oluşturulur.

E Vitamini Eksikliği Nelere Yol Açar?
Tıp uzmanları genel olarak yetişkinlerin günde 7 ila 15 mg aralığında E vitamini tüketmelerini tavsiye edilmektedir. E vitamini eksikliği nadir görülen bir durumdur ve sinir sistemi üzerinde sinir ağrısı, yani nöropati gibi sorunlara neden olabilir.

E vitamini eklikliği genellikle E vitamini açısından düşük bir diyetten ziyade diyet yağının sindirilmesi sürecinde ortaya çıkan bir sorun nedeniyle oluşur.

E Vitamini Fazlalığı Nelere Yol Açar?
Uygun dozlarda alındığında, oral olarak E vitamini kullanımı genellikle güvenli kabul edilir. Nadir vakalarda E vitamininin ağızdan takviye olarak alınması, bulantı, ishal, bağırsakta kramplar, yorgunluk, zayıflık, baş ağrısı, bulanık görme, döküntü, gonadal işlev bozukluğu, ve idrarda kreatin konsantrasyonunun artışı yani creatinuriaya sebep olabilir.

Yapılan çalışmalar E vitamini günlük ihtiyacın çok üzerinde alınmasının kardiyovasküler hastalıklar, kanser, demans ve diğer hastalıkların ortaya çıkma olasılığını düşürse bile tüm nedenlere bağlı ölüm oranlarında da mütevazı bir artışla ilişkili olduğuna dair bazı göstergeler olduğuna işaret etmektedir. E vitamini içeren cilt bakım ürünlerinin kullanımının etkili olduğuna dair klinik bir kanıt yoktur.

Bazı araştırmalar, yüksek doz E vitamininin , hafif ya da orta derecede Alzheimer hastalığı teşhisi konan kişilerde Alzheimer hastalığının ilerlemesini geciktirebileceğine işaret etse bile, gerçekleştirilen diğer çalışmalarda bu yarar ölçülememiştir. E vitamini takviyelerinin , hafif bilişsel bozukluğu olan kişilerin Alzheimer hastalığına geçişini engellemesi üzerinde hiçbir etkisi yoktur.

Yapılan tıbbi araştırmalar sonucunda, E vitamininin alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı semptomlarını iyileştirebileceği gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, bu araştırmalarda ortaya çıkan bazı kanıtlar, bu amaç için iki yıl boyunca ağız yoluyla E vitamini takviyesi almanın insülin direnci geliştirilmesi ile alakalı olabileceğini göstermektedir.

E vitamini alımını artırmanın, gebelik sürecinde kan basıncını etkileyen ve preeklampsi adı verilen durumu önlediğine dair kesin bir kanıt elde edilememiştir.

Yapılan çeşitli tıbbi araştırmalar sonucunda, yaygın inanışın aksine E vitamini ve selenyum takviyelerinin prostat kanserini önlemediği gözlemlenmiştir. Bunun yanı sıra E vitamini takviyelerinin kullanımının prostat kanseri riskini artırabileceği endişesi de vardır.

K vitamini eksikliği olan, retinitis pigmentosa adı verilen göz sorunu olan, kanama bozuklukları olan, diyabet olan, geçmişte kalp krizi veya inme geçirmiş, baş ve boyun kanseri olan ya da karaciğer hastalığından muzdarip bireyler E vitamini takviyesi almadan önce uzman bir doktor ile durumları hakkında konuşmalıdır.

Günlük E Vitamini İhtiyacı Nasıl Karşılanır?
Çoğu insan için dengeli bir diyet yeterli E vitamini sağlar. E vitamini açısından zengin gıdalar arasında avokado, ayçiçeği ve soya yağı, ayçiçeği çekirdeği, badem, buğday tohumu yağı, fıstık, fıstık ezmesi, ıspanak, kabak, kanola yağı, kara lahana, kırmızı biber, kuşkonmaz, mango pancar yeşillikleri, yer fıstığı ve zeytinyağı bulunur.

Ayrıca et, süt, yapraklı yeşillikler ve güçlendirilmiş tahıllardan E vitamini alınması mümkündür. E vitamini, oral bir takviye olarak E vitamini kapsülü veya E vitamini ampül damlası olarak alınabilir. Ameliyat olacak bireyler, ameliyattan iki hafta önce E vitamini takviyesi almayı bırakmalıdır.

E Vitamini Başka İlaçlar ile Nasıl Etkileşir?
Bazı ilaçların kullanımı bireyin E vitamini seviyesini etkileyebilir. Bu olası etkileşimler arasında öncelikle alkilleyici ajanlar ve anti-tümör antibiyotikleri gelir. Tıp uzmanları yüksek dozda E vitamininin bu kemoterapi ilaçlarının kullanımını etkileyebileceğini düşünmektedir.

Kan pıhtılaşmasını azaltmak için kullanılan antikoagülanlar ve anti-trombosit ilaçları, otlar ve takviyeler ile birlikte E vitamini kullanılması bireyde kanama riskini artırabilir.

Sitokrom P450 3A4 (CYP3A4) substratlarını alan bireyler E vitamini kullanırken dikkatli olmalıdır. Yüksek kolesterolü olan insanlara fayda sağlayabilecek statinler veya niasin ile E vitamini almak, bunların etkisini azaltabilir. Benzer şekilde K vitamini ile birlikte E vitamini almak, K vitamininin etkilerini azaltabilir.

Yorumlara Git

İsrail’in vaadettiği serveti elinin tersiyle itti: Kanlı para istemem!

Bazı fakülte ve enstitülere kapatma kararı Resmi Gazete'de

Hukuk tarihinde bir ilk! Resmen başladı: Kirayı o belirleyecek…

Bayraktar TB2 o ülkeye yardımına koştu!

Yaralı taşıyan ambulansa yol vermeyen kamyon sürücüsüne şaka gibi ceza! Çileden çıkmamak elde değil