BUĞRA KARDAN  İSTANBUL 

Rüşvet ve kayırma skandallarıyla anılan CHP’li belediyeler, mali çıkmazda. Liyakatsiz ellerde bulunan bu belediyelerin artan israfları, katlanan borçları, Avrupa’da kredi arayışları, parsel parsel arsa satışları fonlu medyanın da dikkatinden kaçmadı. Malum medya, Ekrem İmamoğlu yönetiminde İBB’nin ve Mansur Yavaş yönetiminde ABB’nin büyük borçlar altına ezildiğini görmezden gelemedi ancak pişkince bu durumdan hükümeti mesul tuttu.

HAKSIZ SUÇLAMALARA DEVAM EDİYORLAR

CHP ve şürekâsının beslediği Birgün, “Belediyeler batakta” manşetini attı. Gazetenin manşetinde AK Parti iktidarının ekonomik politikalarından ötürü belediyeler tarafından 2023’te 86.5 milyar lira bütçe açığı verildiğini ileri sürerek İmamoğlu ve Yavaş’ın avukatlığına soyunması “Pes” dedirtti. CHP’li başkanların yakınlarını kayırarak, akrabalarına makam tevdi ederek, yanlılarına ihaleye boğarak belediyeleri girdaba sürükledikleri gerçeğini gizleme adına iktidara haksız suçlamalarda bulunan fonlu medya öfke uyandırdı.Toplumdan “Hükümeti bırakın da personel giderlerini yüzde 104, mal ve hizmet alım giderlerini yüzde 91.6, faiz giderlerini yüzde 79, cari transferleri yüzde 92.4 arttıran belediyelere bakın” sesi yükseldi.

BÜTÇELER DELİK DEŞİK

Araştırmacılar, CHP’li başkanların har vurup harman savurarak belediyeleri mali krizle karşı karşıya bıraktıklarının altını çizdiler. Belediyelerde 86.5 milyar lirayı bulan bütçe açığınıngereksiz Roma ve Düsseldorf gezilerinden, trollere yağdırılan paralardan, fonlulara ödenen milyonlardan, solaklara verilen ihalelerden ileri geldiğini aktardılar. “CHP’li belediyelerde ortaya çıkan kara delikten hükümeti mesul tutmak yüzsüzlüktür” ifadesini kullandılar.

AHLÂKİ TAVIR DEĞİL

Akit’e konuşan gazeteci-yazar Mehmet Fırat da şunları söyledi:

“CHP’li belediyelerin bütçeleri delik deşik. Kuşku yok ki bütçeleri delik deşik eden de şaibeli ihaleler ve alımlar, kayırmalar. Veriler ortada. Borçlanmaları, açıkları yönetme imkânı kalmadığı belli. Hâl böyle iken fonlu kalemlerin çıkıp da CHP’li belediyeler yerine hükümeti yerden yere vurmaları ahlâki değil.

Şu muhakkak ki CHP’li belediyelerin karneleri berbat. CHP’li belediye başkanları, yapılan talanlara izin verdikleri kadar makbul. Yoksa birtakım ‘zübük’ zihniyetten öte gitmeyen başkanların icraatlardan çok talanlarıyla gündeme gelmeleri neyle açıklanabilir? Ne yazık ki CHP elinde belediyecilik, hizmet dışında her şeyi yapar oldu.

İzmir’de su baskınları olur ama fonlu sanatçılara milyonlar akıtılır. İstanbul’da otobüsler yanar ama 60-70 fonlu medyacıyla Roma’ya gidilir.

Ankara adeta Venedik haline gelir ama ihalelerle paralar yapılmayan işlere aktarılır.
Hangi CHP belediyesine bakarsanız bakın yalan dolan, talan hırsızlık, adam kayırma,yolsuzluk,taciz ve fonlama işlerini görürsünüz! Belediyeler aile şirketleri haline getirilmiştir CHP sayesinde!
Çekilen krediler temel atmama törenlerini yalanlamamak için fonlularla gezilerde,yeme ve içmelerde ve tabii cukka işlerinde kullanılır ama malum medya bunları yazmaz. Yazarsa fonlar kesilir. Hülâsa güzel bir çark kurmuşlar. Hesap soran yok,olayları deşen yok,gündem yapan yok! Değneksiz köy bulmuşlar dolaşıyorlar. Elbette böyle tatlı tatlı yemenin acı acı bir çıkışı olacaktır. Elbette yapılanlar karşılıksız kalmayacaktır.”

PARALAR YOLA DEĞİL, HEYKELE GİDİYOR

Gazeteci-yazar Adem Alemdar ise şunları kaydetti:

“CHP’li belediyelerde israf had safhada. Örneğin 10 liraya mâl olan icraatın tanıtımı 20 liraya patlıyor. Yatırım yerine reklam yapılıyor. Proje Hak getire. Paralar, yol ya da kaldırım yerine heykele gidiyor. Yani CHP’li belediyelerin batağa saplanmaları normal. CHP’li belediyelerin batağa saplanmalarının sorumlusunun hükümet olduğunu savunmak ise anormal.

Yakınlara ve akrabalara ihale, yanlılara makam vermek CHP’li belediyelerin bütçelerinde kara delikler açıyor. Fonlu medyanın bu delikleri açanları değil de hükümeti yerden yere vurmaları ahlâkla bağdaşmaz. Bunun hakla hukukla alâkası yok. Çok garip bir tavırla karşı karşıyayız. Esas sorumluyu görmeyen, görmekten kaçan bir medyaya tanık oluyoruz. Etik ilkeleri bir kenara bırakan bu medyaya yaptırım uygulanması gerekliliktir.”