AKİT MENÜ

Gündem

Hukukçular Sinan Ateş dâvâsını değerlendirdi: Bu dâvâda adalet olmaz

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin akit’in dünkü “Cinayeti Kayıp Silah Çözecek” manşeti, gündeme bomba gibi düştü. Hukukçular, davanın siyasi bir ranta dönüşmemesi için ek iddianame hazırlanması gerektiğini vurguladılar.

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı davanın üçüncü duruşması dün görüldü.

akit’in dünkü “Cinayeti Kayıp Silah Çözecek” manşeti ise gündeme bomba gibi düştü. Yıllarca Ülkücülere kin kusan CHP ve avanelerinin sırf siyasi rant elde etmek ve Cumhur İttifakı’nın paydaşlarını hedef almak için yoğun ilgi gösterdiği Ateş cinayetine ilişkin detayları ifşa eden akit, avukat Cem Kaya’nın iddialarına dayandırdığı haberinde, Ateş cinayetinde 1 artı 3 silah olduğunu, maktulün üzerinde 5 kurşun izi olduğunu, tetikçi Eray Özyağcı’nın silahından çıkan mermilerin öldürücü nitelikte olmadığını, Ateş’in korumalarına ait silahların çamaşır suyu ile temizlendiğini ve cinayeti kayıp silahın çözeceğini ortaya koydu.

Başta cinayet silahının akıbeti olmak üzere davaya ilişkin soru işaretlerini gazetemize değerlendiren hukukçular, muhalefetin dört elle sarıldığı, MHP, Ülkü Ocakları ve Cumhur İttifakı’nı zan altında bırakmaya yönelik davadaki eksikliklere dikkat çekerek araştırmanın titizlikle yürütülmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Etkili araştırma yapılmamış

Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi (TÜRKAD) Başkan Yardımcısı Avukat Hadi Dündar, akit’e yaptığı değerlendirmede; “Bu cinayet tam olarak aydınlatılmazsa siyasi bir ranta dönüşecek, MHP ve Cumhur İttifakı’nı yıpratmak için kullanılacaktır. Duruşmayı takip eden şahıslara baktığımızda bunu anlıyoruz. Bu dosyanın tamamen aydınlatılması için, MHP tarafından ya da bir STK tarafından bütün belgeler, kişisel verileri ihlal etmeyecek şekilde taranıp internet sitesine yükletilmeli, şeffaf ve herkese açık olmalı ki siyasi bir ranta dönüşmesin. MHP’ye ait olduğu söylenen araç üzerinden algı yapıldı ancak bu algı polis kayıtları ile bertaraf edildi. Cinayeti çözecek olan adli tıp bilirkişilerince hazırlanacak rapor olacak. Bu raporun içeriğinde kaç mermi isabet etmiş? Hangi mermi hangi silahtan ateşlenmiş? Ateş edenlerin yerlerinin belirlenmesi ve ateş ettiklerinde isabet etmişse nasıl bir mermi giriş-çıkışının olup olmayacağı acilen belirlenmeli. Aksi taktirde ölümüne sebebiyet veren kurşunun nereden geldiği ve kim tarafından sıkıldığını bilmeden kime ceza vereceğimizi de bilemeyiz. Adalet sistemi kesin ve şüpheye yer vermeyecek şekilde bir delille ceza verebilir, muallakta kalınan konularla ilgili ceza verse dahi hukuki değildir. Sinan Ateş’in ölümüne sebebiyet veren mermi Eray Özyağcı’nın silahından çıkmamış, peki kimin silahından çıkmış, savcılık bu konuda etkili bir araştırma yapmamış. Soruşturmayı yapan savcılar cezaevinde avukat görüşünü de kayda almışlar. Bu açıkça CMK’ya, Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır. Bu savcıların neden bunu yaptıkları, HSK tarafından soruşturulmalıdır. Korumaların silahlarını neden çamaşır suyu ile temizledikleri hususuna açıklık getirilmemesi ve korumaların sanık olarak dosyaya eklenmemiş olmaları da düşündürücü. Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu, Sinan Oğan, Ümit Özdağ, İP lideri, birbirlerini günahları kadar sevmez. Bu dosyada onları birleştiren şey nedir, oturup düşünmek gerek. Bu rantı bozmak şart” dedi.

Deliler akla, maddi gerçeğe ve hukuka uygun olmalıdır

Avukat Ali Kaan Kılıçoğlu ise şu görüşleri dile getirdi: “Ceza muhakemesinde maddi gerçek araştırıldığında her şey delil olarak kabul edilir. Bu, delil serbestliği ilkesinin bir sonucudur. Ceza muhakemesinde amaç; meydana gelen somut olayla ilgili maddi gerçeğe ulaşmak ve hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde olayın delillerle ispat edilmesini sağlamaktır. Kovuşturma evresinde delil, meydana gelen somut olayın ispatlanması ve hakimin kanaati için gerekli olan ispat vasıtasıdır. Ceza muhakemesinde ispat için kullanılabilecek delil, olayı temsil etmelidir. Olayı temsil eden delil akla, maddi gerçeğe ve hukuka uygun olmalıdır. Bu açıklamalardan sonra Sinan Ateş cinayetine baktığımızda, yaşanan menfur saldırıda kullanılan silah ve mermilerin birden fazla olduğuna ilişkin emareler akla şu soruları getirmektedir: Toplanan deliller tam manasıyla olayı aydınlatmak için yeterli mi? Eksik delillerle sürdürülen kovuşturma sonucunda verilecek hüküm ile adalet tesis edilecek mi? Yargılama devam ederken bu hususlarla birlikte Konfüçyüs’ün şu sözünü unutmamalıyız: ‘Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner’. ”

Yorumlara Git

Hukuk tarihinde bir ilk! Resmen başladı: Kirayı o belirleyecek…

Bayraktar TB2 o ülkeye yardımına koştu!

Yaralı taşıyan ambulansa yol vermeyen kamyon sürücüsüne şaka gibi ceza! Çileden çıkmamak elde değil

Dünyanın ilk ekmeği THY’nin New York seferinde

Türkiye'ye verilmeyen F-35 ve Eurofighter'lar o ülkeye gönderilecek