HABER MERKEZİ

Ankara’nın göbeğinde silahlı saldırıya kurban giden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş davasının 5 günlük ilk duruşmasına yeni itiraflar, kanıtlar damga vurdu. CHP ile avanesinin siyasileştirmeye çalıştığı cinayetin adlı vaka olduğunu ortaya koydu. İfşa olan yazışmalar, tanık ve sanık beyanları cinayeti MHP’ye yıkma girişimlerini akim kıldı. Davanın yeni hâl almasıyla Ateş için yalandan ağlayan, esasında Cumhur İttifakı’nda yara açmayı amaçlayan muhalefet suskunluğa büründü. Duruşmalarda fonlu medyanın cinayetin siyasi olduğu iddiası çökerken, delillerin karartıldığı ve ilgisiz isimlerin dosyada yer verildiği anlaşılırken maktulün mafya babalığına soyunduğu belgelendi.

Ölüseviciler hüsrana uğradı

Ateş cinayetinden rant elde etmeye kalkan CHP ve türevleri hüsrana uğradı. Cinayetle alâkalı yalan yanlış haberler veren fonlu medya da sessizliğe gömüldü. 1 Temmuz’da görülen ilk duruşmaya katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve selefi Kemal Kılıçdaroğlu, olayın aydınlanmasıyla dilini yuttu. Aynı duruşmaya koşar adımlarla gelen İP Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, ZP Genel Başkanı Ümit Özdağ, GP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DP Genel Başkanı Gültekin Uysal da çıt çıkarmadı. CHP ile şürekâsının doyurduğu Cumhuriyet ve Birgün, Ateş cinayetini manşetten düşürdüğü gibi arka sayfalarda vermeye başladı. Adli vakayı siyasi istismar konusu yapan Karar ise Ateş’e yönelik haberleri sayfa diplerinden görmeye yöneldi.

Dava yeni yöne evrildi

İlk duruşmada sanıklardan Eray Özyağcı, savcının kendisine “MHP’den 2-3 yöneticinin ismini ver, seni kurtaralım” teklifini getirdiğini ifade etti. Ankara’ya Doğukan Çep’in talimatıyla Ateş’i ayaklarından vurmak için geldiğini anlattı: “Biri hedef gözetmeksizin ateş etmeye başladı akabinde ‘Reisi vurduk, reisi vurduk’ diye bir ses duydum.” Çep de maktulle alacak verecek ihtilafı olduğunu vurguladı ve “Evet, ben azmettirdim. Planı ben yaptım ama amacım öldürmek değildi” dedi.

İkinci duruşmada mermiler ele alındı. Cinayette 4 silah olduğuna, birinin kayda geçirilmediğine işaret edildi. Özyağcı’nın silahından çıkan mermilerin öldürücü olmadığına dikkat çekildi. 4. silahın akıbeti merak uyandırdı. Ateş’in yanında bulunan Ahmet Keçik’in cinayeti müteakip yaralıları bırakıp silahları ofise götürdüğünün, çamaşır suyuyla etrafı temizlettiğinin belirlenmesi şaşkınlıkla karşılandı.

Dördüncü duruşmada eşi Ayşe Ateş, “Sinan için ‘Gazetecileri dövdürdü’ diyorlar. Evet, birilerini dövdürdü. ‘Sen bir akademisyen babasın, yakışıyor mu” dedim itirafında bulundu. WhatsApp yazışmaları da Sinan Ateş’in birini dövdürdüğünü, başka birini takip ettirdiği kanıtladı.

Beşinci duruşmada 22 sanıktan 10’u hakkında tahliye kararı verildi.

İlk duruşmaya gelen Özel, Kılıçdaroğlu, Dervişoğlu, Özdağ ve Davutoğlu geriye çekildi. Bu isimler, diğer duruşmalara katılmadı.

Cumhuriyet, Birgün, Sözcü, Karar aylardır geniş yer açtığı cinayette haber değeri görmez oldu.

Muhalefet avucunu yaladı

Olan biteni Akit’e değerlendirene gazeteci-yazar Ekrem Kızıltaş, şunları söyledi: “Anlaşılan o ki muhalefet bu davada umduğunu bulamadı. Sürekli Ateş’in siyasi nedenlerle öldürüldüğünü savundular. Gaye, MHP ve Cumhur İttifakı’na zarar vermekti. Tabii ilk duruşmada ortaya dökülen kanıtlarla şaşkına döndüler. Ayşe Ateş’in itirafları, sanık beyanları, WhatsApp yazışmaları, kayıp silahlar kafaları karıştırdı. Mahkemenin devamında her şeyi anlayacağız. Muhalefet, cinayete sarılarak ‘Araya fitne sokar mıyız? MHP ve AK Parti’yi karşı karşıya getirir miyiz? Cumhur İttifakı’nı dağıtır mıyız’ dediler. Bir nevi bulanık suda balık avlama peşine düştüler. İlk duruşmada afalladılar, kendilerine ekmek çıkmayacağını gördüler.

Sinan Ateş karmaşık bir profil

Birtakım olaylara karıştığı için Ülkü Ocakları Başkanlığı görevinden alınan, başına gelenlerden tedirgin biriyle karşı karşıyayız. Cinayet anlaşılmalı. Birinin öldürülmesi, geride dul bir eş ve iki çocuk kalması çok üzücü olup olayın aydınlığa kavuşması zaruret. Yargı devrede, mahkeme devam ediyor. Umuyoruz Ateş’in kim ya da kimler tarafından öldürüldüğü belirlenir. Muhalefet ve medyası da Ateş’in ölümünü siyasi rant elde etmek için kullanmayı bırakır. Bu yanlış, yakışır alır bir şey değil.”