İşte o paylaşım…

Bir zamanlar Dışişleri Bakanı olan Ahmet Davutoğlu, ABD basınında "Deli Osmanlı Davutoğlu" manşetleriyle anılıyordu. Bu tür manşetlerle, Davutoğlu'nun itibarı artıyor ve Türkiye'deki milliyetçi kesimlerin gözünde yükseliyordu. Osmanlı topraklarını Türkiye'ye bağlayacak iddiaları ile ABD basınında büyük ilgi gören Davutoğlu, sonunda Başbakanlığa kadar yükseldi.

Ancak arka planda neler oluyordu? İç savaş öncesinde Erdoğan, Davutoğlu'na "Git Suriye'de problemi çöz" dedi. Davutoğlu'nun Suriye'ye gidip rest çekmesiyle iç savaş çıktı ve bu durum ABD'nin tam da istediği gibi gelişti. Başbakanlık döneminde ise Davutoğlu, Avrupa ve ABD ile samimi ilişkiler yürüttü, Erdoğan mülteci anlaşmasına karşıyken anlaşmayı imzaladı, Rus uçağının düşürülmesi olayında başroldeydi ve Türkiye'yi savaşın eşiğine getirdi. Darbe girişiminin, Davutoğlu başbakanlıktan ayrıldıktan sadece 2,5 ay sonra gerçekleşmesi de dikkat çekici bir tesadüftü.

Bugün ise benzer bir senaryo Ekrem İmamoğlu üzerinden işleniyor. İsrail Dışişleri Bakanı Katz, Özgür Özel yerine Ekrem İmamoğlu'na seslendi ve "Her şey çok güzel olacak" dedi. Bu durum ilk bakışta İmamoğlu'na zarar verecek gibi görünse de aslında bir PR oyunuydu. Dağdaki PKK'lıların İmamoğlu'na destek açıklamaları karşısında sessiz kalan İmamoğlu, Katz'a sert bir yanıt verdi. Bu durum, İsrail'in İmamoğlu'na danışıklı dövüşle PR yapması olarak değerlendirildi.

Bu olaylar, Ahmet Davutoğlu'nun yükselişi ve sonrasında yaşananlar ile benzerlikler taşıyor. İsrail ve ABD, Türk milletini çok iyi tanıyor ve nereden nasıl hamle yapacaklarını biliyorlar. Ekrem İmamoğlu'na alenen danışıklı dövüş ve İsrail eliyle PR yapıldı. Türkiye'deki muhafazakâr kesimler de bu duruma alkış tutarak tepki verdiler.

Bu uyarı sadece AK Partililere değil, tüm kesimlere yönelik. Neden Mansur Yavaş değil de Ekrem İmamoğlu parlatılıyor? Çünkü Mansur Yavaş'ı ABD ve İsrail istemiyor. Bu durum, Türkiye'deki siyasi oyunların ve PR stratejilerinin ne kadar karmaşık olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.