AKİT MENÜ

Gündem

Fatih Altaylı Haniye'ye kin kusup İsrail'i yağladı! Akıllara merhum Hasan Karakaya'nın müthiş yazısı geldi

Hiçbir medya kuruluşu tarafından istenmeyen CHP’nin yandaş ve fondaş satılık kalemi Fatih Altaylı, Hamas lideri şehit İsmail Haniye'yi hedef aldığı konuşmasında bebek katili İsrail'i yıkadı yağladı.

This browser does not support the video element.

 RECEP YEŞİL 

Ortalıkta 'gazeteciyim' diye dolanan Fatih Altaylı Türkiye ve İslam dünyası, Hamas lideri şehit İsmail Haniye'nin yasını tutarken haddini ve boyunu aşan açıklamalarda bulundu.

Youtuber parçası olarak gündemi meşgul etmeye devam eden Altaylı, Haniye'yi hedef aldığı açıklamasının devamında Gazze'de soykırım suçu işleyen terör devleti İsrail'i öve öve bitiremedi.

Bebek, çocuk, kadın ve yaşlı ayırmaksızın katliamlarına devam eden teröristleri önce yıkayıp sonra yağlayan Altaylı, siyonist bebek katili İsrail'in bir demokrasi ülkesi olduğunu söyledi.

Bununla da yetinmeyen Fatih Altaylı'nın laf salatası şöyle:

"İsrail halkı önemli bir halk. İsrail öyle veya böyle bir demokrasi ülkesi. Evet, bir Ortadoğu demokrasisi ama Ortadoğu ve Doğu'daki tüm demokrasilerden daha demokrasiye yakın bir demokrasi. Unutma ki bu ülke kendi cumhurbaşkanını hapse attı. Yani İsrail hukukun hala egemen olduğu ve halkının önemli bir kısmının da aydın olduğu bir ülke."

Siyonist sevici Fatih Altaylı'nın kepazeliği sonrası merhum Genel Yayın Koordinatörümüz Hasan Karakaya'nın "Kendimde değilim bugün" başlıklı yazısı akıllara geldi.

Karakaya 10.10.1999 tarihli yazısını özellikle hanım okurlarının okumamasını istemişti.

 

İşte o yazı:

Bugün yazmak gelmiyor içimden... Sövmek istiyorum - Öncelikle; böyle bir yazıyı kaleme almış olmaktan dolayı hepinizden, özellikle de hanımlardan özür diliyorum.

Bugün; “seviye” beklemeyin benden... Çünkü “çukur”ların seviyesine inmek ve kulaklarına bağırmak istiyorum.

Ahlâk, edep, medeniyet, hoşgörü de beklemeyin.


Zira; kendimde değilim bugün.

Son derece öfkeli, kızgın ve kendimi kaybetmiş durumdayım.

Vücut kimyam bozuk.

Ağzıma geleni, kâğıda döküyorum.

Kusura bakmayın... Özür diliyorum hepinizden...


Bugüne kadar;

Bu köşeyi hanımlar da okuyor diye, mümkün olduğu kadar “argo” kullanmamaya, mümkün olduğu kadar “sövmemeye” özen gösterdim.

Ne var ki;


Okuma hakları ellerinden alınan “Başörtülü” öğrenciler için “fahişe” diyebilecek kadar adileşen, pespayeleşen bir “o..... çocuğu”na, hakettiği dilden cevap vereceğim.

Dikkat edin;


“O.....’nun çocuğu” değil, “o..... çocuğu” diyorum.

Çünkü; “ana”sının kabahati yok.

Bilseydi, büyüyünce böyle bir “Mahlûkat” olacağını hiç doğurur muydu onu?..


Evet;

O, kafası o.....laşmış bir fahîşe!..

O, bir o..... çocuğu!..

O, mümkün değil ki, anasının rahminde büyümüş bir “Cenin” olamaz!..

Olsa olsa; ‘9 ay 10 gün çektiği kabızlık”tan sonra makatından defettiği bir “bok”tur!..

...............

Düşünüyorum da;

Bir “insan”dan, mümkün değil, böyle bir “yaratık” çıkamaz!..

Bir kadın, böyle bir “enik” doğuramaz!

Aklım, havsalam almıyor.

Hiçbir ana-baba, böylesine bir “pislik”, böylesine bir “mikrop” üretemez!.. Hele hele; 9 ay boyunca taşıyamaz bünyesinde!..

O halde, nereden çıktı bu mahlûk?..

“İnsan” desen, insana benzemiyor!..

“Hayvan”desen, tüm mahlûkata hakaret olur!..

Kendi dışkısını yiyen “Domuz” bile temiz kalır bu “necaset”in yanında!..

İyi de;

Kim bu alçak?..

Nereden çıktı bu şerefsiz?..

Öyle bir “necaset parçası” ki, hiçbir “ana”nın rahminden çıkması mümkün değil!..

................

Onun gözünde;

Okumak için üniversite kapısında bekleyen “başörtülü” öğrenciler birer “fahişe!..”

Hem de;

“Bellenmesi gereken bir fahişe!..”

Depremde çektikleri “acı”ların üzerine, bir de “okula girememe” baskısıyla karşılaşan bir “depremzede öğrenci”nin zulmü protesto için açtığı “7.4 yetmedi mi?” pankartına takmış kafayı.

Diyor ki;

“Size neyin yetip yetmediğini ben biliyorum da, size değmez!.. Onu yapmaya bile değmezsiniz!.. Sizi gidi alçak fahişeler sizi!..”

Ben de diyorum ki;

Hayır; böyle bir “şey”e “insanca” cevap vermek mümkün değil...

Ona neyin yetip-yetmeyeceğini ben de çok çok iyi biliyorum ama, değmez!..

Çünkü;

Yazdığı kalem bile “küçük” gelir ona!..

O ki;

(...)

Bu “necaset” var ya;

Program yaptığı “kanal-izasyon”dan aradım kendisini:

“O şimdi burada yok, denize doğru akıyor o bok!”dediler!..

(..)

Bu “kazurat takımı”nın yaptıkları asla yanlarına kâr kalmayacak.

“Adalet” önünde verecekler hesabını.

Verdirtmezsem, şerefsizim!..

Yorumlara Git

Katil kim? Bakan Yerlikaya'dan Narin Güran açıklaması

Hatice Kolçak: Bu yol rekor getirecek

Amerika’dan yine boş beleş açıklamalar! İş çözmeye değil, gezmeye gitmişler

Katil İsrail’den Lübnan'a hava saldırısı

Alman otomotiv devi iflas etti! Otomobil markaları için parça üretiyordu