AKİT MENÜ

Medya

Türkiye'den İsrail'e karşı flaş hamle! Bakalım şimdi ne halt edecekler

Türkiye gazetesi yazarı Rahim Er, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açtığı soykırım davasını değerlendirdi. Er, İsrail'in Gazze'de ve Batı Şeria'da yürüttüğü katliamları detaylandırarak, bu davanın tarihi önemini vurguladı. Türkiye'nin de bu davaya müdahil olma talebinde bulunduğunu belirten Er, İslam ülkelerinin genel olarak sessiz kaldığı eleştirisini getirdi. Er, bu davanın ileride tazminat davalarına ve başka hukuki süreçlere kapı aralayabileceğini ifade ettiği yazısında şunları kaydetti:

Türkiye gazetesi yazarı Rahim Er, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açtığı soykırım davasını değerlendirdi. Er, İsrail'in Gazze'de ve Batı Şeria'da yürüttüğü katliamları detaylandırarak, bu davanın tarihi önemini vurguladı. Türkiye'nin de bu davaya müdahil olma talebinde bulunduğunu belirten Er, İslam ülkelerinin genel olarak sessiz kaldığı eleştirisini getirdi. Er, bu davanın ileride tazminat davalarına ve başka hukuki süreçlere kapı aralayabileceğini ifade ettiği yazısında şunları kaydetti:

"Müdâhil, müdahale etme, dâhil olma demektir. Derdest; görülmekte olan bir dâvâya menfaat veya zarar itibarıyla âlâkası olduğunu mahkemeye verdiği müdâhale talebi dilekçesiyle arz eden üçüncü taraf veya taraflar, hâkimin kabulü hâlinde o dâvâya katılır ve bizzat veya vekil marifetiyle duruşmaları tâkip ederler.

BM’nin -maalesef- devlet olarak tanıdığı İsrail, Filistin’de bir asırdır yaptığı katliâmı, 7 Ekim 2023’ten sonra şiddetlendirerek eşi-benzeri olmayan bir soykırıma dönüştürdü. Bu soykırım, Batı Şeria’da da olsa bile en ziyâde Gazze’de cereyan ediyor. Gazze’de 40 bin şehîd, 90 bin yaralı verildi, 10 bin kayıp var. Bu 140 bin kişinin yüzde 70’i kadın ve çocuk. Utanılacak gerçektir ki ölenlerden bir kısmı açlıktan can verdiler.

Dünya ve sözde İslâm âlemi, bu vahşi soykırımı, kılını kıpırdatmadan seyrederken hiç beklenmedik bir yerden ses geldi. Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023’te UAD-Uluslararası Adalet Dîvânı’nda İsrail aleyhine soykırım dâvâsı açtı. Dâvâcı taraf, dâvâlı tarafı 1948 tarihli BM’nin ‘’Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’’ni ihlâl ettiği gerekçesiyle şikâyet etmişti. Dâvâcı GAC, durumun âciliyeti sebebiyle ihtiyati tedbir talebinde de bulunmuştu. Mahkeme, 11-12 Ocak’ta Lahey’deki Barış Sarayı’nda ihtiyati tedbire dâir duruşma yaptı. 26 Ocak’ta da hükmünü açıkladı. Karar, soykırım yapan İsrail’e bir dizi mükellefiyetler yüklüyor olsa da Gazze celladı, oralı olmayarak yakıp-yıkma ve katliamına devâm etti.

Bu arada muhtelif tarihlerde Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya, mahkemeye müracaatla müdahil olma talebinde bulundular. Gelinen günde mahkeme, henüz dâvâya bakma salahiyeti; yetkisi olup olmadığına dâir bir karar vermemiş olduğu gibi müdahil olmak isteyen devletlerin bu istekleri için de hüküm vermiş değildir. Müdahil olma talepleri, BM şartının 62 veya 63. maddesine veya her ikisine dayandırılmaktadır. 62. madde talep sahibi devletin menfaat veya zararının ispatını isterken, 63. madde Soykırım Sözleşmesinin yorumlanmasına dairdir. GAC’nin dâvâsı böyledir. Mevzuat, 62. maddeyi devletlerin hakkı olarak öngörmektedir. Filistin -hâliyle- her iki maddeyi esâs almıştır. Türkiye 62. madde hakkını mahfuz, saklı tutarak 63. madde üzerinden müdahale talebinde bulunmakta. Bu müdahale taleplerinin görüşülmesi, birkaç sene süreceği gibi dâvâlının mahkûmiyet veya beraatiyle alâkalı nihâî hükmün çıkması da önceki emsal kararlar itibarıyla en erken 10 yıl alacağı konuşulmaktadır.

Uzun ve karmaşık bir hukuk sürecini sadeleştirmeye çalıştık. Bir fikir oluştuğu zannındayız. Şimdi mes’elenin bu usul ve icraat tarafını bir kenara bırakarak başka bir konuya geçmek isteriz.

Bize göre bu mevzuda cevap bekleyen 3 soru vardır.

-İlk dâvâyı neden Güney Afrika Cumhuriyeti açtı?

-Libya bir yana İslam ülkeleri neden davacı olmadı veya müdâhale talebinde bulunmadılar?

-Türkiye, niçin 10 ay bekledi?

Güney Afrika Cumhuriyeti, daha önce Hollanda müstemlekesi iken 19. asrın başından 1961’e dek İngiliz sömürgesidir. 1961’de İngiliz Milletler Topluluğundan ihraç edilmiş fakat 1994’de tekrar birliğe alınmıştır. Ülke, uzun bir müstemleke hayatı yaşamıştır. Nelson Mandela’nın istiklal mücadelesi sevgi uyandırmış olsa bile GAC bir Afrika memleketi olmaktan çok birliğin müreffeh bir üyesidir. Diğer bazı Afrika topraklarının yaşadığı kıtlık-yokluk burada mevcut değildir. Nüfusun yüzde 80’i Hıristiyanlaştırılmıştır.

İsrail, soykırım yaparken ona kayıtsız-şartsız yardımcı olan devletlerden biri ABD diğeri Birleşik Krallık’tır. Tuhaftır ki bütün tenkitler ABD’ye yapılırken BK-İngiltere kendini âdeta gizlemiştir. Ne yararı olacağını şu günden kestirmek zor ama şüphemiz o ki acaba GAC’ı UAD’da dâvâ açmaya Londra mı teşvik etmiş olabilir. Kanada veya Yeni Zelenda da olabilirdi. Çünkü; dâvâ, nisbi de olsa teselli vermektedir. Ümitleri beslemektedir. Hâlbuki kararlar, çok geciktiği gibi verilecek kararın BM Güvenlik Konseyi üyeleri için bir değeri yoktur. Hükmünü infaz ettiremeyen bir mahkeme ne kadar lâzımdır? İngiltere’nin kurnazlığından kaygılıyız. Nitekim âdeta Gazze’nin âhı tutmuş ve İngiltere, tâ iç harbe kadar gidebilecek bir Gezi İsyanı’na maruz kalmış bulunmaktadır.

-İslam ülkeleri denilen ülkeler kendi idarelerinin işgali altındadır. Yönetimler, Batılı başkentlere bağlıdır. Libya, Türkiye’ye güvenmiştir diye düşünmek mümkün. TDT-Türk Dünyası Devletleri teşkilatı, ya münferiden veya Türkiye ile birlikte müdahale talebinde bulunmalıydılar. Buna Pakistan, Endonezya ve Malezya da dâhildir.

-Türkiye, dâvâ dilekçesinin olduğu dosyaya soykırımla ilgili deliller olarak fotoğraf ve videolar ve mağdur beyanlarıyla bazı fail ikrarlarını koymaktadır.

Bunların temini neden 10 ay aldı?

Anlamakta zorlanıyoruz…

Bütün bunlara rağmen verilecek kararın infazı BMGK üyesi 5’li devletten biri veya daha fazlası tarafından engellense bile tarihe bir kayıt ve mağdur taraf için vesikadır. İleride tazminat dâvâlarıyla daha başka dâvâlar için faydalı olur.

Bütün Filistin’in, bütün Gazze’nin bütün şehit ve mağdur yakınlarının ve bütün İslam ülkesi vatandaşı ümmetin, ümidi Türkiye’den yanadır. Bu fâcia, cinayet ve soykırımın ilk saatlerden itibaren en sıkı ve en samimî şekilde onu takip eden ve kavgasını veren yegâne devlet Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Müdahil olma talebimiz çok sıkı tutulmalı, en iyi hukukçular istihdam edilmeli, muhakeme çok sağlam takip edilmeli ve şartları zorlayarak gecikmeden sevindirici sonuçlar alınabilmelidir.   

Bu dâvâ, bizim için asrın dâvâsıdır."

 

 

Yorumlara Git

6. nesil savaş uçağı tanıtıldı!

İsrail'i sorumlu tutan Hizbullah lideri Nasrallah canlı yayındayken İsrail jetleri Lübnan'ı bombaladı

İngiltere vatandaşları tekrar uyardı! Ülkeyi hemen terkedin…

ABD’den 2 Rus bankaya yaptırım kararı

Fitch: ABD konut piyasası için daha fazla indirime ihtiyaç var!