AKİT MENÜ

Medya

Filistin için son şans mı? O isim, "Türkiye’nin Filistin'in siyasi birliği için verdiği çaba gerçekleşirse..." diyerek duyurdu

Hasan Öztürk, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Türkiye ziyaretini ve TBMM'deki konuşmasını değerlendirdi. haber7.com yazarı Öztürk, Abbas'ın TBMM'de Filistin'in siyasi birliği için yaptığı konuşmanın önemine dikkat çekti. Filistin'deki siyasi birliğin sağlanmasının Türkiye'nin çabaları sayesinde mümkün olabileceğini belirten Öztürk, Abbas'ın Gazze'yi ziyaret kararıyla birlikte Filistin'de yeni bir dönemin başlayabileceğini ifade etti. İşte Hasan Öztürk'ün yazısı:

Hasan Öztürk, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Türkiye ziyaretini ve TBMM'deki konuşmasını değerlendirdi. haber7.com yazarı Öztürk, Abbas'ın TBMM'de Filistin'in siyasi birliği için yaptığı konuşmanın önemine dikkat çekti. Filistin'deki siyasi birliğin sağlanmasının Türkiye'nin çabaları sayesinde mümkün olabileceğini belirten Öztürk, Abbas'ın Gazze'yi ziyaret kararıyla birlikte Filistin'de yeni bir dönemin başlayabileceğini ifade etti. İşte Hasan Öztürk'ün yazısı:

"Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) konuştu. Abbas, şayet Netanyahu’nun Amerikan Senatosu’ndaki konuşmasıyla eş zamanlı olarak TBMM’de konuşmuş olsaydı, onu locada dinleyenler arasında Hamas’ın lideri İsmail Haniye de olacaktı. Olmadı. Çünkü, Haniye İsrail tarafından katledildi.

Bu yüzden, Abbas, kürsüde konuşurken, locada Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kabine üyeleri, Genel Kurul Salonu’nda milletvekilleri ve milletvekili sıralarında Haniye’nin fotoğrafları vardı.

Gecikmiş bir ziyaret ve konuşma olmakla birlikte Abbas’ın, “Birleşik Filistin” fikrini pekiştirecek cümleler kurmasını değerli buluyoruz. Türkiye’ye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Filistin davasına verdiği destek için teşekkür etmesini anlamlı buluyoruz.

Gazze’yi ziyaret etmesini “iyi niyetli” yorumlayarak destekliyoruz.

Abbas, tıpkı 1988’de Yaser Arafat’ın Birinci İntifada’da taş atan çocukları gösterip “Onlar benim çocuk generallerim” diyerek sahip çıkması gibi bir çıkış yapmıştır.

“Gazze’ye gideceğim. Ya zafer ya şahadet” diyerek, “Benim kanım Gazzeli çocukların kanından daha değerli değildir” diyerek bir nevi Üçüncü İntifada’yı başlatmıştır… Dahası, siyaseten birleşik Filistin fikrini (Türkiye’nin başından bu yana savunduğu tez HÖ) TBMM kürsüsünden dillendirmiştir.

MERVAN BARGUTİ ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞURSA, FİLİSTİN’İN SİYASİ BİRLİĞİNDE YENİ BİR AŞAMAYA GEÇİLİR Mİ?

Abbas’ın Türkiye ziyareti ve TBMM’deki hitabıyla eş zamanlı olarak Doha’da devam eden “ateşkes” müzakereleri yapılıyor olması da anlamlıdır. O müzakerelerde rehine takasının kilit rol oynadığını biliyoruz.

Abbas’ın Hamas ile barışma ve birlikte yol yürüme arzusunu konuşmasında “Meclis’e geldiğimde beni Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş karşıladı. Yanında farklı siyasi partilerden 4 yardımcısı vardı. Bizimde arzumuz böyle” cümleleri yeterince ifade ediyor.

İşte o siyaseten birleşik Filistin fikrini tahkim edebilecek bir müzakerenin de Doha’da devam ettiğini hatırlatmak isteriz.

Rehine takasında Hamas, 30 yıl ve üzeri hüküm giymiş Filistinli tutsaklardan bazılarının da serbest bırakılmasını istiyor. Onlardan en önemli isimlerden biri Mervan Barguti.

Dikkat buyurun!

Barguti Hamas’ın değil El Fetih’in önemli bir aktörü. Yani Abbas’ın lideri olduğu siyasi kanadın çok önemli bir ismi.

Hamas, Barguti’nin de serbest bırakılmasını “pazarlık” konusu ettiğine göre, “Birleşik Filistin” fikrine destek veriyor. Aynı düşünceye Abbas da TBMM’de yaptığı konuşma ile katılıyor.

Bu Filistin’in geleceği için çok önemli bir “niyet beyanı”dır.

Şayet, Mervan Barguti rehine ve tutsak takasında serbest kalırsa… Filistin’e döner ve Abbas sonrası El Fetih’in başına geçerse… Hamas da “Milli Mutabakat Hükümeti”ne katılırsa “Birleşik Filistin” siyaseten kurulmuş olur. Böylece uluslararası arenada Filistin davası daha rahat karşılık bulur. (Türkiye’nin çabası da bu yönde HÖ)

***

Bir çekincemizi de not ederek bitirelim.

Mahmut Abbas, Gazze’yi bugüne kadar hiç ziyaret etti mi bilmiyorum. Yakın geçmişte etmediğini biliyoruz ama…

Bugün “Gazze’ye gitme kararı aldım” demesi, bir yönüyle İsrail’in Gazze politikasıyla örtüşüyor olabilir mi?

Gazze’deki soykırıma devam eden İsrail, Hamas’ı hem askeri hem siyasi olarak yok etmekten söz ediyor. Netanyahu, Gazze’de İsrail’i tehdit etmeyen bir yönetimin olması gerektiğini söylüyor.

Abbas ve kadroları İsrail açısından “tehdid” değilse o zaman bambaşka bir tablo çıkar ortaya.

“Ya zafer ya şehadet. Benim kanım, Gazzeli çocukların kanından daha değerli değil” diyen Abbas’ın samimiyetine inanmak istiyoruz.

Önce Gazze’de ateşkes…

Ardından esir ve tutsak takası…

Mervan Barguti’ye özgürlük…

Ve nihayetinde “Nehirden, Denize” özgür Filistin için…

Mücadeleye devam.

Muhabatına Not: Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un Abbas’ı kürsüye davet ederken yaptığı konuşmada, Filistin Kurtuluş Örgütü kurucusu Yaser Arafat ile Hamas kurucusu Şeyh Ahmet Yasin’i birlikte rahmetle anması Türkiye’nin “Birleşik Filistin” konusundaki tutumunun net bir ifadesidir. Bu perspektife paralel bir tutum da Abbas’ın kürsüden İsmail Haniye için Fatiha okumasıdır. Umudumuz yeşermiştir!"

 

 

Yorumlara Git

İsrail’in vaadettiği serveti elinin tersiyle itti: Kanlı para istemem!

Bazı fakülte ve enstitülere kapatma kararı Resmi Gazete'de

Hukuk tarihinde bir ilk! Resmen başladı: Kirayı o belirleyecek…

Bayraktar TB2 o ülkeye yardımına koştu!

Yaralı taşıyan ambulansa yol vermeyen kamyon sürücüsüne şaka gibi ceza! Çileden çıkmamak elde değil