HABER MERKEZİ

Akit Medya Grubu, Küçükçekmece’deki genel merkez binasında dün önemli bir misafirini ağırladı. Halkın teveccühü ile Meclis’e giren ve verdiği kanun teklifleriyle ses getiren Hür Dava Partisi’nin (HÜDA-PAR) Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emiroğlu, akit Medya Grubumuza nezaket ziyareti gerçekleştirdi. akit Medya Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Karahasanoğlu’nun ev sahipliğini yaptığı ve samimi bir ortamda gerçekleşen ziyarette güncel meseleler ele alındı. Ziyaretin ardından Haber Müdürümüz Zekeriya Say’ın sorularını cevaplayan Emiroğlu, Gazze katliamına katılan çifte vatandaşlık sahibi Siyonistlerin vatandaşlıktan çıkarılmaları ile mukaddes değerlerimize yönelik artan saldırıları bertaraf etmeye yönelik kanun teklifi ve LGBTİ ahlaksızlığıyla mücadele konusunda önemli açıklamalar yaptı.

İslâm'a hakaret önlenmeli

Son dönemde İslami değerlere yönelik sözlü ve fiili saldırılar yaşandığına dikkat çeken Yunus Emiroğlu, şunları dile getirdi: “Geçmişte de mukaddes değerlerimize yönelik çok ciddi saldırılar yaşandı. Öncelikle halkın manevi değerlerine, kutsallarına karşı herkesin saygılı olması lazım. Bizim inancımız İslam’a inanmayan bir kâfirin bile inancına hakaret etmeyi yasaklamıştır. Dolayısıyla dinimize hakaret edilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Bunları önlemek tek başına halkın tepkisiyle olacak bir şey değil. Bu konuda birinci dereceden sorumluk tabii ki devleti idare eden mekanizmalardadır. Atılması gereken adımları atmalıdır. Bununla ilgili anayasal, yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır. HÜDA PAR olarak bu hususla ilgili bir kanun teklifi hazırlığı içerisindeyiz. Meclis açıldıktan sonra gündeme getireceğiz.”

Toplumu ifsat ediyorlar

LGBTİ sapkınlığıyla da mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Emiroğlu, şöyle devam etti: “Fıtratın muhafaza edilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. LGBTİ ve benzeri organizasyonlar şu anda küresel bir aklın bilhassa İslam coğrafyasına pazarladığı bir projenin yansıması. Batı modernitesi, tüm dünyaya önce inançsızlaştırma, sonra kimliksizleştirme, kişiliksizleştirme, ardından bireyselleştirme ve son aşamada cinsiyetsizleştirme planını aşama aşama uyguluyor. Bizim mutlaka tedbir almamız lazım. Çünkü toplumlar aile ayakta durur. Her ne kadar İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilmiş olsa da yürürlükte birtakım uygulamalar var. Bunun adı asla özgürlük değildir, sapkınlıktır. Bu sapkın akımları birileri planlı şekilde bizim damarlarımıza zerk ederek bu toplumu ifsat etmek için uğraşıyorlar. Rusya gibi ülkeler bile LGBTİ sapkınlığına karşı tedbir alıyor. Bunu görmek lazım. İslam’ın bayraktarlığını yapan ülkede bunların pervasızca sergilenmesi asla kabul edilemez.”

Vatandaşlıktan atılsınlar

Türkiye’den İsrail’e giderek, Gazze katliamına katılan çifte vatandaş yahudilerin; vatandaşlıktan çıkarılmaları, mal varlıklarına el koyulması ve müebbet hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin kanun teklifini TBMM’ye sunduklarını da belirten hatırlatan Emiroğlu, şunları anlattı: “Genel Başkanımızın talimatıyla Türkiye’de birçok kesimle görüştük. ‘Gazze’deki gelişmeler hakkında HÜDA PAR olarak biz ne yapabiliriz’ diye. Bunu Beyannamesi olarak kamuoyuyla paylaştık. Basına da yansıdığı kadarıyla buradan Filistin’e gidip orada kardeşlerimiz katledip, bir de o görüntüleri sosyal medyadan pervasızca paylaşanların 4-5 bin civarında Siyonist olduğu söyleniyor. Elbette sessiz kalmamız beklenemezdi. 9 Temmuz’da teklifimizin gündeme yapılmasıyla ilgili Genel Kurul’da oylama yapıldı ve hamdolsun kabul edildi. Fakat Meclis tatile girdiği için Genel Kurul’da görüşülmedi. Meclis’in açılmasını bekliyoruz. Kanun teklifimiz 159 numarayla sıraya alındı ve inşallah Meclis’in gündemine gelecek. İnşallah Meclis’te temsil edilen tüm siyasi partilerden de gereken desteği alacak. Eğer bu teklif geçerse Filistinli kardeşlerimizin yüreğine bir nebze de olsa su serpilecek diye düşünüyorum.”

Halkta karşılığımız var

Seçimden sonra yaptıkları açıklamalarla ve verdikleri kanun teklifleriyle partilerine yönelik bakış açısının toplum nezdinde müspet manada değiştiğini belirten Yunus Emiroğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Elhamdülillah, biz kendimizden eminiz. İyi niyetliyiz. Bu memleketin hayrını istiyoruz. Ortaya koyduğumuz siyasi mefkure de bizim inancımızdan besleniyor. Dolayısıyla biz inandığımız sözleri söylemeye ve bu şekilde bir pratik ortaya koymaya çalışıyoruz. Tabii ki herkesin bunu kabul etmesini veya savunduğumuz düşünceyi benimsemesini beklemiyoruz. Herkes bizi alkışladığında bizim kendimizi sorgulamamız lazım. Dolayısıyla biz kendi üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Farkımız şu; başkaları bu milletin sadece dünyasıyla ilgilenirken biz hem dünyası hem de ahretiyle ilgileniyoruz. Birleri bizi tehlikeli görebilir ama biz de inancımıza ve medeniyet kodlarımıza uymayanları tehlikeli görüyoruz. Sonuç olarak halk bizim ortaya koymuş olduğumuz siyasi tavrı, duruşu takdir ediyor.”