HABER MERKEZİ

Milletin mukaddes değerleriyle kavgalı olan malum zihniyetin milletin İslam’a ve Müslümanlara olan nefreti sürüyor. Eski Genelkurmay Başkanı ve bir önceki Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, “Eğitimin amacı bir Allah korkusu, iki kuldan utanmak” sözleri üzerinde deliye dönen malum zihniyet, aradan geçen bir haftalık süreye rağmen sakinleşmedi. AK Parti Milletvekili Akar’ın dini eğitimin önemine vurgu yapmasını sindiremeyen seküler yobazlar, İslam’ın bilime karşı olduğunu iddia edecek kadar zıvanadan çıktı. İlk emri “oku” olan yüce dinimize “ortaçağ karanlığı” diyerek hakarette bulunan azgın azınlığa tepki gösteren eğitimciler, “Laikçi azınlık ‘Allah’ kelimesinin geçtiği her yerde zihinsel bir ishal geçirerek foseptik makinesine dönüşüyor” görüşünde birleşti. İşte o özel açıklama ve görüşler...

Pagan zihniyetin papağanları

Prof. Dr. A. Halim Ulaş: “Kadim eğitim anlayışımız, tüm insanlığın dünya hayatında olduğu kadar ebedi hayatını da gaye edinir. Bu felsefi derinlik halk arasında “Allah’tan korkmak, kuldan utanmak” şeklinde en veciz bir şekilde ifadesini bulmuştur. Fakat belagatten bihaber, mecazı görse mertek sanan, aklı gözünde, ortaçağın çok çok gerisinde pagan zihniyetli papağan güruh, Allah kelimesinin geçtiği her yerde, zihinsel bir ishal geçirerek foseptik makinesine dönüşmekte. Onları kendi çukurlarında ademe mahkum edip, genç nesillerin ihya ve inşası adına yapılan her açıklamayı bir deniz feneri mahiyetinde görüyor, Hulusi Akar gibi nice imanlı paşaların ülke istikbalinin teminatı olduğu cihette alkışlıyoruz.”

İdeolojik bataklık

Sosyolog Yazar Adnan Kalkan: “Fondaş gazeteler, Akar Paşa’nın ‘eğitimin amacı’ ile ilgili istikametli sözlerini ‘ortaçağ karanlığı’ olarak nitelendirmiş. Malum medya cehaletini yine kanıtlamış. Onların referansı hep Batı olduğu için ortaçağı skolastik bataklık olarak görüyorlar. Evet, Batı ortaçağda bataklıktı. Şimdi bilim ve teknolojide ileride olsalar da Gazze’deki katliam kanıtladı ki insani, vicdani olarak hâlâ bataklıktalar. İslâm dünyası ise ortaçağda bilim ve teknolojide zirve yapmıştır. Bu gün ise insanî, vicdanî ve adalet anlamında Batı’dan çok daha üstün konumdadır. İdeolojisinin bataklığına debelenen aşağılık kompleksliler bunu anlamadı, anlamayacak. Hulusi Akar Paşa ise aklın nuru ile nurlanmış bu vatanın öz evladıdır. İpi dışarıda olanlar onu elbette anlamayacaktır. Bizler ise Paşa’nın sözlerinin altına imzamızı atıyoruz.”

Asıl gerici onlar

Prof. Dr. Koray Köksal: “Türkiye’nin savunma sanayii, Hulusi Akar gibi hamiyeti yüksek, inançlı liderlerin önderliğinde 100’den az firmadan 3500’den fazla ileri teknoloji şirketine ulaşarak büyük bir ivme kazanmıştır. Akar’ın sözleri ve liderliği, milletimizin değerleri ve ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla harmanlanarak Türkiye’yi dünya sahnesinde güçlü bir aktör haline getirmiştir. Gerici zihniyet suçlamaları, bu başarıları ve milletin inançlı evlatlarının katkılarını görmezden gelen yüzeysel bir bakış açısının ürünüdür.

Karnındaki esrarı kustular

Doç. Dr. Ahmet Kavlak: “Laiklik adı altında yüz yıldır devam eden İslam’ı dışlama, çağ dışı sayma hastalığı ve bu hastalığa kökünden bağlı olan eğitim sistemi; açıkça milleti ahlaksızlaştırdığı halde, yüz yıl önceki ahlakımıza hiç bir şey eklemeyip sadece mevcut ahlakı tahrip ettiği halde, laiklikle elde edilen hiç bir ahlak tarihçe mevcut olmadığı halde, bin yıldır ahlakımızı yücelten İslam’ı ve İslam’dan ders alan ahlakı savunan insanlara, tüm Müslümanlara içinde bulundukları ortaçağ yaftasını yapıştırarak suçlama alışkanlığı Hulusi Akar’a cephe alan batının kaselisi medyada yine ortaya çıkmış, yine kendini deşifre etmiş, var olmasının gereğini yerine getirmekte tereddüt etmemiş, karnındaki esrarı kusmuştur.”

Din ve bilim çelizmez

Doç. Dr. Kasım Takım: “Din, bilime kuvvet verir. Bilim, dinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olur. İslam dini insanın laboratuardaki çalışmasını ibadet olarak nitelendirir. Çünkü en büyük ibadet Marifetullahtır. Bunun en kolay yolu biyoloji bilimiyle uğraşmaktır. Zira bütün biyolojik varlıklar Allah’ın bir sanatıdır. İnsan bu varlıkları tanıdıkça Allah’ın sanattaki derinliğini daha iyi kavrar. Böylece ona olan muhabbeti ziyadeleşir. Nitekim son yüzyılın en önemli Bilim insanlarından ve 2020 yılı Nobel ödülüne layık görülen, insan genom projesinin koordinatörü Francis Collin’s; ‘Allah’ın varlığına dair gerçekçi bir temel var. Ve bilimsel gelişmeler insanı Allah’a daha da yakınlaştırıyor. Laboratuvarda çalışırken Allah’ın varlığını hissettim. Kesinlikle bizden daha büyük bir güç var ve ben O’na inanıyorum. DNA’nın şifresini çözmek beni Allah’a biraz daha yaklaştırdı’ demiştir.”