İşte Av, Ömer Faruk Uysal'ın kaleme aldığı 'Masum Bir Çocuk Cenazesi Üzerinden Leş Siyasetler!' başlıklı o yazı;

 İnsanlar sanırlar ki, bir hükümet döneminde vuku bulan bütün olumsuzluklardan  hükümet sorumludur. Veya tüm müspet gelişmeler hükumetin eseridir! Halbuki hiçbir iktidar kadir-i mutlak değildir ki herşeyi kontrol etsin,  herşeye güç yetirsin. Herşeyi ama, herşeyi başarsın.

       Bir sosyoloji, tarihten gelen müspet-menfi birikimler, alışkanlık ve gelenekler,  sosyal ve siyasal statüko, jeostrateji, kaynaklar, iklim ve yağış gibi pek çok faktör tamamen kontrol dışı olabilirler. Hangi rejim, hangi hükümet olsa durum aşağı yukarı öyle olacaktır.

       Diyarbakırlı maktül Narin kızımızın kaybolup bulunması sürecinde öyle, iddialar, öyle suçlamalar, öyle yakıştırmalar yapıldı ki, herkesi üzen veya herkesi üzmesi gereken bu elim hadise, sanki bir yönetim, siyasa,  sorunudur! Mesela Kemalist veya Apoist bir hükümet zamanında asla olmayacak bir şey, dindar bir hükümet zamanında olmuştur. Sanki Kemalizm, tüm anayasal ve yasal sistemin, fiili durumun, geleneksel statükonun, ana okulundan üniversiteye kadar bütün endoktrinasyonun, beyin yıkamanın, hakimi değilmiş gibi! Veya Atatürk öldükten sonra ülkesini yönetmeye devam etmiyormuş gibi!

       Yok efendim, Narin bir Kürt çocuğu olduğu için devlet bulmak ve kurtarmak istemiyormuş. Yok, Narin yaz Kuran kursuna gidiyormuşda, Kuran kursları derhal kapatılmalıymış. Sanki, Narin Kuran kursunda kaybolmuş veya öldürülmüş gibi. Sanki henüz açılan, ilkokuldan dönerken asla böyle olamazmış gibi. Okul dönüşü olsa tüm okulları kapatacak mısınız? Olay aile içinde gerçekleşmiş, aileleri mi kapatacak veya dağıtacaksınız.

           Bazıları ne alakası varsa, tarikat, cemaat ve benzeri dernek ve vakıflar da kapatılsın dediler. Sanki tarikat ve cemaatler belirli mevzuat çerçevesinde açılıp, faaliyet yürütmekteler. Veya cinayet, tarikatlarda bir rutinmiş gibi. Halbuki İslam adalet, merhamet ve şefkati esas alır. Derviş Yunus; "Dövene elsiz gerek,  sövene dilsiz gerek, derviş gönülsüz gerek,  sen derviş olamazsın!" diyor. Eline, beline, diline, sahip olmak, İslam tasavvufunun esasıdır.

 

           Veya Narinin cesedini dereye ben gömdüm diye  ifade veren şahıs, güya, eve döndüm ve namaz kıldım demiş. Gömdükten sonrasının,

 

hukuken veya fiilen bir önemi varmış gibi. Tabii burada Hüdapar, hatta Hizbullah örgütü hemen deşifre olmuş oluyor! Çünkü, namaz kılmış ya, başka bir delile ihtiyaç var mı? Eğer doğruysa DEM ve CHP'liler için ne güzel bir haber! Bulunmaz bir fırsat!

           Hukukun en temel ilkesi hoyratça çiğneniyor. Suçun bireyselliği yerine, gömen, gömdükten sonra namaz kılmışsa, tüm dindarlar,  tüm Hüdaparlıları suçlayabiliriz, oh oh, fırsatçılığı ve alçaklığı!

            Adalet ve Aileden sorumlu bakanlar hesap vermeliymiş. Hükümet aile aile dedikçe çocuklar ölüyorlarmış. Çocuklar ailelerin ve devletin insafına ve vicdanına bırakılamazlarmış! Aile aile denmesinde, serbest, ahlaksız, hayvani, çiftleşmeler mi alkışlansın? Siz bunu zaten yapmaktasınız. Size karışan da yok!

            Narin yavrumuz aile anlayışı değil de aileye ihanet anlayışı sebebiyle hunharca katledilmedi mi? Aileden, nikahtan, meşru ilişkiden nefret edenler siz değil misiniz? Siz tarih dışı kalmış, Marksist-Leninist teori ve  uygulamalardaki gibi, çocuklara el koyup, çocuk çiftliklerinde mi mankurtlaştıracaksınız? Çocuklara, sevgiyi, şefkati, özeni, Stalinist devlet ajanlarınız mı verecek? Ahlakı, vicdanı, kurumuş ölü seviciler! Sizin gibi, totaliter Hitler döneminde de, çocuklara el konduğunu da biliyor olmalısınız. Avrupa ve Almanyada bu sakatlılklar yeniden hortluyor. Çünkü aile çözülüyor. Müslüman Türk çocuklarına el koyup sapık eşcinsellere teslim  ediyorlar. Yetimhaneler de pek özendiğiniz bir yer olmalı. Ailesiz, sadakatsiz, akrabasız, veled-i zina, çocuklardan oluşan bir toplum istiyorsunuz. Bunu da ifade ediyorsunuz.

             Ölen, öldüren, gömen, göz yuman, susanların, hepsi Kürd. Türk veya başka bir etnisite de olabilirdi. Etnik milliyetçi, laisist, faşizan,  politikalarınıza burdan ekmek çıkmaz. Öyleyse aile kurumuna, dine, imana, saldıralım'a döndünüz.

             Narinciğe hiç merhametiniz ve eleminiz yok. Politik bir istismar konusu çıktı diye ellerinizi ovuşturup, akbabalık yapan, ölü sevicilersiniz.

Vicdanları yaralayan bu müessif olayın, etnisite, din, laiklik, ideoloji, bilim, eğitim ve politika ile de hiçbir ilgisi yok. Bir ilgi kurulacaksa, din ve ahlak dışı seküler, nefsani teşviklerinizle ilgisi var!

              Dini, imanı, aile sadakatini ve İslam ahlakını ağır bir şekilde ihlal eden bir şeytana uyma ve cinayette, şeytanla işbirliği içindesiniz.

              Her ölümü, felaketi, afeti, cinayeti, kazayı, mal bulmuş mağribi gibi

 

sevinçle karşılıyor ve tepe tepe, leş siyasetinize alet ediyorsunuz. Türkiyenin başına gelen felaketlerde  saadet devşirmek istiyorsunuz!Asrın felaketi Kahramanmaraş depreminde de aynını yaptınız. Depremzedelere üzülmediniz de, hükümet bunun altından kalkamaz diye pek sevindiniz. Seçim sonuçlarından tatmin olmayınca da, size herşey müstehak, yardımlarımız zehir zıkkım olsun deyiverdiniz. Can Ataklı'nın büyük deprem, sel, yangın, kıtlık, kaos duasına (temennisine) hep birlikte amen! diyen akbabalarsınız.

                Çocuk ölümlerinde duyar kasan duyarsızlar; DEM ve PKKnın dağa kaldırdıkları onbinlerce çocuk için hiçbir üzüntünüz yok. O küçük kız çocuklarının başına dağlarda, mağaralarda neler geliyor? Kaçtane kız, hamile kaldığı veya ajan iftirasıyla dağlarda belirsiz çukurlara gömüldüler? Diyarbakır annelerine en ufak bir teselliniz, merhametiniz yok. Hepsi gariban Kürtler. Sizin evlatlarınız Avrupa'da fink atsın, gariban Kürt çocukları dağlarda kıvranarak ölsün öyle mi?

                 Bir hükümet, amca ve annenin zinasını ve bunu gören Narinin korunması husunda nasıl bir tedbir alabilir? Kur'anın büyük günah ve ölüm cezasıyla müeyyidelendirdiği zina yapılmış, DEM'liler ve CHP'liler, Kur'an kursları kapatılsın diyor! Utanmaz mısınız?

                   Menhus denkleminiz şu; Müminler, Müslümanlar, hiç ahlaklı değil, ama kafirler, putperestler pek ahlaklı! Halbuki nikahsız, serbest, sadakatsiz, ilişkileri(zinayı) ve ensest ile pedofiliye varan lgbt'yi savunanlarsınız! Hangi ahlaktan, ilkelerden bahsedebilirsiniz?

                    Bir de İstanbulda lüks içinde yaşayan sanatçı bozuntuları; efendim Narinin tabutuna neden duvak konmuşta, önlük veya oyuncak konulmamış? Siz kimsiniz? Size ne? Doğuyu, Kürdü, geleneklerini siz mi belirleyeceksiniz? Üç bin kilometre uzaktan! Narin yakında yapılacak amcasının düğünü için bir gelinlik elbise istermiş.  Evlenmeden ölen kızlar için de bu bir gelenekmiş! Haftada bir sevgili değiştiren, doğmuş çocukların babalarını DNA testiyle ancak tespit edenlersiniz! Duvaktan, nikahtan nedir bu nefretiniz? Herkes sizin gibi yol geçen hanı mı olsun?