AKİT MENÜ

Gündem

Yazılımcı-Siber Güvenlik Uzmanları uyardı! Çare milli teknoloji

İsrail, 7 ekimde Gazze’de başladığı sistematik soykırımına hız kesmeden devam ederken savaşı uzatmak için sınır ülkelerine saldırmaya devam ediyor. İsrail şimdi de Hizbullah üyelerinin iletişim için kullandıkları çağrı cihazlarını gönderdiği sinyallerle aynı anda patlattı. Gazetemize konuşan siber güvenlik araştırmacısı Ömer Faruk Uçar, içimizdeki emperyalist uzantılarının, olası iktidarlarında yerli ve milli teknolojiye el koyacaklarını söylerken, son 20 yılda geliştirdiğimiz teknolojilerin ne kadar hayati olduğunu vurguladı.

Sebahattin Ayan  İstanbul

İsrail, 7 ekimde Gazze’de başladığı sistematik soykırımına hız kesmeden devam ederken savaşı uzatmak için sınır ülkelerine de saldırmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde savaş uçaklarıyla Lübnan sınırına saldırılar düzenleyen İsrail son olarak Hizbullah üyelerinin iletişim için kullandıkları çağrı cihazlarını gönderdiği sinyallerle aynı anda patlattı.

Lübnan resmi ajansı NNA ve Lübnan Sağlık Bakanlığı, saldırıda 12 kişinin öldüğünü, 200'ü ağır 2 bin 800 kişinin yaralandığını açıklarken ölenler arasında bir Hizbullah milletvekilinin oğlunun olduğu, İran'ın Lübnan Büyükelçisi Mucteba Amani’nin de yaralandığını açıkladı. Katil İsrail’in Lübnan’da yaptığı ufak bir hackleme ile onlarca kişinin ölmesi, yüzlerce kişinin yoğun bakımda can çekişmesi milli teknolojiyi ve siber vatanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Gazetemize konuşan siber güvenlik araştırmacısı Ömer Faruk Uçar, içimizdeki emperyalist uzantılarının, olası iktidarlarında yerli ve milli teknolojiye el koyacaklarını söylerken son 20 yılda geliştirdiğimiz teknolojilerin ne kadar hayati olduğunu vurguladı.

Teknoloji ölümcül amaçla kullanılabilir

Uçar, “Son yıllarda teknolojik gelişmeler, hayatımızı kolaylaştırdığı kadar yeni güvenlik tehditlerini de beraberinde getiriyor. Bunlardan biri, telefonların elektromanyetik dalgalarla patlatılarak suikast aracı olarak kullanılabilmesi. Özellikle Lübnan ve Orta Doğu'da yaşanan bazı olaylar, bu yeni nesil suikast yöntemlerinin gerçek bir tehdit olduğunu gösteriyor. Hepimizin cebinde taşıdığı telefonlar, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Ancak bu cihazlar, istihbarat birimlerinin hedef aldığı yeni bir silaha dönüşüyor. Telefonların içinde bulunan lityum piller, yüksek enerji kapasiteleri nedeniyle büyük bir patlama riski taşıyor. Bu riski fırsata çeviren istihbarat servisleri, elektromanyetik dalgalarla uzaktan müdahale ederek, pilleri patlayıcıya dönüştürebiliyor. Bu yöntem, geçmişte Lübnan ve Gazze gibi bölgelerde birçok suikastta kullanılmıştır. Elektromanyetik dalgalarla yapılan suikastların en bilinen örneklerinden biri, 1993 yılında Gazze’de İsrail tarafından gerçekleştirilen bir operasyonda Filistinli direniş lideri İmad Akel’in ölümüyle yaşandı. Akel, telefonunu açtığı anda gerçekleşen patlama sonucu hayatını kaybetti. Akel’in ölümünden sonra, Suudi Arabistan’dan Suriye’ye kadar pek çok ülkede benzer suikastlar gerçekleştirildi. Telefonların elektromanyetik dalgalarla patlatılması, istihbarat servislerinin elindeki gizli silah haline geldi. İsrail ile iş birliği yapan bir teknoloji şirketinin sağladığı pager cihazı, elektromanyetik dalgalarla patlatılarak hedef kişinin ölümüne yol açtı. Bu olay, teknoloji şirketlerinin güvenlik açısından ne kadar kritik bir rol oynayabileceğini gösteriyor” dedi.

Telefonların zayıf noktası: Lityum piller

Lityum pillerin içindeki bileşenlerin patlamaya hazır birer bomba olabileceğini belirten Uçar, şöyle devam etti: “Modern telefonlar, enerji verimliliği ve uzun kullanım ömrü için lityum-iyon pillerle donatılmıştır. Ancak bu piller, aşırı ısınma veya kısa devre gibi durumlarda patlama riski taşır. Pillerin içinde bulunan kimyasal bileşenler, kontrolsüz bir şekilde tepki verdiğinde büyük bir enerji açığa çıkar. Elektromanyetik saldırılar, bu zayıflığı kullanarak telefonları uzaktan patlatabiliyor. Yüksek frekanslı elektromanyetik dalgalar, telefonun devrelerine nüfuz ederek kısa devreye neden olabilir. Kısa devre, pilin kontrolsüz bir şekilde enerji boşalmasına yol açar ve patlamaya neden olur. Ayrıca elektromanyetik dalgalar, telefonun içindeki bileşenlerin aşırı ısınmasına neden olarak patlama riskini daha da artırır. Bu yeni nesil suikast yöntemi, telefonların sinyal alıcıları veya kablosuz bağlantıları aracılığıyla uzaktan gerçekleştiriliyor. Ayrıca, telefonun yazılımına uzaktan müdahale edilerek, batarya yönetim sistemine fazla enerji yüklemesi yapılabilir. Elektromanyetik dalgalarla telefonları patlatarak gerçekleştirilen suikastlar, gelecekte karşılaşabileceğimiz yeni tehditlerin habercisi.”

Yerli ve milli teknoloji şart

Lübnan’da İsrail’in gerçekleştirdiği saldırı ve daha önceki yıllarda yapılan suaikastların yerli ve milli teknolojinin ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Uçar, “Irak ve Suriye gibi operasyon sahalarında görev yapan askerlerimizin telefonlarının gece görüş kameralarında kolayca tespit edilebildiği ve sahadaki yerlerini açığa çıkarabildiği biliniyor. Yerli ve milli teknolojiler, bu tür saldırılara karşı en büyük savunmamızdır. Yerli teknoloji sadece bağımsızlığı artırmakla kalmaz, aynı zamanda milli güvenliğimiz açısından da hayati bir rol oynar. Gelecekte karşılaşabileceğimiz bu tür tehditlere karşı tek çare milli teknolojidir” dedi.

Yorumlara Git

Hatice Kolçak: Bu yol rekor getirecek

Amerika’dan yine boş beleş açıklamalar! İş çözmeye değil, gezmeye gitmişler

Katil İsrail’den Lübnan'a hava saldırısı

Alman otomotiv devi iflas etti! Otomobil markaları için parça üretiyordu

İçişleri Bakanı Yerlikaya açıkladı! 825 terörist etkisiz hale getirildi