“Türkiye Cumhuriyeti, halkın iradesinin tecelli ettiği Meclis eliyle yeni anayasa yapmaya muktedirdir” dedi. Hukuk literatüründeki asli kurucu iktidar ile tali kurucu iktidar ayrımına dikkat çekti. Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Meclis’in anayasa yapma yetkisi ile Anayasa Mahkemesi’nin yeni anayasa yapım sürecindeki rolünü kaleme aldığı makalede mercek altına aldı.

“Savaşlar, darbeler, ülkelerin zora dayalı parçalanması sürecinde ortaya çıkan hukuk boşluğunda gücü ele geçiren odakların yaptıkları anayasaları meşru ve dokunulmaz görmek sorunların özüdür. Asli kurucu iktidar görüşüne dayanılarak TBMM’nin yeni anayasa yapma yetkisi olmadığını savunanlar görülüyor. Bu yaklaşım demokrasi ve halk karşıtı bir konuma sürüklenmek demektir. Bu görüşte ısrar etmek kaçınılmaz olarak şiddeti ve kaosu meşrulaştırma noktasına savrulmaya sebep olur.”

Mehmet Uçum, temsili kurucu irade olarak adlandırılan seçimle kurulmuş Meclis’in, halk onayına sunulmak şartıyla yeni anayasa yapma yetkisinin olduğunu savundu. 2012’deki Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun anayasanın kanunlaşması yönteminde 1982 Anayasasını referans almadığını hatırlattı Uçum. “Böyle bir karar halk adına temsili bir kuruculuk yetkisinin kullanıldığının ilanıdır” dedi.

Meclis’in yeni anayasa yapım sürecinde Anayasa Mahkemesi denetimine tabi olmayacağının da altını çizdi.

“Meclis’in yeni anayasaya ilişkin yapacağı faaliyetler mevcut anayasayla kurulmuş iktidar faaliyeti olmadığı için mevcut anayasanın bir organı olan anayasa yargısının da denetimi dışındadır. Yeni anayasa yapım sürecindeki hiçbir karar ve işlem hiçbir şekilde Anayasa Mahkemesi denetimine tabi olamaz.”

Uçum, “Meclis’in yeni anayasa yaparsa AYM’nin yeni anayasayı bırakın şeklen esastan bile denetleme yetkisi doğar” şeklindeki görüşlerin abesle iştigal olduğunu savundu.