AKİT MENÜ

Medya

Eğitimde TÜSİAD’a büyük tokat! Milli müfredat düşmanlarını rahatsız etti

Akşam gazetesi yazarı Cevdet Erdöl, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin Türkiye’nin eğitim sisteminde köklü bir değişim getirdiğini belirtti. Yeni müfredatın milli ve manevi değerlere önem verdiğini ifade eden Erdöl, TÜSİAD’ın bu müfredata yönelik eleştirilerini yersiz bulduğunu söyledi. Türkiye’nin eğitim sisteminde yıllardır Batı’dan ithal edilen içeriklerin kullanıldığını vurgulayan yazar, yeni modelin bu durumu değiştireceğini belirtti. Cevdet Erdöl, şunları kaydetti:

2024-09-23 10:55:15

Akşam gazetesi yazarı Cevdet Erdöl, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin Türkiye’nin eğitim sisteminde köklü bir değişim getirdiğini belirtti. Yeni müfredatın milli ve manevi değerlere önem verdiğini ifade eden Erdöl, TÜSİAD’ın bu müfredata yönelik eleştirilerini yersiz bulduğunu söyledi. Türkiye’nin eğitim sisteminde yıllardır Batı’dan ithal edilen içeriklerin kullanıldığını vurgulayan yazar, yeni modelin bu durumu değiştireceğini belirtti. Cevdet Erdöl, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin eğitim sisteminde gerçekleşen her köklü değişim, yalnızca gençlerimizin geleceği için değil, ülkemizin milli ve manevi değerleri açısından da büyük bir öneme sahiptir.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 22 yıllık iktidar döneminde, Türkiye pek çok alanda olduğu gibi eğitimde de ciddi adımlar atmış, toplumun beklentilerini ve ihtiyaçlarını karşılayan önemli reformlara imza atmıştır. Bu bağlamda, Milli Eğitim Bakanımız Sayın Prof. Dr. Yusuf Tekin'in onayıyla yürürlüğe giren "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" ise, eğitimde uzun zamandır özlemini duyduğumuz kapsamlı bir değişimin yansımasıdır.

Yeni müfredatın en önemli özelliği hem milli hem de manevi değerlerimizi merkeze almasıdır. Bu müfredat ile çocuklarımız, yalnızca akademik bilgilerle donatılmıyor, aynı zamanda tarihimizden aldığı derslerle, kendi kültürel kodlarına sahip çıkan, vatan sevgisiyle yoğrulmuş bireyler olarak yetiştiriliyor. "Çanakkale'den Gazze'ye Bağımsızlık Ruhu ve Vatan Sevgisi" temasıyla başlayan yeni eğitim-öğretim yılı, bu doğrultuda çocuklarımızın hem tarih bilinci kazanmasını hem de milli bir şuurla geleceğe hazırlanmalarını sağlamaktadır. Çanakkale ruhu, bu milletin bağımsızlığa olan inancını ve fedakârlıklarını simgelerken, Gazze gibi mazlum coğrafyalar da evrensel adalet ve kardeşlik bilincinin bir sembolüdür. Bu değerlerin eğitim sistemimizin temeline işlenmesi, gençlerimizin küresel arenada rekabet eden bireyler olmalarının yanı sıra, kendi medeniyet değerlerine sadık kalmalarını da sağlayacaktır.

"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adlı yeni müfredat, 3 bin 234 sayfalık kapsamlı bir çalışmanın ürünü. Bu devasa çalışma, eğitim-öğretim süreçlerini kapsayan 27 metinle şekillenmiş durumda. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in belirttiği üzere, bu yeni model, sadece günümüzün ihtiyaçlarına yanıt vermekle kalmıyor, aynı zamanda geleceğin Türkiye'sini inşa edecek güçlü nesiller yetiştirme hedefini de taşıyor. Örneğin, okul öncesi eğitim programı 354 sayfa ile en geniş kapsamlı metin olarak dikkat çekiyor. Bu durum, geleceğin Türkiye'sini inşa ederken çocukların en erken yaşlardan itibaren doğru bir yönlendirmeyle yetiştirileceğinin göstergesi olarak görülmektedir. Müfredatın en dikkat çekici yönlerinden biri ise, milli ve manevi değerlerimizin merkeze alınmasıdır. Türkiye'nin eğitim sistemi, uzun yıllar boyunca "Batı"dan ithal edilen müfredatla şekillendi ve bu süreçte kimi zaman kendi değerlerimizden maalesef uzaklaştık. Ancak "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" ile, artık gençlerimiz kendi kültürüne, tarihine ve değerlerine daha fazla sahip çıkarak yetişeceklerdir. Bu, ülkemizin gelecekteki bireylerimin, dolayısıyla liderlerinin yalnızca teknik bilgi ve beceri açısından değil, aynı zamanda ahlaki ve manevi açıdan da donanımlı bireyler olmasını sağlayacaktır.

Elbette böylesine kapsamlı ve yerli bir müfredat değişikliği, malum "istemezükçü" bazı çevreler tarafından eleştirilecektir. Nitekim eleştirilmektedir! Özellikle Batı'nın ülkemizdeki uzantısı olan TÜSİAD gibi kuruluşlar, bu müfredatın Cumhuriyet değerlerine uygun olmadığını savunuyor. Ancak, milli bir eğitim reformuna karşı bu denli hızlı bir tepki verilmesi, aslında müfredatın ne kadar doğru bir adım olduğunu da gösteriyor. Türkiye'nin beka meselesi haline gelen eğitimde köklü değişiklikler yapılması gerekliliğini yıllardır dile getiriyoruz. Ve nihayet bu adım atıldı. Bu adımın, Batı'ya göbekten bağlı olduğunu her fırsatta kanıtlayan TÜSİAD tarafından eleştirilmesi, aslında bu müfredatın ne kadar isabetli olduğunu ortaya koyan en büyük göstergedir.

Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin'in TÜSİAD ile yaptığı görüşme sonrası konuşması, yeni eğitim müfredatına yönelik eleştirileri anlamak ve analiz etmek isteyenler için adeta ders niteliğindedir. Tekin, bu eleştirileri dile getirenlere doğrudan yönelttiği sorularla, aslında neyin karşısında olduklarını sorgulamış ve önemli bir farkındalık yaratmıştır. Bu sorular, milli eğitim sistemimizin temel taşlarını oluşturacak olan yeni müfredatın ne denli isabetli olduğunu da gözler önüne seriyor. Tekrar vurgulamak gerekirse, Bakan Tekin'in şu soruları büyük bir anlam taşıyor: Tam olarak neye karşısınız anlamak istiyoruz. Öğrencilerimizin milli manevi değerlerimizi özümseyen bireyler olmalarına mı karşısınız? Tarihimizin, Osmanlı'nın kuruluşundan Cumhuriyet'e, Kurtuluş Savaşı'ndan Atatürk'ün hayatına kadar kronolojik sıra ile bir bütün halinde anlatılmasına mı karşısınız? Milli iradenin gasp edilmesine ve demokrasimizin gerilemesine neden olan darbe süreçlerinin öğrencilere aktarılmasına mı itiraz ediyorsunuz? Mavi vatan, Gök vatan gibi kavramların coğrafya derslerine eklenmesine mi rahatsızlık duyuyorsunuz? Ülkemizin savunma sanayi alanında kat ettiği mesafelerin vurgulanmasına mı karşısınız? Bu sorular, sadece eleştirilere bir yanıt olmanın ötesinde, aslında yeni müfredatın ana hedeflerini de özetlemektedir. Öğrencilerimize tarih bilinci kazandırmak, milli iradeye sahip çıkmayı öğretmek ve Türkiye'nin savunma sanayi gibi stratejik alanlarda kat ettiği başarıları takdir etmeyi sağlamak, elbette ki eğitim sistemimizin öncelikleri arasında yer almalıdır. Bu değerler, bir milletin kendi varlığına sahip çıkmasının en önemli unsurlarıdır. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bu sorularıyla eleştirileri yapanların aslında neyin karşısında durduklarını açıkça ortaya koymuştur. Eğitimde milli ve manevi değerlerimizin korunması, tarihimizin bütüncül bir bakış açısıyla anlatılması, darbe süreçlerinin öğrencilere doğru bir şekilde aktarılması, gençlerimize savunma sanayimizdeki başarılarımızı öğretmek, bir ülkenin bağımsızlık ve gelişme yolunda attığı en önemli adımlardan biridir. Tekin'in bu sorularıyla, eleştirilerin ne kadar yüzeysel ve temelsiz olduğunu bir kez daha görüyoruz.

Milli değerlerimize ve bağımsızlık ruhumuza bağlı bir nesil yetiştirmek, Türkiye'nin geleceğine yapılacak en büyük yatırım olacaktır. Bu müfredat değişikliğine karşı çıkanların ise, gerçekten neyin karşısında durduklarını bir kez daha düşünmeleri gerekir. Türkiye'nin güçlü, bağımsız ve kendi tarihine sahip çıkan bir eğitim sistemiyle geleceğe yürüdüğü bu süreçte, milli değerlerimize sahip çıkmaya devam edeceğiz."










 

 

 

 
 
 
Yorumlara Git

İşgal başladı: Hava taarruz birlikleri sınırı geçti!

Tarih belli oldu! Para kuleleri davasında sıcak gelişme

Çirkin iftiraya cevap gecikmedi! Daha ne kadar yerin dibine batacaksın Fatih Altaylı

S-400'e filan gerek kalmayacak! Türkiye füzenin kralını yaptı: Toplam 34 ülkeyi menziline alacak

Günlerdir merak ediliyordu: Narin soruşturmasında ısırık raporu sonuçlandı!