Sebahattin Ayan  İstanbul

Geçtiğimiz yıl, Yunan mitolojisinin şarap ve bağlardan da sorumlu “ayyaş” tanrısı(!) Dionysos’u anmak için belediye bütçesinden “Dionysos Şenlikleri” düzenleyen CHP’li Seferihisar Belediyesi benzeri görülmemiş bir rezalete imza attı. İçinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan belediye bütçesiyle, sürekli sarhoş ve anadan üryan gezdiği için “edepsiz” lakabı takılan Yunanlıların uyduruk tanrısı için festival düzenleyen belediye, iştirak şirketlerinin SGK borcu nedeniyle camiler ile eğitim yuvalarını satışa çıkardı. İsmail Yetişkin başkanlığındaki belediyenin, SGK borçlarını ödemek için takas, mahsup veya kat karşılığı kullanmak istediği taşınmazlar arasında 800 yıllık Ulamış Camii, medresesi ve arsası ile Payamlı Camii ve arsası, Turabiye Mahallesi’ndeki okul binası, Hıdırlık Mahallesi’nde Halk Eğitimi Merkezi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak kullanılan binanın da olduğu 37 taşınmaz bulunuyor. Belediye iştiraki Seferihisar Jeotermal A.Ş’nin SGK’ya olan prim borçlarının belediyeye ait taşınmazlarla ödenmesine yönelik skandal karar, Belediye Meclisinin 6 Ağustos’taki oturumunda alınmıştı.

“Ahır” zihniyeti devam ediyor

Skandala tepki gösteren AK Parti Seferihisar İlçe Başkanı Serdar Kısaağa, şunları dile getirdi: “SGK’ya 584 milyon lira civarında bir borç söz konusu. Muhtemelen bu da jeotermal şirketi üzerinden yapılan alımlardan. 37 gayrimenkulün satışı, devri, takası konusunda bir karar almışlar. En üzen konu da içerisinde 2 tane cami oluşu. 1930-40’lı yıllarda tek partili dönemde yaşandı bunlar. Hatta Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifadesiyle ahıra çevrilmesi, satılması konusu gündeme gelmişti. Maalesef aynı zihniyetin şu an devam ettiğini görüyoruz. Camiler onlar için sadece bir gayrimenkulden ya da taşınmazdan ibaret. Üzerinde okul mu var cami mi var umurlarında bile değil. Bunlar sadece bir arsa bir bina olarak bakıyorlar çünkü uğradıkları yerler değil. Seferihisar’da gereğinden fazla konser festival israfı var. Normalin 2 katı üzerinde insan çalıştırıyorlar. Maaş yetiremiyorlar. Ama gelin bakın her taraf çöp, çukur ve çamur. Bu sadece belediyenin bir iştirakinin borcu. 584 milyonun yarıya yakını fazladan verilen paradır. Tunç Soyer de 15 yıl önce göreve gelmişti. 10 yıl onun enkazı söz konusu. Satmadık yer bırakmadılar.”

Cami satmak genlerinde var

Tarihçi Yazar Murat Özer de, şunları söyledi: “CHP, 1926-1946 arasında Demokrat Partinin ilk seçimlere girdiği tarihe kadar Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı kurulduğunda bütün vakıf mülklerinin tamamına kervansaraylar, hamamlar, camiler, medreseler ne kadar vakıf malı varsa hepsini müsadere etti el koydu. 5 bin tarihi yapıyı sattılar. Anadolu’da bu tür binaların bakkal, meyhane, kumarhane ve halkevi binası olarak kullanıldığını görüyoruz. CHP kendi parti binası olarak kullandı. Şimdi böyle bir zihniyetten geliyor zaten. Yıktıkları ayrı. Bu yapıların tamamını yerle bir ettiler. Bazıları gazinoya dönüştürüldü. Bu acı bir gerçeğimiz. CHP’nin gözünde hiçbir dini eserimizin hiçbir kıymeti yok bir mal. Bir apartman dairesi neyse basit bir ahır neyse onların gözünde de camilerimiz, kervansaraylarımız böyle bir değerdeydi. Onun için büyük bir yıkım gerçekleşti haraç mezat satıldı. Anadolu’nun büyük tarihi yapılarının bile CHP’nin kodamanlarına zengin etmek maksadıyla sattılar. Aynı zihniyet değişmiyor. SGK’ya borcunu zamanında ödeyeceksin. Sen bir kamu kuruluşusun kendi işçinin, emekçinin hakkını nasıl ödemezsin!”

Ahlâksız şenliği ihya ettiler

Geçtiğimiz yıllarda antik Yunan’ın ahlaksız tanrısı Dionysos için şenlikler düzenlediğini de belirten Özer, şöyle devam etti: “Kendi ecdadımızın tarihine olan kültürlerden nefret eder ama eşcinsellik ve şarap tanrısı adına festival düzenlerler. Dionysos festivali dedikleri Yunan tanrılarının içerisinde Roma gibi paganist bir imparatorluğun bile ahlaksız bularak yasaklattığı festivaldir. İbneliğin, ahlaksızlığın normal sayıldığı Roma imparatorluğu bile bu kadar iğrençliğe tahammül edemedi. Bunu 2 bin yıl sonra ihya eden CHP oldu. Roma’nın bile aklına gelmeyecek festivali ancak CHP ihya eder. Cami satmış çok görmüyorum. Bizim tarihi eserlerimizin onların gözünde hiçbir kıymeti harbiyesi yok.”