Gündem
Tanklarla başaramayınca ekranlara sıçradılar! Kızılcık Şerbeti dizisinde FETÖ izleri
15 Temmuz’da milletten dersini alan FETÖ, sahiplerine hala hizmet edebileceğini göstermeye çalışıyor. Son olarak Show TV’de yayınlanan “Kızılcık Şerbeti” adlı dizinin son bölümünde, bir papaza söyletilen sözler, FETÖ’nün Vatikan ile birlikte yürüttüğü “Dinler arası diyalog” projesinin yeniden ayağa kaldırılmaya çalışıldığı gösterildi.
This browser does not support the video element.
15 Temmuz’da milletten dersini alan FETÖ, sahiplerine hala hizmet edebileceğini göstermeye çalışıyor. Son olarak Show TV’de yayınlanan “Kızılcık Şerbeti” adlı dizinin son bölümünde, bir papaza söyletilen sözler, FETÖ’nün Vatikan ile birlikte yürüttüğü “Dinler arası diyalog” projesinin yeniden ayağa kaldırılmaya çalışıldığını gözler önüne serdi.
Uzun yıllar boyunca sinsice devletin kurumlarına yuvalanıp büyüyen, siyonist sahiplerinin talimatıyla 15 Temmuz 2016’da darbeyle Türkiye’nin yönetimini ele geçirmeye kalkan Pensilvanya merkezli FETÖ ihanet ve terör örgütü, darbe sonrası yapılan operasyonlarla büyük ölçüde sızdığı kurumlardan temizlendi. Ancak FETÖ artıkları buldukları her fırsatta Türkiye’yi karalamaya ve Türkiye düşmanlarının hedefleri doğrultusunda çalışmaya devam ediyor.
Zaman zaman sinema filmlerinde, dizilerde kafa çıkaran FETÖ, sahiplerine hala hizmet edebileceğini göstermeye çalışıyor. Son olarak “Kızılcık Şerbeti” adlı dizinin son bölümünde, bir papaza söyletilen sözler, FETÖ’nün Vatikan ile birlikte yürüttüğü “Dinler arası diyalog” projesinin yeniden ayağa kaldırılmaya çalışıldığını gözler önüne serdi.
FETÖ’nün bir televizyon dizisine nüfuz ederek alçak propagandasını sürdürmesi, vatandaşlar arasında tepkiye neden olurken, sosyal medyada da milyonlarca paylaşım ve eleştiriyi beraberinde getirdi. Sosyal medyada bir anda yayılan FETÖ karşıtı paylaşımlarda, RTÜK’ün bu tür alçak girişimlere karşı tedbir alması çağrıları yapıldı.
Konuya ilişkin en fazla etkileşim alan paylaşımın yapıldığı sosyal medya hesaplarından “Abese İrca”da, tepki çeken görüntülerin yer aldığı dizinin yapımcı ve yönetmenlerinin FETÖ bağlantıları ayrıntılarıyla masaya yatırıldı. Milyonlarca etkileşim alan paylaşımda şu bilgilere yer verildi:
TANKLAR BAŞARAMAYINCA DİZİLERİ DEVREYE SOKTULAR!
1-) Show TV'nin dizisindeki kilise sahnesini hayretler içinde izledim. Ekrandan izleyicinin üzerine resmen, Fetullah Gülen'in uğruna ülkeyi yakmayı göze aldığı dinler arası diyalog söylemleri boşaltılıyor. Öncelikle bu dizi projesinin hangi amaçla ve kimler tarafından yürütüldüğünü hatırlamakta fayda var. Dizinin yapımcısı Faruk Turgut. Gold Yapım'ın sahibi Turgut'un diğer projesinin adı da "Kızıl Goncalar". Bu iki dizi de Türkiye'deki dindarları ve muhafazakar toplumu farklı yöntemlerle hedef alıyor. İşin aslı FETÖ darbe girişiminin başarısız olmasını sağlayan, FETÖ tanklarının karşısına dikilenler de bu projelerde saldırıya uğrayan dindarlardı. Tanklar başaramayınca dizileri devreye soktular. Haydi şimdi gelin birlikte Faruk Turgut'un bu "Truva atı" projelerini senaryo ve çekim teknikleri açısından inceleyelim.
DİZİNİN SENARİSTİ, FETÖ'NÜN EN BÜYÜK SİNEMA PROJESİ SELAM FİLMİNİN DE SENARİSTİ!
2-) Tabi önce Faruk Turgut'un kim olduğunu hatırlamak lazım. Kendisi FETÖ'nün Fuat Avni operasyonlarına destek veren, Emre Uslu ve Cevheri Güven gibi FETÖ'cü kanun kaçakları ile ilişki halinde olan birisi. Kızıl Goncalar isimli projesinin senaristi de, FETÖ'nün en büyük sinema projesi Selam filminin de senaristi olan Necati Şahin. Yani Faruk Turgut'un papazı, rastgele şeyler değil özellikle 2016 sonrası durdurulan Fetullah Gülen'in dinler arası diyalog söylemlerini yeniden dillendiriyor.
BAHAR FEYZAN İSMİ KRİTİK…
3-) Bahar Feyzan'ı bilirsiniz. Kendisi bu projelerin en sıkı savunucularından birisi. Konu ile ilgili yaptığı programlardan birisinde dizide anlatılan "dindarların", asıl düşman olduğunu, FETÖ'nün ise onlar kadar absürt olmadığını söylüyor. Bahar Feyzan aynı zamanda FETÖ'nün Bugün TV isimli kanalında, kilise ve Hristiyanlık övgüsü ile gündeme gelen "Görmesem Olmaz" isimli bir program yapıyordu. Bu ülkede birisi cemaatlere düşmanlık edecekse ilk düşman olması gereken FETÖ değil midir? Ama nedense bu ülkede cemaat ve tarikat düşmanlığı yapanların ortak özelliği, dinler arası diyalogcu olmaları, Atatürkçü gözükmeleri ve FETÖ ile ticari/organik bağlarının olması.
MÜSLÜMANLAR, İNSANLARIN HAYATINA MÜDAHALE EDEN GERİCİLER OLARAK GÖSTERİLİYOR
4-) Dizinin iddiası, Türkiye'deki dindar-seküler çatışmasını tarafsız bir şekilde gösterdiği. Her fırsatta bunu söylüyorlar. Şimdi şu sahneye bir göz atalım. FETÖ'nün senaristi Necati Şahin'in yazdığı sahnede, dindar profilindeki yobaz ile Kemalist esas oğlanın tartışmasını izliyoruz. Bu aslında Müslüman ile Kemalistin karşı karşıya gelme kurgusu. Müslüman karakteri, Kemalist karaktere söylem olarak ezdiriyor. Yobazın ağzından söylenen cümleler, ülkedeki her Müslümanın Kemalizme yönelik eleştirilerini barındırıyor. Yüz yıl boyunca Kemalistlerin Müslümanlara uyguladığı baskılar, hukuksuzluklar, başörtüsü yasakları, darbeler, idamlar hakkında konuşmak sanki bir yobazlık alametiymiş gibi gösteriliyor. Müslümanlar, insanların hayatına müdahale eden gericiler olarak anlatılırken, şu an ülkede yaşayan gerçek Kemalistler nerede mesela? Hani bizi iktidar değişince idam etmekle tehdit eden, sokakta kadınların kafasından başörtüsünü çekip alan, kafelerden, havuzlardan kovan, otobüste metroda Müslümanlara hakaretler savuran gerçek Kemalistler niçin yok bu dizide? Kemalist konuşmaya başlayınca arkadan giren müziğe dikkat edin, konuşmanın içeriği boş olduğu için burada müzik desteği ile duygusal etkisini arttırıyorlar. Dizinin tamamında müzikler Kemalist metinlerini güçlendirmekte kullanılıyor. Hani olayları tarafsızca anlatıyorlardı?
BÜTÜN YOBAZ, KÖTÜ NİYETLİ VE SALAK KARAKTERLER, MÜSLÜMANLARIN ARASINA YERLEŞTİRİLMİŞ!
5-) İki dizide de İyi ve kötü, Müslüman ve seküler karakterler var ancak her iki dizide de bütün yobaz, kötü niyetli ve salak karakterler, Müslümanların arasına yerleştirilmiş. Mesela Kızılcık Şerbeti dizisinin bu aşağıdaki karakteri, bir komedi dizisi salaklığında bir karikatür gibi yazılmış. Halbuki bu ağır bir drama dizisi. Bu karakterin senaryoda sekülerlerin arasındaki karşılığı olan salak karakter yok mesela. Kızıl Goncalar dizisinde "yobaz Müslüman" karakterlerin karşılığı olan "yobaz Kemalist" karakterlerin ortada olmadığı gibi. Yani her iki dizide de yobazlık ve salaklık Müslüman karakterler arasında dağıtılmış. Hatırlarsınız bu yöntemi Kurtlar Vadisi de kullanmıştı. Muro ve adamları terör örgütünü temsil ediyordu ve onlara salaklık yükleyerek bir alt metin oluşturulmuştu. Burada da aynı yönteme başvuruluyor.
FETÖ ADINA SUBLİMİNAL MESAJLAR USTACA YERLEŞTİRİLMİŞ!
6-) Her iki dizide de sinemacıların çokça başvurduğu basit propaganda teknikleri kullanılıyor. 1930'lu yıllarda Goebbels'in Hitler'i yüceltmek için ortaya koyduğu açı kullanım teknikleri vardır. Bunlar zamanla sinemaya yerleşmiş ve iyi, kötü, baskın, ezik karakterlerin anlatımında kullanılan sıradan bir yöntem haline gelmiştir. Bu yöntem üniversitelerde sinema bölümlerinde ders olarak gösterilir. Dizilerde iyi ve baskın karakterler hafifçe alt açıdan, kötü ve ezik karakterler ise üst açıdan çekilir. Bu izleyicide iyi kötü algısını tıpkı müzik gibi etkilemeye yönelik bir sinema dilidir. Sahneyi incelediğimizde Papazın asıl vermek istediği mesajın olduğu cümlelerde, bu tekniğin kullanıldığını görebiliriz. Nedir o cümleler? "Dinlerin farklılıkları insanlığın zenginliğidir, Hangi dine inanırsanız inanın önemli olan insanlığa HİZMET etmektir. İşte o zaman gerçek inancın ışığını yakmış oluruz". Her iki projede de FETÖ'cülerden hiç bahsedilmiyor, Müslüman karakterler söylem olarak eziliyor, Bütün kötü niyetli, ahlaksız, yobaz ve salak karakterler Müslümanların arasında, Kemalist ve sekülerler ise kişisel ve ruhsal bir takım problemleri olsa da Müslümanlara karşı ezici bir üstünlük kurmuş durumda. Gerçek hayatta sıradan Müslümanların kullandığı argümanlar yobazlara söyletilerek aşağılanıyor ve Kemalistlerin, sekülerlerin ve diyalogcu unsurların söylemleri ise çekim teknikleri ve müziklerle yüceltiliyor. Bu ucuz propagandayı da bize gerçek hayattaki tartışmanın tarafsız bir anlatımı olarak sunuyorlar. Herkes uyanmalı birileri ekranlardan Fetullah'ı ve örgütünü konuşturuyor.