Financial Times'a göre, uzmanlar Avrupa bankalarının ABD ve Asya devleriyle karşılaştırıldığında oldukça küçük kaldığını ve bu nedenle rekabet güçlerinin sınırlı olduğunu belirtiyor. Bu durum, Avrupa'da "şampiyon" bankaların ortaya çıkmasının gerektiği fikrini güçlendirdi.

UniCredit bu eğilimi kırmayı hedefleyerek Eylül ayında Commerzbank’taki hissesini %9’dan %21’e çıkardı. Bir satın alma olmasa da birleşmenin konuşulmaya başladığı ifade ediliyor. UniCredit Genel Müdürü Andrea Orcel, geçmişte yaptığı türev manevralarla ünlü ve bu tür hamlelerle birleşmeyi hızlandırmayı planlıyor. UniCredit, Avrupa kuralları gereği %10'dan fazla hisseye sahip olmamasına rağmen, fiilen %21'lik bir paya sahip ve bu oranı %30'a çıkarabileceği düşünülüyor.

Bu gelişmeler Almanya ve İtalya'da siyasi hoşnutsuzluk yaratıyor. Commerzbank’ın yeni CEO’su Bettina Orlop, bankanın bağımsızlığını savunduğunu belirtti. Ancak Almanya Başbakanı Olaf Scholz, bu tür bir devralmaya karşı çıkarken, Maliye Bakanı Christian Lindner de benzer kaygılarını dile getirdi. İtalya tarafı ise UniCredit'in genel merkezinin Almanya'ya taşınması olasılığı nedeniyle endişeli.

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, olası birleşmeyi destekler nitelikte bir açıklama yaparak, bankaların uluslararası rekabet gücünü artıracak birleşmelerin arzu edilir olduğunu belirtti. Yunanistan Merkez Bankası Başkanı Yiannis Stournaras da benzer şekilde birleşmelerin teknik bir konu olduğunu ve Avrupa’nın güçlü bankalara ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Önümüzdeki haftalarda bu birleşmenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği netleşecek, ancak Avrupa'nın dünya finans piyasasında güçlü bir oyuncu olmak istiyorsa bankacılık sektöründe hızlı bir konsolidasyon gerçekleştirmesi gerektiği ortada.