CHP ile birlikte hareket eden sivil toplum örgütleri Gazze’de siyonist terör devleti İsrail’in Gazze’de bir yıldır sürdürdüğü soykırıma sessiz kalıyor. TMMOB, DİSK, KESK, TTB, ADD, ÇYD, TEV, Mor Çatı gibi lafa gelince insan hakları, özgürlük, demokrasi söylemlerine sarılan, her fırsatta sokakları dolduran, yürüyüşler, eylemler yapan sendikalar, odalar, sivil toplum kuruluşları, feminist dernekleri, hatta hayvan hakları için dünyayı ayağa kaldıran oluşumlar, siyonist İsrail’in Gazze’de bir yıldır sürdürdüğü soykırıma karşı ısrarla sessizliğini koruyor. Sözde demokrasi ve insan hakları savunucusu sol STK’lar, soykırıma karşı yapılan insani mücadeleye katılmak bir yana, çocuk, bebek, kadın demeden on binlerce insanın katledilmesine karşı çıkan duyarlı kesimi de karalamaya çalışıyorlar.

Soykırım karşısında susulmaz

Konuya ilişkin Akit’e değerlendirmelerde bulunan Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP) Sözcüsü, Şehir ve Medeniyet Derneği Başkanı Aziz Oğuzhan Karaman, şunları söyledi: “Filistin, Lübnan konusu Türkiye’de her kesimin duyarlı olması beklenen siyaset üstü bir konudur. Soykırım karşısında toplumun tüm kesimlerinin net bir tavır göstermesi beklenir. Ancak ülkemizde maalesef ırkçı veya İslamofobik bir yaklaşımla Filistin’de yaşananları görmezden gelen, ‘Filistin bizim meselemiz değil’ diyen bir kesim türedi. Bunların sayısı çok olmasa da sosyal medyada örgütlü hareket ediyorlar. STK’lar içerisinde de medya içerisinde de Filistin davasını sahiplenen insanımızı küçümseyen bir dil geliştiriyorlar. Bunların sayısı çok değil ancak bir kısmı Siyonist sermaye tarafından besleniyor.”

Sorun Müslüman olmaları mı?

Özgür-Der Ankara Şube Başkanı Yasemin Öğüt de, şunları dile getirdi: “Maalesef 1948’den bu yana Filistin topraklarındaki işgali ve on binlerce kadın çocuk ve yaşlının canlı yayında öldürülmesini seyreden kendilerini insan hakları, hayvan hakları, demokrasi fedaisi olarak tanıtan soldan çarklı sivil toplum kuruluşlarının bu mazlum coğrafyadaki kardeşlerimiz için kıllarını bile kıpırdatmamasının esas sebebini bizler elbetteki biliyoruz. Oradaki insanlar mavi gözlü, sarışın ve beyaz tenli olsalardı ve bir de ‘Müslüman’ olmasalardı, o zaman savunmayı hak edebilirlerdi. İşte bu ırkçı hastalıklı kafaların dünyaya ve insanlığa verebileceği hiçbir şeyin olmadığını elbette biliyoruz. Onlar ne kadar temize çıkartmaya çalışırsa çalışsın vicdanlı tüm dünya halkının İsrail’i terör ve vahşetin kaynağı olarak gördüğünü yüzbinlerin katıldığı eylemlerde görüyoruz.”

Siyonistten çok siyonistçiler

Gazeteci Yazar Serdar Arseven de, şunları kaydetti: “28 Şubat sürecinde feminist derneklerinden birinin toplantısında başörtülü oldukları için eğitim hakkı elinden alınanları neden savunmadıklarını sorduğumda, kendi haklarından vazgeçtikleri için onları kadın saymadıklarını söylemişlerdi. Bunlar kadın satışı, umumhaneler kapatılsın dediğimiz zaman bile bize karşı çıkıyorlardı. Kadın meselesine de ideolojik yaklaşıyorlar. Dünyanın neresinde olursa olsun bir zulüm, bir soykırım söz konusu olduğu zaman insan olan herkes isyan ediyor. Fakat bakıyoruz, bir kesim ne kadına acıyorlar, ne bebeğe. Bakıyoruz gerçek solcu Doğu Perinçek Filistin destek mitinglerine katılıyor. Fakat onlar orada yoklar. Gazze’de kadın çoluk çocuk yaşlı, engelliler hatta hayvanlar hepsi katledildi. İsrail yöneticileri bebeklerin de ileride HAMAS üyesi olacağını bu nedenle öldürülmesi gerektiğini söylüyorlar. Hitler’in günahları bile bunların günahlarının binde birine yetişemiyor. Böyle bir ortamda soykırıma karşı yapılan yürüyüşten dolayı bizleri eleştiriyorlar. Bu zihniyet kraldan çok kralcı, siyonistten çok siyonistçi oluyor.”