Tarih
Fikri Tuna’nın Vefatı (Müftü/Araştırmacı)
Çocukluğundan itibaren uzun bir ilim yolculuğuna çıkan merhum Fikri Tuna, Şam’dan Lübnan’a, Mısır’dan Cezayir’e uzanan seyahatleri ile saklı kalmış alimlerimizi ve mütefekkirlerimizi keşfederek onların eserlerini halkın istifadelerine sunan çalışmalarıyla güzel miraslar bıraktı.
Fikri Tuna, 1934 tarihinde Kahramanmaraş’ın Göksun kazasına bağlı Temurağa köyünde dünyaya geldi. “Sen büyük bir âlim olacaksın ve İslâm’a hizmet edeceksin!” diyerek küçük yaşta ilim aşkını kendisine aşılayan annesinin duasını gerçekleştirmek üzere uzun bir ilim yolculuğuna çıktı.
Fikri Hoca, Suriye, Mısır, Libya gibi farklı İslâm ülkelerinde tahsil görmüş, Cezayir’de on yedi sene üniversite hocalığı yapmıştır. Kahramanmaraş ve Kırşehir’de müftülük görevi de icra etmiş olan Fikri Tuna, Hindistan’dan Fransa’ya, Afrika’dan Kafkaslara çok farklı coğrafyalarda seyahatler gerçekleştirmiş, derinlemesine titiz gözlemler yapmıştır.
Fikri Tuna, ilköğrenimi köyünde, ortaöğrenimi Halep’te tamamladı. 1957 yılında Kahire’ye giderek el-Ezher Üniversitesi’nin Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne kaydoldu. Bu bölümü dört yılda bitirerek Türkiye’ye dönen Fikri hoca, 1962 yılında Kahramanmaraş müftüsü olarak tayin edildi.
İki yıl boyunca il müftülüğü yanında imam-hatip lisesi meslek dersleri öğretmenliği de yapan Fikri Tuna, 1965’te Kırşehir Müftülüğü’ne atandı. Ancak üç yıl sonra istifa ederek Libya’ya gitti ve ihtisas eğitimi için ed-Dirasâtu’l-‘Ulyâ’nın Kelam ve Felsefe Bölümü’ne intisap etti.
Cezayir’de Eğitim Bakanlığı’na bağlı Yüksek Öğretmen Okulu’nda Arapça ve İslam Felsefesi hocası olarak tayin edilen üstad bir taraftan da Cezayir Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Osmanlıca okutmuştur. Aynı zamanda hükümet sözcülüğü ve büyükelçilik gibi önemli görevler ifa etmiş olan Evkaf Bakanı Tevfik el-Medeni ile uzun sürecek bir çalışma içine girmiştir.
1974’te kurulan Cezayir Tarih Araştırmaları Merkezi’nin başkanlığına getirilen Tevfik Bey, Fikri Tuna’nın Merkez’e araştırmacı olarak atanmasını sağladı. Bir taraftan bu göreve başlayan üstad, öbür taraftan üniversitedeki Osmanlıca derslerini de 17 yıl boyunca sürdürdü.
Yüksek bir vefa duygusuyla vefatına kadar Tevfik el-Medeni ile birlikte çalışan Fikri Tuna, 1987’de Türkiye’ye döndüğünde Yemen’den ikinci kez aldığı davete icabet etti. Yemen Eski Eserler, Kütüphaneler ve Arşiv Genel Müdürlüğü ile bir mukavele yaparak 400 senelik Osmanlı-Yemen ilişkilerinin tamamını kapsayan genel bir araştırma başlattı. Yemenli yöneticilerin beklentileri siyasi olmakla beraber, üstad; arşiv belgeleri, kitaplar, haritalar, resimler gibi Yemen’le ilgili bütün materyali kapsayan bir çalışma gerçekleştirdi.
Yemen’de iki sene kadar defterdarlık yapmış ve gelirken de Yemen’den hatırı sayılır derecede kitap getirerek İstanbul-Fatih’te kurmuş olduğu Ali Emîrî Kütüphanesi diye de anılan Millet Kütüphanesi’ne bırakmış olan Ali Emîrî’nin Yemen Hâtırâtı adlı eserini de Osmanlıca’dan Arapçaya Hâtırâtu’l-Yemen adıyla çevirmiştir.
Yetmiş yıldır İslam dünyasını yakından tanımak için büyük çaba harcayan, tarih boyunca ortaya çıkmış ilim ve fikir hareketlerini derinlemesine mütalaa eden, çocuk yaşta başlattığı ilim yolculuğunu hayatı boyunca devam ettiren Fikri Tuna 23 Ekim 2017 tarihinde vefat etti. (https://www.dunyabizim.com)