Buğra Kardan  İstanbul

Süresiz nafaka uygulaması evlilikleri bitiriyor, aileleri yok ediyor. Boşanma oranını yukarı iten uygulama kötüye de kullanılıyor. Zira nafaka hakkı elde etmek için evlilik yapan kadınlar görülüyor. Evlenmeden evvel avukatların kapılarını aşındırarak, "Boşandığım takdirde ne kadar nafaka alacağım" sorusunu soranlar da müşahede ediliyor. Bu durumdan kaygı duyulurken ülkede sömürü hâlini alan süresiz nafaka uygulamasının kaldırılması talebi güçlendi. Sırf uygulamadan faydalanmak için evlilik yapan kadınlara tepkili olan toplumun kahir ekseriyeti, nafakaya had hudut getirilmesinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

Aile birliği bitiyor!

Aile dostu derneklerin yöneticileri de evlilik arefesinde avukatlara boşanmanın ardından elde edeceği nafaka hakkında danışanlara yüklendiler. İlgili makamlara "Süresiz nafakanın büyük bir tehdit hâlini aldı. Evlilikler nafaka için yapılır oldu. Bu konuda önlem alınmalı. Nafakanın süreyle sınırlandırılması ve tazyik hapsinin kaldırılması yoluna gidilmeli" dediler. Akit'e konuşan Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu Başkanı İlhan Ergincan şunları söyledi: "10 yıldır yetkililere süresiz nafakanın boşanmaların en önemli nedenlerinden biri olduğunu belirttik, belirtmeye de devam ediyoruz. Ulusal basında yer alan bir programda avukat hanım önemli bir beyanda bulundu. Bu hanımın 'Kadınlar evlenmeden nasıl boşanacaklarını ya da boşanmanın ardından haklarının neler olduğunu öğrenmek için avukatlara gidiyor' beyanı sıkıntının vahametini ortaya koymaktadır.

Mutlaka sınır getirilmeli

"Daha dünya evine girmeden 'Boşandığım takdirde kocamın evlilik akdinden evvel aldığı taşınmaza, arabaya nasıl ortak olurum' sorusuna yanıt arayan ve avukat kapılarına koşan bu zihniyetle aile kurumunu ayaklar altına aldığımızı görmekteyiz. Feminist yapılanmalar ve sözde kadın derneklerinin her fırsatta ödenen nafaka miktarlarını küçümseyen söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı muhakkaktır. Evlilik adil olmayan kanunlarla manevi kutsallıktan çıkmış, maddi çıkar kapısı hâline gelmiştir. Kadının aldatsa dahi boşanma davası esnasında tedbir nafakası alması erkeği sıkıntıya sokmuştur. Yine kadının bir gün, bir yıl, 10 yıl veya 30 yıl evli kalsa dahi süresiz nafaka hakkı kazanması, maddi-manevi tazminat elde etmesi erkeği zorlamıştır. Evlilikler kıyak emekliliğe dönüşmüş, yuvalar artarak yıkılmaya başlamıştır. Bu haklarının neler olduğunu daha evlenmeden avukatlara koşup öğrenenden kadınların evliliklerini devam ettirmeleri beklenemez. Yetkililerin süresiz nafaka ve velayet kanunlarını sürekli 'Yapıyoruz, yapacağız' diyerek ertelemeleriyle her yıl 500 bin boşanma davasıyla karşılaşılmaya, aile kavramı yok olmaya başlamıştır. Adalet Bakanı'na Yeni akit gazetesi aracılığıyla 'Süresiz nafaka mağdurlarının ve aile kurumunun kaybedecek bir günü bile kalmamıştır. 9'uncu yargı paketinde süresiz nafakanın süreyle sınırlandırılması, boşanma davası süresinin kısaltılması şarttır. Ayrıca tedbir nafakası ile tazyik hapsinin kaldırılması, ortak velayet ve mal paylaşımı adaletsizliklerine son verilmesi gerekliliktir' diyoruz." Süresiz nafaka mağdurları ise şu yorumlarda bulundular...

Yıllarımız çalındı

Harun Ç: "10 ay evli kaldım. Ortada çocuk yok. Evlilik 5 sene sürdü ve boşanma davasında haklı olduğum ispatlandı. Şimdi istesem de evlenemiyorum."

İsa: "5 ay evli kaldığım ağır kusurlu, çocuksuz genç kadına 4 yıl boyunca tedbir nafakası ödedim. Ve 4 yıl boyunca evli göründüm. 4 yıl hayatımdan çalındı."

Ümit S: "Görücü usulü 31 Aralık 2016'da isteme sonrası 3 ay sonra resmi nikâhla evlendik. İkimiz de üniversite mezunuyuz. Ben 40, o 36 yaşında idi. 1.5 yıl fiili çocuksuz evlilik yaşadık. Bayram tatiline gitti. Boşanma davası açtı. 6 yılı geçti boşanma gerçekleşmedi. İkimiz de asgari ücretliyiz. Ben nafaka ödüyorum. Darp ve şiddete dair kanıt yok. Yerel mahkemede 'Eşit kusur' denen dosyam vardı. Dilekçeyle kusur oranı yeniden şekillendi. İstinaf'ta nafakanın kesilmemesi için beni kusurlu çıkardı. Şu an dosyam Yargıtay'da arşivde bekliyor."