AKİT MENÜ

Gündem

PKK Mehmetçiği şehit ederken siz dindarlarla savaşıyordunuz

Bölücü terör örgütünü ikinci plana atarak Refah-Yol Hükümeti'ni devirmek için sözde 'irtica'yı birinci tehdit ilan eden, dindar subayları ordudan attıran, başörtülülere hayatı dar eden vesayet şebekesinin önde gelen isimlerinden Hurşit Tolon, şehitlerimizi istismar ederek büyük bir yüzsüzlük sergiledi. Görevde olduğu dönemde 300-400 kişilik gruplar halinde gelip Mehmetçiği şehit eden teröristlerle mücadele etmek yerine dindarlara savaş açan Tolon ve avanesi, terörsüz bir Türkiye inşa edilmesi için atılacak siyasi adımlardan rahatsızlık duyuyor.

Haber Merkezi
Güncelleme Tarihi:

ÇINAR DEMİR  ANKARA

Bölücü terörü ikinci plana atıp Refah-Yol Hükümeti'ni devirmek için sözde ''irticayı'' birinci tehdit ilan eden 28 Şubatçı paşalardan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK'nın kurucusu Abdullah Öcalan'ın DEM Parti Grubu'ndan ''PKK'nın lağvedildiğini açıklaması'' çağrısıyla yeşermeye başlayan toplumsal barış ihtimaline karşı, ''Duyunca eriyorum'' diyerek karşı çıktı. Bahçeli'nin çağrısıyla oluşan gündeme ilişkin Sözcü'ye konuşan Tolon, şu ifadelerle, düne kadar tehlike görmediği PKK için konuştu: ''Bu vatan evlatlarından binlercesi şehit olmuş. Onları omuzumda taşımış bir komutan olarak benim buna olumlu bakmam mümkün olabilir mi? Asla mümkün olmaz. Hayır hayır asla mümkün olmaz. Bu kadar şehidimizi, onların hatıralarına, onların geride bıraktıkları dul ve yetimlere, onların analarına, babalarına bu vatanda gözyaşı dökmüş, yüreği dağlanmış yüz binlere milyonlara ne dersiniz.'' Oysa Türkiye, Tolon'un da görev yaptığı yıllarda PKK ile mücadeleyi ikinci plana atmıştı. Sayıları 300'ü, 400'ü bulan terörist grupları, sınırdaki karakollarımıza peş peşe saldırılarda bulunup yüzlerce Mehmetçiğimizi şehit etmişlerdi. O zaman PKK terörünün ikinci plana atılmasına itiraz ettiklerine dair hiçbir kaydın bulunmadığı paşalardan biri olan Tolon, ülkemizde terörün bitme noktasına geldiği bir dönemde, PKK terör örgütünün lağvedilerek toplumsal barışın temini için atılan adıma karşı çıkıp duygu sömürüsü yapıyor.

Şehitler için tövbe etsin

28 Şubat mağduru Kıdemli Binbaşı Mustafa Hacımustafaoğulları, tepkisini Akit'e şöyle aktardı: ''PKK belası, küresel sistemin Türkiye'ye dayattığı vesayet sistemidir. 17 Eylül'ün cuntacısı Kenan Evren, PKK'nın en büyük müsebbibidir. Hurşit Tolon'un içinde olduğu 28 Şubatçı vesayet şebekesi de, PKK'nın Türkiye'nin başına sarma projesinin ortaklarıdır. Hurşit Tolon gibi generallerin etkin olduğu 28 Şubat döneminde, terörle gerçekten mücadele eden vatan millet sevdalısı generaller ve subaylar Eşref Bitlis Paşa gibi şehadete yürüdüler. Ancak Hurşit Tolon ve onun gibi 28 Şubat hamileri teröre destek vermekten öte hiçbir faaliyette bulunmadılar. Onların döneminde TSK'dan benim gibi gerçek vatansever ve Güneydoğu'da PKK terörüne karşı en cansiperane mücadeleyi veren binlerce yiğit subay, 'irticai faaliyet' iddiasıyla ordudan ihraç edildi. Çünkü onlara göre irtica terörden daha tehlikeliydi.

PKK onların stratejik ortağıydı

PKK terör örgütü ise 28 Şubat darbecilerinin stratejik ortağıydı. PKK terörünün oluşturulması, donatılması, ABD-İsrail ortak projesidir. Türkiye'ye dayatılan vesayet projeleri de aynı küresel sistemin ürünüdür. Bugün Gazze'de, Lübnan'da, Suriye'de, İran'da İsrail'in yapmış olduğu hava operasyonlarını yürüten pilotların eğitimi, bu 28 Şubatçı generallerin hakim olduğu dönemde Türkiye topraklarında yapılmıştır. O dönemde Konya'da eğitim alan İsrailli savaş pilotlarına karşı açık tavır almıştım. Eskişehir Bölge Harekat Merkezi'nde Baş Kontrolör olarak görevdeydim. Acaba 28 Şubat cuntası beni de bu yüzden mi ordudan attılar? Çünkü o zaman 'bunlar Ankara'yı bombalamak için burada eğitim alıyorlar. Böyle bir şey olamaz' diye açıkça tepki göstermiştim. Hurşit Tolon'un hiç konuşmaya hakkı yok.

Körpe askerleri kurban ettiler

Eğer vicdanı varsa o dönemdeki ortaklarıyla beraber terör örgütünün kucağına attıkları acemi askerlerimizin ölümlerine sebep oldukları için hatalarına tövbe etsin. 28 Şubat sürecinde teröre karşı bir mücadele yürütülmedi. 1 aylık eğitim alan acemi askerlerimiz tecrübeli teröristlerin önüne itildi. Hepsi ölüme sürüklendi. Bu millet 33 askerimizin topluca katledildiği günleri unutmadı. Terörle mücadele, Erdoğan'ın iktidara geldiği dönemden itibaren başlamıştır. Teröre karşı taktik stratejik anlamda en önemli çözümler onun döneminde üretilmiştir. PKK teröristlerin kucağına atılan acemi askerlerimiz yerine, profesyonel eğitim almış güvenlik güçleri mücadeleyi en etkin şekilde yürütmüştür. Diğer teknolojik gelişmelerin de desteğiyle, Türkiye terörü kaynağında bitirme aşamasına geçmiş, içeride PKK'nın eylem koyma kapasitesi sıfıra yaklaştırılmıştır. Tolon ve onun gibilerin terörle ilgili konuşmaya hakları yoktur. Ama o dönemde yapılanların hesabını vermeleri gerekir.''

İşte Hurşit Tolon'un dindar düşmanlığı

SEBAHATTİN AYAN  İSTANBUL

Hurşit Tolon her devirde Müslüman düşmanlığı yapmıştır. İşe birkaçı...

Ulusal Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Derneği'nin Ulusal Bir Sorun: Terörizm ve Türkiye' konferansında konuşan Tolon, gerçekleri tersyüz ederek, Türkiye'de başörtüsü sorunu bulunmadığını iddia ederek, ''Annelerimiz, eşlerimizin birkaç tane başörtüsü vardır. Anadolu insanının büyük bir çoğunluğu da başını bağlamaktadır. Başörtüsü sorunu olsaydı, başlarını bağlamıyor olacaklardı. Nitekim, 3 defa askeri yönetim oldu. Bu dönemlerde başörtüsü sorun olsaydı, o taktirde başörtüsü imalatı, satışı, kullanımı yasaklanırdı'' demişti.

57. Alay Devir Teslim töreninde konuşan Tolon, tüm sorunun Müslüman olduğunu söyle izah etmişti: ''Günümüzde sinsice yürütülen laiklik karşıtı bu tür faaliyetleri görmezden, yapılan takiyyeyi anlamamazlıktan geldiğimizi sananlar, ya aldanmakta ya da aldatılmaktalar. Aynı çevrelerin saldırılarını son zamanlarda yoğun bir tarzda bu ülke ve değerlere sahip çıkan, onları koruyanlara yöneltmelerinin maksadı, akıllarınca bu gücü etkisiz kılmak ya da zafiyete uğratmaktır. Unutmayınız ki, bölücülüğün de irticanın da panzehiri Atatürk ilke ve inkılâplarıdır.''

Kubilay'ın anma programına hatıra defterini dolduran Tolon yine Müslümanlara göz dağı verecekti: 'Bizler her zaman olduğu gibi bundan sonra da irtica ile mücadelede yüksek duyarlılığı ve kararlı tutumumuzu sürdüreceğiz. Hiç kuşkunuz olmasın.'

Hurşit Tolon, ''Türkiye'de başörtülü sorunu değil siyasi simge anlamı taşıyan 'sıkma baş' sorunu olduğunu iddiasında bulunarak, sıkma baş'ı iki örtünün kullanılması olarak tabir etti.

Cuma Dergisi, 29 Ağustos 2003 tarihli sayısında emekli orgeneral Hurşit Tolon'un siyasi mesajlarını eleştirdiği için, susturmak amacı ile astronomik tazminat talebine muhatap olmuştu.

Sabotajcı Paşa ne yapmak istiyor?

HABER MERKEZİ

Hurşit Tolon'a sorular yönelten Araştırmacı Yazar İsmail Nacar, gazetemize şu açıklamayı yaptı: ''Tolon, Sözcü gazetesinde yeniden kafasını çıkararak sayın Bahçeli'nin son çıkışıyla gündeme gelen yeni bir barış iklimini zehirlemeye çalışıyor. Bilindiği gibi Malatya'daki 'Zirve Yayınevi Davasının' sanığı eski uzman çavuş İ.Ç, gizli tanık sıfatıyla Turgut Özal ve Eşref Bitlis Paşa'nın ölümleriyle ilgili önemli bilgiler vermişti. İşte bu bilgiler ışığında Ergenekon tutuklu sanığı Tolon'un 'şüpheli sıfatıyla' ifadesi alınmıştı. Yine bilindiği gibi Bitlis ve Özal, PKK sorununun çözümü için gerçekçi bir çapa sarf ediyorlardı. Ben ve Turgut Özal da devrede olduğumuz için bunun en yakın şahidiyim. Ne yazık ki Gladio bu iki şahsiyeti ortadan kaldırarak bu süreci sabote etti. O yüzden sabotajcı Tolon Paşaya sormak istiyorum: Yine ne yapmak istiyorsun? Gerçekten Devlet Bahçeli'den daha milliyetçi ve vatansever misin?''

Yorumlara Git

İSFALT’taki çöküşü gizlemek için Arnavutköy’e iftira: Özgür Özel’in asfalt iddiası belgelerle çürütüldü

Hristodulidis, yine haddini aştı: İki devletli çözümü hazmedemedi! Erdoğan’a küstah çağrı

Türkiye’de doktorların şartlarını beğenmedi Almanya’da dönercilik yapıyor

Chopin'e ait olan Piyano Sonatı ile uğurlanıyordu Özel Harekat polisleri duruma böyle el koydu. Şehit naaşını omuzlarına alarak tekbir sesleriyle ortalığı inletti.

Kırmızı bültenle aranıyorlardı! Enselendiler