Kültür - Sanat
Üstad Necip Fazıl Bahçelievler’de anıldı
Üstad Necip Fazıl Kısakürek, doğumunun 110’uncu vefatının ise 31’inci yılı münasebeti ile Bahçelievler Belediyesi’nin organize ettiği bir etkinlik ile anıldı. Üstad’ın yakınında bulunmuş bir isim olan eğitimci yazar Muzaffer Doğan tarafından bir araya getirilen Necip Fazıl Kısakürek sevdalıları, Üstad’ı dün akşam Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde anlattılar. Programda gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu, Yayın Kurulu üyemiz karikatürist Yalçın Turgut Balaban ve gazetemiz yazarı Devlet eski Bakanı Hasan Aksay da Necip Fazıl ile ilgili anılarından söz ettiler.
KORAY TAŞDEMİR / İSTANBUL - Bir döneme damgasını vuran fikirleri ile gençlerin dimağlarında çığır açan ve hâlâ fikirleri ile yaşanan Üstad Necip Fazıl Kısakürek’i sevenleri unutmadı. Kısakürek, doğumun 110’uncu vefatının ise 31’inci yılı dolayısı ile Bahçelievler Belediyesi tarafından anılıyor. Eğitimci yazar Muzaffer Doğan’ın gayretleri ile bir araya getirilen edebiyat, sanat ve siyaset dünyasından 14 yetkin isim, Necip Fazıl Kısakürek’i anlattı.
Etkinlikte, gazetemizin İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu, Yayın Kurulu üyemiz karikatürist Yalçın Turgut Balaban ile gazetemiz yazarı ve Devlet eski Bakanı Hasan Aksay da Necip Fazıl ile ilgili anılarını anlattılar.
ÜSTAD HER SALDIRIYA MİLLETİ ADINA KARŞI KOYAN ÖRNEK BİR İNSANDI
Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, Üstad’la ilgili bir anısını şöyle anlattı: “1975 yılında MTTB’nin bir kongresi vardı. Ancak inşalar iki gruba ayrılmıştı. Kongre salonu çok kalabalıklaştı. Kongre yapma imkânı kalmadı. İki ayrı grup vardı. Üstad çıktı kürsüye. Delege olmayan dışarı çıksın dedi ve yavaş yavaş indi. Bir baktım herkes yavaş yavaş dışarı çıktı. Salon boşaldı, delegelerle kongre yapılmış oldu. Bu bir neslin üstadı ne kadar sevdiğini ve tuttuğunu gösteriyor.”
Bahçelievler Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit ise, “Necip Fazıl değerleri ile dik duran kimsedir. Necip Fazıl her saldırıya her yüklenmeye her eleştiriye kendi milleti adına karşı durarak örnek bir insan olmuştur. Onun için biz kendi değerlerimizi gelecek nesillerimize aktarmak zorundayız. Mimari de Mimar Sinan nasıl bizim için vazgeçilmez ise Necip Fazıl da gelecek için doğru yolu gösterenlerdendir” ifadelerini kullandı.
KARAHASANOĞLU: “ÜSTAD BİZE DİK DURMAYI ÖĞRETTİ”
Gazetemizin İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahsanoğlu, Üstad Necip Fazıl’dan pek çok şey öğrendiklerine dikkat çekerek, “Üstad’tan birçok şeyi gördük ve öğrendik. Üstad bize dik durmayı, cesur olmayı öğretti. Zindan’dan Memed’e Mektub’u ceberrut bir iktidarın olduğu 60’lı yıllarda yazmıştı. Üstad, Cemal Gürsel ile ilgili de bir şiir yazmıştı. Şiirin sonunda, ‘Allah bütün Müslümanlara rahmet eylesin, Paşa’nın bu duadan nasibi varsa alsın buyursun’ demişti. Necip Fazıl gerçek bir mümin ve gerçek bir Müslümandı” diye konuştu.
AKSAY: “ÜSTADI TANIMLAYAN TEK ŞEY İSLAMDIR”
Devlet Eski Bakanı ve gazetemiz yazarlarından Hasan Aksay da, “Necip Fazıl’ı anlatmak mümkün değildir. Necip Fazıl şiir yazar, roman yazar, tiyatro yazar, nutuk atar her şey yapar” diye konuştu. Aksay, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim evimize Sebilürreşat ve Büyükdoğu dergisi eskiden beri gelirdi. Büyükdoğu’yu da ilkokuldan beri okurdum. Hep Sakarya şiirinden bahsediliyor. Ben onun bir hikayesinden bahsetmek istiyorum. İsmet Paşa’nın adını taşıyan bir şiir yarışması var. Ama üstad o şiirin başına ‘Bu şiir İsmet İnönü’nün adını taşıyan yarışmaya katılmaya tenezzül etmez’ yazmıştı. Bu bile davasını anlamak için yeterlidir. Necip Fazıl biz mahkemelerinden takip ettik. Bazen karşısına üç dört savcı çıkmak zorunda kalırdı. Bir defasında hâkim ‘Artistik yapma’ dedi, Üstad hakimi de rezil etti. Üstad, ‘Ne kadar güzel söylediniz, hapishanedeki o berbat hayatı ancak burada artist gibi durmakla anlatabiliriz’ dedi.”
Üstad ile 4 yıl da beraber yargılandıklarını kaydeden Aksay, “Biz mahkemeye de beraber giderdik. Orada dinlenmek için oturulacak yerler vardı. Üstad hiç oturmazdı. Vefat etmeden üç dört gün önce beni çağırdı. Yine mükemmel nutuk atıyordu. Bir ara ‘Bakana neden çay getirmedin’ dedi. Halbuki çay gelmişti. O zaman gözleri görmüyordu ama eksik yanlarını kimseye göstermek istemezdi. Üstad’ı tek bir şey tanımlar, o da İslamdır” diye konuştu.
BALABAN: “BİZDE PARA İLE SATILDAN KALEM VE FIRÇA YOK”
Yayın Kurulu Üyemiz ve karikatürist Yalçın Turgut Balaban, Necip Fazıl ile yaşadığı iki anıdan söz etti. Balaban, “Kendisine şairler sultanı ünvanı verilmişti. Bu vesile ile Atatürk Kültür Merkezi’nde bir program düzenlendi. Her şeyi Üstad belirledi. Ünlü Tohum piyesinden bir tirat oynanacaktı. İstanbul Şehir Tiyatrosundan aktörler geliyorlar, Erenköy’deki evde üstadın karşısında okuyorlar ama Üstad hiçbirini beğenmiyordu. Tabii bu arada benim içim içimi yiyordu. ‘Üstad’ım, tiratı ben okuyabilir miyim’ dedim. Okudum, kalktı ayağa ve ‘Tamam sen okuyacaksın’ dedi. Bundan sonra ‘Samimi amatör pişkin profesöre üstün gelir’ demişti” diye konuştu.
Balaban sözlerine şöyle devam etti: “Kemal Ilıcak karikatürist olarak Semih Balcıoğlu’nu istihdam ederdi Tercüman’da. Semih Balcıoğlu sık sık nazlanır, istifa eder sonra daha yüksek bir para ile yeniden başlardı. Bu aralarda bir gün Üstad ile oturuyorduk. Kemal Ilıcak’ın geldiğini söylediler. Üstad kabul etti. Kemal Ilıcak bana ‘Yalçın karikatürden ne kadar para alıyorsun’ diye sordu. Ben şaşırdım, üstadın yanında biraz utandım. ‘Üç bin lira alıyorum’ dedim. ‘Tamam yarın gel 30 bin lira veriyorum’ dedi. Üstad o zaman ‘Kemal bu çocuk geldiğinde senin istediğini mi kendi istediğini mi çizecek’ diye sordu. Kemal Bey ‘Yayın politikası’ falan dedi. Onun ardından Üstad, ‘Kemal, git buradan, burada ne para ile satılacak kalem ne de fırça var’ dedi” şeklinde konuştu.
14 YETKİN İSİM NECİP FAZIL’I ANLATTI
Necip Fazıl Kısakürek’i anma programında eğitimci yazar Muzaffer Doğan, Yazar Ali Haydar Haksal, şair aktivist Ahmet Mercan, Marmaratör Reşat Şen, şair yazar Yusuf Dursun, şair yazar milletvekili Recep Garip, şair Özcan Ünlü, yazar Selvigül Kandoğmuş Şahin, şair Nurettin Duman, yazar Hasibe Çerko ve yazar Halis Özdemir de konuşma yaptı.