AKİT MENÜ

Medya

ABD’den Türkiye’ye şok darbe! Tam bir kâbus senaryosu

Oğuzhan Bilgin, Trump’ın ikinci döneminin Türkiye-ABD ilişkilerini zorlayacağını öngördü. Bilgin, Trump’ın İsrail’e verdiği desteğin Türkiye’ye olumsuz yansıyacağı ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi
Güncelleme Tarihi:

Oğuzhan Bilgin, Donald Trump’ın başkanlık döneminin Türkiye-ABD ilişkileri üzerindeki etkilerini ele aldı. Bilgin, Trump’ın İsrail yanlısı politikalarının Türkiye için sorun oluşturabileceğini söyledi. Özellikle PKK/YPG’ye verilen desteğin bu dönemde kesilmeyeceğini belirten Akşam gazetesi yazarı Bilgin, Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni gerilimlerin yaşanabileceğini ifade etti. Bilgin, Trump’ın sert dış politikalarının Ortadoğu’daki dengeleri Türkiye aleyhine değiştirebileceğini kaydetti. İşte Oğuzhan Bilgin'in yazısı:

"Önceki yazımda Donald Trump'ın başkan olmasının Türkiye'ye dönük olası etkilerini ve Türkiye ile ABD arasındaki sorunlu alanların geleceğini tartışmaya başlamıştım. İlk olarak Trump'ın başkan olmasıyla geçmişe oranla ehvenişer gibi görünen başlıklara değinmiştim. Bu başlıkların birincisi Yunanistan, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz başlığıydı. İkincisi Ermenistan ve Ermeni diasporası başlığıydı. Üçüncüsü ise liderler diplomasisi başlığıydı.
Bugünkü yazımda ise Trump'ın başkan olmasıyla son derece temkinli olmamız gereken başlıklara değineceğim. Bu sorunlu görünen başlıkları en sona bırakmamın bir sebebi de Trump'ın kadrosunun şekillenmesini görüp bunun üzerine de yorumlarda bulunmaktı.
Esas itibariyle Trump başkanlığının hem Türkiye hem Ortadoğu hem de dünya için en sorunlu alanını sert İsrail yanlısı tutumu ve kadrosu oluşturuyor. İlk başkanlık döneminde işgal altındaki Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak hem de işgal altındaki Golan Tepeleri'ni İsrail'in toprağı olarak tanıyan Trump seçim kampanyasında da Demokratları bile yeterince İsrail yanlısı bulmayan bir söylem ortaya koymuştu. Kurduğu Siyonist kabineyle Trump'ın İsrail'e destek vermekle kalmayacağı bunun yanı sıra İsrail'in daha da radikalleşmesini cesaretlendirecek bir politika yürüteceğini gösteriyor. Batı Şeria'yı İsrail toprağı olarak tanımaktan İran'a karşı çok daha sert politikaya geçişe kadar bölgeyi daha da ateşe atacak bir süreci ilerletmesi maalesef ihtimal dâhilinde görünüyor.
Yine Türkiye ile ABD arasındaki en büyük mesele olan ABD'nin PKK–YPG'ye destek verip onlara bir devlet kurdurma projesi de yine bu bağlamda daha sorunlu hâle geliyor. Çeşitli platformlarda dile getirdiğim üzere 7 Ekim'le birlikte başlayan İsrail'in katliam ve işgal süreci yaşanmasaydı PKK- YPG terör örgütlerine olan ABD desteğini Trump minimize edebilirdi. Küreselcilerin bu projesini onlar kadar sahiplenmezdi. Nitekim Cumhuriyetçilerin hazırladığı Project 2025 Raporunda da bu durum açıkça ifade ediliyordu. Zaten önceki başkanlık döneminde Trump ilk başkanlık döneminde Suriye'den asker çekmeye çalışmış ama Amerikan müesses nizamı buna müsaade etmemişti.
Yalnız 7 Ekim'le başlayan süreç PKK- YPG konusunu da Trump'ın ve ekibinin gözünde başka bir noktaya koyacaktır. PKK ve YPG'nin İsrail'in bir vekil unsuru olarak daha da doğrudan konumlandırılarak İsrail'in hem Suriye coğrafyasına hâkim olmasında hem de İran (ve muhtemelen de Türkiye) karşıtı operasyonlarında İsrail tarafından kullanılacağı için PKK ve YPG'ye en azından bir süre destek kesilmeyecektir.
Nitekim İsrailli bakanların, Netanyahu'nun oğlunun "Kürtler" temalı açıklamaları da PKK'nın İsrail tarafından daha da aktif bir biçimde kullanılacağının işaretlerini veriyor. Bu bakımdan hem İsrail'in işgalleri ve katliamları hem bu işgal ve katliamlarda PKK ve YPG'nin kullanılacak ve desteklenecek olması hem de İran'ın düşmanlaştırılması politikaları bir bütün olarak düşünülmelidir. Yani bu başlıklar önümüzdeki yıllarda Türkiye–ABD ilişkileri bakımından son derece sorunlu geçebilir.
Nitekim sadece Trump ve A takımı değil; Trump siyasetinin seçmen tabanını oluşturan başta Evanjelistler olmak üzere Hristiyan Siyonist kitleler de Trump'tan bunu talep edecektir. Buna ek bir başlık olarak Trump'ın öngörülemezliği de eklendiğinde durum daha riskli hâle gelebilir.
Elbette uzun vadeli düşündüğümüzde Project 2025 Raporu'nda da bahsedildiği üzere Trump'ın Demokratların PKK–YPG projesine onlar kadar sahip çıkmayacağı ve krizli süreçlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile liderler diplomasisini yürütmesinin olumlu etkisi olacağını varsaymak doğru olmakla birlikte önümüzdeki 1-2 senenin bu başlıklarda çok da ümit verici olmadığını söylemek gerekiyor."

 

Yorumlara Git

Maduro Amerikalılara seslendi: Yeni bir Gazze mi istiyorsunuz?

Muhalif Gazeteci Bahar Feyzan'dan dikkat çeken Murat Kurum çıkışı "En Başarılı Bakanlardan Biri"

Güne yine şehit haberiyle başladık... Manisa'da feci kaza

AK Parti'li Mustafa Varank'tan CHP'li Milletvekilini perişan etti: "Biz Hırsıza Hırsız Deriz!"

Ali Karahasanoğlu’ndan Fehmi Koru'ya sert sorular! ‘Menderes’i asanları, şimdi bize Menderes diye tanıtıyorlar’