Gündem
Ekrem, dün ‘ak’ dediğine bugün ‘kara’ diyor! Hem ilkesiz hem pişkin
Siyasi kariyeri uğruna her yola başvuran İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir algı oyununu daha sahneye koydu. “Ahmak” davasında “tarafsız değil, beni mahkum edecek” diye reddini istediği hakimin tayinini, ‘sürgün’ olarak niteledi.. İmamoğlu’nun iftira ve algı oyunlarının hakimleri görevlerini yapmaktan alıkoyamayacağını vurgulayan hukukçular, “Hakimlerle uğraşmayın” çağrısı yaptılar.
Buğra Kardan İstanbul
Başkanı olduğu İstanbul’un yolunu unutan, Ankara’dan dönmek bilmeyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun vukuatları bitmek tükenmek bilmiyor. Siyasi kariyeri uğruna hile hurdadan, yalan dolandan geri kalmayan İmamoğlu çirkin bir algı oyununa daha imza attı.
Milleti yanıltmayın
İmamoğlu’nun “Ahmak” davası sırasında reddini talep ettiği hakimin Samsun’a tayinini ‘sürgün’ olarak lanse etmesi “Yuh” dedirtti. Akla vaktiyle İmamoğlu’nun avukatının “Bu hakim bizim davamıza bakmasın” yazılı dilekçesi geldi. Hâliyle adı geçen dilekçe tiye alındı. Mahkemeleri ve yargı görevlilerini itibarsızlaştırmayı adet edinen İmamoğlu’nun ‘sürgün’ söylemine sinirlenen toplumun kahir ekseriyetince de “İçi boş iddialar bırakılsın, belgeler ortaya konsun” dendi. Hukukçularca da İmamoğlu’na bağımsız ve tarafsız yargıya mobbing yapma huyunu terk etme çağrısında bulunuldu. İftira ve algı oyunlarının hakimleri görevlerini yapmaktan alıkoymayacağını aktarıldı. İmamoğlu ve arkadaşlarına “Hukuka riayet edin. Hakimlerle ve savcılarla uğraşmayın. Tayin ve terfi kararlarını ‘sürgün’ olarak sunup milleti yanıltmayın” uyarılarında bulunuldu.
Usulü de hukuku da bilmiyor
Akit’e konuşan Avukat Hadi Dündar, şunları söyledi: “Görüyoruz ki CHP, devamlı yargıyı hedef alıyor. Özgür Özel, çıkıp İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın ismini verip ‘Benden çekeceğin var’ demedi mi? Özel, hem yargıya ayar vermeye yöneliyor hem de tehditte bulunuyor. İmamoğlu da Özel’in peşinden gidiyor. İmamoğlu, hemen her yerde ‘Ahmak’ davasıyla ilgili yorumlarda bulunuyor. Yargıyı yönlendirmeye, korkutmaya tevessül ediyor. İmamoğlu, ‘İstinaftan aleyhime karar çıktığı takdirde halk ayağa kalkar’ demedi mi? Dedi. İnfial çıkacağını ifade etmedi mi? Etti. Anlıyoruz ki İmamoğlu, aynı tavırla ilerlemeye devam ediyor. Yargıyı yıpratmayı, tehdit etmeyi bırakmıyor. Ne hikmetse yargı, CHP’nin lehine karar verdiğinde bağımsız ve tarafsız oluyor. Yargı, CHP’nin aleyhine karar verdiğinde de bağımlı ve taraflı oluyor. Hemen mahkemeye yahut hakime yükleniliyor. İmamoğlu’nun yargılandığı davanın hakiminin başka bir yere tayininin çıkması doğaldır. Tayinin kuralı kaidesi bellidir. İmamoğlu’nun tayini ‘sürgün’ olarak yorumlaması yanlıştır. Bu yorumdan İmamoğlu’nun usulü, hukuku bilmediği anlaşılmaktadır. Kendi reddini talep ettiği hakimin başka bir yere atanmasının ardından ‘sürgün’ söylemine sarılması da riyakârlıktır. Yazık ki bu söyleme inananlar da var.
İşi gücü algı yapmak
Karşımızda algı üreten bir grup var. Anılan grup ürettiği algıdan yola çıkarak yargıyı tehdit etmekten geri kalmıyor. Buradan İmamoğlu, Özel ve CHP’ye ‘İktidar olmanız hâlinde şu anda yakındığınız ya da tehdit ettiğiniz yargıya müdahale mi edeceksiniz’ sorusunu sormak gerek. İmamoğlu, Özel ve CHP’nin hata ettiği muhakkak. Mahkemeleri yerden yere vurmanın, hakimleri ve savcıları hedef almanın anlamının olmadığı kati. Tayin ya da terfi kararlarına başka yakıştırmalar yapmanın yararının olmadığı tartışmasız.”