Medya
CHP’nin PKK’yla gizli pazarlığı! Kılıçdaroğlu’nun kirli sırları ortaya saçıldı
Emin Pazarcı, CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminde radikal bir değişim sürecine girdiğini kaydetti. Pazarcı, CHP'nin PKK ve Soros bağlantılı isimlerle olan ilişkisini eleştirdi.
Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı, CHP’nin gidişatına yönelik eleştirilerde bulundu. CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde, Soros fonlu isimlerle ilişkilendiğini ve PKK sempatizanlarını meşrulaştıran bir partiye dönüştüğünü belirten Pazarcı, CHP’nin içindeki ulusalcı isimlerin etkisizleştirildiğini ve partinin kuruluş ilkelerinden koptuğunu vurguladı. Pazarcı, şunları kaydetti:
"Cumhuriyetin ilk yıllarında Fransızcanın etkisinde olan gazetelerde bu başlığı çok görürdünüz. Mesela, Türk Lirasının Sterline karşı değer kaybetmeye başladığı yıllarda gazetelerin çoğu şu başlığı atmıştı:
"Quo vadis (nereye) Sterlin?"
Gerçi CHP'nin nereye doğru gittiğini on küsur yıl önce ortaya koymuştum. Türkçe yazmıştım, anlamayanlar oldu. Bu defa belki Fransızca başlıkla ne demek istediğim daha iyi anlaşılabilir diye düşündüm!
Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 Yılında CHP Genel Başkanı olduğunda "Arama Toplantıları" başlattı. Atatürk'ün kurduğu CHP'ye yeni bir yol, yeni bir rota arandı. Biri İstanbul'da, diğeri Van'da yapıldı. Ardından da sonuç raporları yazıldı. O raporların içinde Abdullah Öcalan'ın talebi olan Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulması dahil, pek çok garabet yer aldı...
Peki, kimlerle yapıldı o toplantılar?
CHP'lilerle ve CHP yöneticileri ile değil, TESEV'ci bazı isimlerle yapıldı. Biliyorsunuz, TESEV, ünlü spekülatör Soros tarafından fonlanan bir sivil toplum örgütüdür. Tabi yer yerinden oynadı. CHP içindeki Kemal Anadol ve Önder Sav gibi pek çok isim sert tepki gösterdi. Bu tepkilerin ise, onlar ve onlar gibi düşünen ulusalcı pek çok ismin etkisizleştirilmesine ve tasfiyesine yol açtı.
Uzatmanın anlamı yok. Zaman içinde öyle bir değiştirildi ve dönüştürüldü ki CHP, artık içlerinden PKK televizyonlarına çıkıp, Türkiye'yi yerden yere vuranlarla karşılaşıyoruz. En son örneği CHP İstanbul İl Eğitim Sekreteri Ali Ekber Cömert oldu. PKK televizyonuna çıktı, Türkiye'yi PKK'ya şikâyet etti. O konuşurken, ekranda da "Soykırımcı Türk Devleti askeri saldırı başlattı" yazısı vardı.
Ne oldu? Tepki gösteren çıktı mı?
Çıkmadı, ama aynı CHP, bundan yıllar önce "Aramızda TR 705 kodlu Amerika Birleşik Devletlerinin haber alma elemanları bulunuyor" diyen Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz'ı disipline vermişti. Dilek Hanım gibi düşünenler tasfiye olup, "TR 705 kodlu" dedikleri korununca, CHP'de garip görüntüler ortaya çıkmaya başladı.
***
Bugün CHP içindeki en önemli figürlerden biri Ekrem İmamoğlu'dur.
Peki o ne yaptı? Durumu ve PKK destekçiliği yargı kararı ile kesinleştiği için görevden alınan Mardin'in eski Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün ayağına gidip, destek ziyareti yaptı. Böyle bir adama övgüler düzdü.
Deniz Baykal döneminde yapılabilir miydi bunar? Bülent Ecevit böyle bir görüntüye izin verir miydi? Hayaldi, düşünülemezdi, ama bugün gerçek oldu.
İşte CHP'nin geldiği nokta budur! Artık parti içinde Kurultay kazanmak için terör hükümlüsü Selahattin Demirtaş'a selam gönderiliyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığında öne geçmek için de terörle ilişkisi mahkeme kararı ile ortaya çıkan isimlerin ayağına gidilip destek alınıyor. Yukarıda bunlar olurken, alt kademedekiler de Türkiye Cumhuriyeti Devletine "soykırımcı" diyen terör kanallarında boy gösteriyor. (...)"
İlişkili haber:
İlişkili haber:
İlişkili haber:
İlişkili haber: